Uğur Gürses
EKONOMİSTLER farkında ki; anlatıldığı gibi seçim sonrasında ekonominin “uçuşa geçme” ya da “otoban hızına ulaşma” hikayesi yerine “yumuşak iniş” nasıl mümkün olabilir meselesini tartışmak daha önemli ve anlamlı.
Cuma gününe göre ekonomide hiçbir şey değişmedi; finansal piyasalarda da. Ekonominin sorunları orada duruyor. İçeride son 10 yılın küresel piyasa koşullarının baskın olduğu ucuz ve bol paraya dayanan dönem geride kalırken, finansman ve kredi koşullarının daralmasıyla biz bize “milli piyasamıza” döndük. Bunu da geçmişten hatırlıyoruz.
Ekonomist Atilla Yeşilada, Paraanaliz.com adlı sitesinde yayımladığı yazısının başlığını “Türkiye’yi artık piyasalar yönetecek” olarak koymuş. Bu söz ne yazık ki potansiyel olarak doğru. 2009 sonrasındaki 10 yıllık bol ve ucuz para, rehavet döneminin sonundayız çünkü. Ayrıca 2001 krizi sonrasındaki süreci hatırlatıyor. Kriz sonrasında IMF anlaşması ve bu çerçevede yapılması gereken reform takviminde gecikmeler oldukça, piyasaların kötüleşiyor, kötüleştiği noktada siyasetçiler programın gereğini yerine getirmek için harekete geçiyordu. Meşhur Telekom krizi bunun unutulmaz örneği.
Avrupa’da 2011’den sonra çıkan krizlerde hem çevrede hem de merkezde olan ülkelerdeki siyasi sonucu milliyetçi, yabancı düşmanı, ırkçı, popülist partilerin oyları yükselişi olmuştu. Türkiye’de 2015 Kasım seçiminde yüzde 49.5 oy oranı sağlayan AK Parti’nin 2018’de 7 puan oy kaybı var.
İzlediği ekonomi politikası ile küresel ekonomik koşullardaki değişime hazırlıksız ve kırılgan yakalanan hükümet, buradan gelen dalgalanma ve ekonomik durgunluğun nedenini “dış güçler, bizi çekemeyen yabancılar” gibi sözlerle topluma anlattıkça bunun sandığa yansıması öyle görünüyor ki iktidar partisinden ittifak içinde olduğu en uç sağ kesime oy kayması olmuş. İçinden yeni bir parti çıkan MHP böylelikle oylarını korumuş görünüyor.
Türkiye’nin ihtiyacı olan reformların Meclis’ten yasa değişiklikleriyle çıkması gerekecek. Örneğin, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in seçim öncesi açıklamalarına bakılırsa emeklilere 2 ikramiye gibi taahhütlerin finansal yükü, imar affı ve “gelir vergisi reformu” ile sağlanacak hasılat ile karşılanacak, orta ve uzun vadede de “yeni hükümet sistemi ile birlikte kamu harcamaları azaltılacak.” 9 ay sonra yerel seçim gündemi olan ve Meclis çoğunluğunu kaybeden iktidar partisi için “gelir vergisi reformu” gibi seçmeni “acıtacak” konuların, böyle bir reformun seçim sonucuna bakarak Meclis’ten çıkacağını beklemek kolay değil.
Küresel parasal daralma sürecine girilmişken dış kaynak akışının terse dönmemesi, cari açık ve bir yıllık geri ödeme ihtiyacı olan kabaca 160-170 milyar dolar finansman sağlanması için iyi siyasi normalleşme ve “iyi bir hikâye” çıkması şart. İşte bu yüzden, artık giderek daha fazla ekonomik zorluklar ve buna uygun ekonomi politikası izlenip izlenmediği gündemde olacak. Temel parametrelerin belirlendiği yer olan mali piyasada, dolar kuru ve faiz bu gündemin sonucu ve “barometresi” olacak. İşte bu yüzden, seçimi iktidar partisi kazanmış olsa da sahneyi “piyasa güçleri” alacak.
Seçim öncesinde de konuşuluyordu ama sonrasında da giderek yayılan bir bakış açısı var; o da son 10 yılda rahat küresel parasal koşulların siyasi alanda meyvesini toplayan iktidar partisinin bu dönemin sona ermesi ile “faturayı ödeme zamanını” da yönetmesi gerektiği. İşte bu yüzden, piyasa tepkilerinin daha sert biçimde ekonomiyi etkileyeceği bir dönemde işini iyi bilen teknokrat kadroların varlığı önemli olacak. 2009 krizi öncesine kadar siyasetçilere rahatlık sağlayan da buydu; siyasi kadroların altında yer alan ve günlük işleri götüren yetkin ve deneyimli bürokratlar “testi kırılmadan” durumu idare edebiliyorlardı. 2009 sonrasındaki bol ve ucuz para dönemi öyle idi ki; yetkinlik ve deneyim yerini sadakat ve deneyimsizliğe bıraktığında bile “yol kazası” olmadı. 2018’in ilk altı ayında yaşananlara bakınca, bu konuda yeterli fikrimiz var artık; kurumlara güven ve itibar kaybı.
Artık piyasaların “direksiyonda” olduğu bir dönemde, gündelik işler bir tarafa “yumuşak inişi” sağlayacak ustalıkta bir ekonomi yönetimi ve politikaları gerekiyor. Böyle bir aşamada yapay biçimde “faiz indirme” çabalarına ise hiç de yer yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022