Taner AKÇAM
Türkiye insanının şiddet ile ciddi bir imtihanı var. Bu imtihanı verebilecek mi bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var:
Eğer bu toplum, yaygın şiddet anlayışı ile ve onun geçmişte yaşanmış tarzları ile açık olarak yüzleşmez ise, bu topraklara ne demokrasi gelir ne de hukuk devleti inşa edilir.
Şiddetle yüzleşme birçok sorunun anahtarı gibi duruyor!
Şu andaki egemen kültür, “benim şiddetim güzeldir” cümlesi ile özetlenebilir.
İnanmazsanız sorun, konuşun: sağcısından solcusuna, birçok kişi size geçmişte ve bugün değişik tarzlarını yaşadığımız şiddet biçimlerinin ne kadar zorunlu olduğunun nutuklarını atacaklardır.
Konunun, toplumun en küçük hücresi olan ailelere kadar sinmiş ve kadınlara yönelik şiddet boyutlarıyla hiç ilgilenmiyorum bile…
Çünkü daha o sayfaya gelmeden önce bile, şiddetin, siyasetin bir aracı olarak kullanılmasını açıktan savunanların var olduğu bir ülkede yaşadığımızı hatırlatmak istiyorum.
Sağcı veya solcu olmak fark etmiyor. Şiddeti seviyoruz! Yeter ki istediğimiz amaca hizmet etsin.
Şiddeti, siyasetin bir aracı olarak kullanmayı reddeden bir kültürden çok uzağız.
Siyaseten ağzımızı açmakla, silaha sarılmak arasındaki mesafenin son derece kısa olduğu ender toplumlardan biriyiz.
Son, PKK– HÜDA-PAR çatışması olarak sunulmak istenen siyasi cinayetlerden sonra ortaya çıkan havaya bakmak kâfi.
HÜDA-PAR’ın Jitem olduğu, ve bunlara karşı tıpkı 1990’larda yapıldığı gibi silahla cevap verilmesi gerektiğini söyleyen analizler sosyal medyada bolca boy gösterdi.
Ortada olan açık, eskiden çatışmalı olan taraflar yeniden birbirlerine düşürülmek isteniyor.
Bunu görmemek için kör olmak gerek.
Ama sonuçta yüzbinleri peşinden sürükleyen bir hareketi Jitem diye ilan etmenin hafifliğinin ve bunun yaratacağı siyasi sonuçların farkında mıyız?
Kürdistan’da iç savaş çıkartmak isteyenlerin de istediği tam da bu değil mi?
Peki, ne yapmak gerek?
Kullanılmak istenen tarafların bu işi boşa çıkartacak girişimlerde bulunması gerekmez mi?
Bu nedenle, HDP’in, HÜDA-PAR ile görüşmeye başlaması çok ama çok önemli!
HÜDA-PAR bu çağrıya sessiz kalır, cevap vermezse zan altında kalır!
Bu nedenle, taraflar arasındaki görüşme çabalarını sonuna kadar desteklemek, omuz vermek gerekiyor!
Ümit ederim, görüşmeler bir tek son olaylarla sınırlı kalmaz.
Kürdistan topraklarında derin çatlaklar vardır. Bu çatlakların tamamıyla ortadan kaldırılması mümkün değildir. Sosyolojinin bir kuralı bu… Ama bu çatlakların, başkaları tarafından şiddet için kullanılmasının önü alınabilir.
Türk devleti geçmişte bu çatlakları kullandı: PKK-Hizbullah çatışması, Köy korucuları sistemi…
Sonuçta ama ölen, öldürülen Kürt insanı oldu.
O hâlde, görüşmelerin ana hedefi, tek bir Kürt gencinin, insanının canının alınmasına müsaade edilmemesini sağlayacak ortamı yaratmak olmalıdır.
Bu Batı’daki insanların, biz Türklerin de birinci görevidir. Cumhuriyet tarihinde Kürt halkı kadar acı çeken, insan kaybeden bir topluluk yoktur.
Kürdistan topraklarında şiddet kültürünün yaygınlığının en önemli nedenlerinden bir tanesi bu devletin asırlardır Kürt insanına reva gördüğü şiddettir.
Fakat sadece devletin değil, bizlerin vurdumduymazlığının da bunda payı vardır.
Bu nedenle, Batı’daki her insanın, her Türk’ün önünde önemli bir görev duruyor.
Kürdistan topraklarında şiddetin yeniden filizlenmemesi için neler yapabiliriz?
Ve sorunu bir tek Kürdistan toprakları ile sınırlı tutmayıp, ülkenin geneline yaymak gerekir.
Türk solunun ve şu anda büyük gövdesinin içinde bulunduğu HDP ile MHP ilişkilerine de artık bu gözle bakmanın zamanı gelmedi mi?
Nasıl ki, HDP, HÜDA-PAR ile Kürdistan topraklarında şiddetin devreden çıkarılması için konuşmalı ise; çeşitli renkleri ile Türk solcuları ve MHP, kendilerinin 1970’li yıllardaki şiddeti konusunda da ciddi olarak konuşmaya başlamalıdırlar.
Farklı toplumsal kesimler arasında yaşanan şiddet tarzları üzerine konuşmaz isek, çok şikâyetçi olduğumuz devletin keyfî şiddetine karşı hiç bir şey yapamayız.
Devletin keyfî şiddetinin, topluma egemen kültürel ortamdan beslendiğini görmemek için kör olmak gerekiyor!
Kuşkunuz olmasın, devlet dediğiniz de bizim gibi insanlardan oluşuyor!
Demek ki tarihle yüzleşme konusuna bir de şiddet tarzlarıyla yüzleşmeyi eklemek gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
27.05.2025
24.03.2025
5.06.2023
1.04.2021
15.07.2020
2.05.2020
25.04.2020
22.04.2020
5.04.2020