Tuncay TOP
Ak Partililer Düzce ve Yığılca’nın camilerinde siyasi propaganda yaptıklarını gösteren fotoğrafları kendileri yayınladılar.
Akçakoca’nın Kurugöl köyünün camiinde cep telefonlarıyla çektikleri fotoğrafları da kendi hünerleriyle servis ettiler.
Türkiye’nin birçok farklı camiinde benzer siyasi çalışmaları yapıyor, iktidarın gücü ellerinde olduğundan kimse de kendilerine engel olamıyordu.
Cami içlerinde seccadelerin üzerine kurdukları masa sandalyelere oturmuş, cami cemaatinden oy istediklerini belgeleyenutanç fotoğraflarıydı bunlar.
Siyaseti o kadar safça yürütüyorlardı ki, yaptıklarının yanlış bir şey olduğunun farkında bile değillerdi.
Yediklerini içtiklerini sosyal medyada paylaşmayı seviyorlardı. Gezdikleri yerleri ve seçim çalışmalarının her ânını başkalarına göstermeyi kendilerine iş edinmişlerdi.
Bazen nispet olsun diye,bazen de arkadaşlarına caka yapmak içinfotoğraf paylaşmaya kendilerini o kadar kaptırmışlardıki, kadınlı erkekli doluştukları camilerde, çektiklerifotoğrafları paylaşmakta bir beis görmemişlerdi.
Ellerinden Kuran meallerini düşürmeyen, mitingleri kesilmesin diye ezanı geç okutan, kendileri gibi olmayan neredeyse her görüş ve inancı meydanlarda yuhalatan bir liderleri vardı; o liderin taşradaki sıkı takipçisiydiler.
Camileri kışlaları olarak görmekteydiler. Cami cemaatini çantada keklik olarak düşünmekte, o cemaatin her koşulda kendilerine oy vermesi gerektiğine inanmaktaydılar.
Fıtratları biraz farklıydı… Siyasi liderlerinde‘’Allah’ın vasıflarını gören’’ onların vekiliydi.Kendilerini ‘’hazret’’ olarak addetmekten sıkılmayanda onların vekiliydi. Bu tür vekillerin cami içlerini propaganda meydanına çevirmelerineyse şaşırmamak gerekirdi.
Ne oldu nasıl olduysa cami içlerinde siyaset yapmaları yaygın medyada haber oldu. Büyük gazete sayfalarında ve TV. ekranlarında kınandılar. Bir utanma hâli, bir endişe, bir sıkılganlık hâsıl oldu bu çevrede.
‘’Bir haltyedik, bir hata ettik, bundan sonra yapmayız’’ demek erdemliliğini göstermek yerine, yapılan haberlerin yalanolduğunu kanıtlamaya çalıştılar.
Partinin Akçakoca teşkilatının genç ilçe başkanı, yaptıkları toplantıyı caminin içinde değil de ayakkabılığında yaptıklarını söyleyerek kendilerini aklamaya çalıştı.
Sanki ayakkabılık caminin dışında bir yermiş gibi, sanki köy halkıyla toplanmak için caminin ayakkabılığı dışında yer kalmamış gibi…
İlçe başkanı bizim zekâmızla dalga geçmek yerine, kendisi de Ak Partili olan köy muhtarının, cami imam-hatibinin bütün itirazlarına rağmen camiyi seçim bürosu gibi kullanma pervasızlığına karşı bir şeyler söylemeli.
Zira yaşanan olay medyaya yansıdıktan sonra, mesleğinin baharında olan cami imamı soruşturmaya uğradı ve muhtemelen ceza alacak.
Kurugöl köyünün dernek binasında toplantı yapmak yerine, cami içinde propaganda yapmayı tercih edenler, diğer siyasi partilerin özen gösterdikleri hassas bir konuda hoyratça davrananlar ile Düzce ve Yığılca’daki camilerde seccade üzerlerine masa sandalye kurduranlaraynı partinin vekil adaylarıydı.
Türkiye’nin birçok yerinde aynı hatayı yaptılar. ‘’Camide siyaset yapıyorlar’’ şeklinde çarşaf çarşaf gazete sayfalarında yer alanlar da nedense hep Ak partililerdi.
Örnekler çoğaltılabilir… Fakat bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltmeye çalışan ilçe başkanının yaptığı şey, hatadan ders çıkartmak ve özür dilemek olmalıyken, bu ilçede yaşayan herkesin neler olup bittiğinden gayet emin olduğu bir konuda, bu haberleri yapanları yalancılıkla suçlaması, taşra siyasetçileri eliyle siyasetin ne kadar sefil bir hâle getirildiğini gösteriyor.
Bu güzel ülkede hatalarını kabul edip özür dilemek bir fazilet ölçüsüydü. Ne yazık ki yeni yetme siyasetçiler böyle davranmaktan imtina eder oldu.
Siyasetin gerçekten ayağa düştüğü talihsiz günleri yaşıyoruz.
.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2014
12.09.2014
2.04.2014
15.11.2013
29.07.2013
19.07.2012
8.07.2012
7.06.2012
7.02.2012
19.01.2012