Vahap COŞKUN
Stefan Zweig’ın Balzac’ı ve Dickens’ı üzerine hasbıhal etmiştik bundan önceki iki pazar yazısında. Kaçarı yok; Zweig’a yine döneceğiz ve onun bir diğer ustası -belki de en büyük ustası- Dostoyevski hakkında da bir-iki kelam edeceğiz. Ama müsaadenizle bunu biraz erteleyelim ve bu hafta tarihi bir değeri haiz olduğu belirtilen 14 Mayıs seçimlerine ve bilhassa muhalefete değinelim.
Muhalif camia, 14 Mayıs’a bel bağlamıştı ve beklentilerini azami seviyeye çıkartmıştı. Kamuoyu araştırmalarından da, genellikle, muhalefetin ümitlerini besleyen veriler çıkıyordu. Sandıklardan başarılı çıkılacağına dair kanaat giderek keskinleşiyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimi ya ilk turda galibiyetle neticelenecek ya da en azından yarış önde bitirilecekti. Meclis’te de çoğunluk muhalefetin eline geçecekti. 21 yıllık Erdoğan ve AK Parti iktidarı da böylece son bulacaktı.
Malumunuz, seçimler bu beklentileri boşa çıkardı. İktidar, Meclis’teki çoğunluğunu korudu. Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda kazanamadı ama 4 puan ve 2 milyondan fazla bir oy farkıyla ipi önde göğüsledi. Her iki sandıkta da yenilgiye uğrayan hayalleri yıkıldı, motivasyonu dağıldı. Psikolojik üstünlük iktidara geçti.
Muhalefetteki ümit büyük olunca hayal kırıklığı da derinleşti. Öngörülen ile olan arasındaki makasın büyüklüğü, muhalif seçmenlerin bir kısmında bazı kötü ezberlerin rücu etmesine yol açtı. Doğrusu, yürek soğutmaktan başka bir işlevi olmadığı ve muhalefete bir fayda sağlamadığı görüldüğü için bir süredir bu ezberlerin terk edilmesi yönünde bir gayret de vardı. Ancak seçim mağlubiyetinin ardından bunlar tekrar dolaşıma sokuldu. Biri kurumsal muhalefette diğeri de sosyal medyada olmak üzere baskın iki ezberin altını çizmek isterim.
Güvercinlikten şahinliğe
Ezberlerden ilki, seçimlerin kaybedilmesinin sorumlusu olarak görülen toplumsal kesimlere karı tavır alınmasıdır. Hedefe konulan başlıca iki grup var: Depremzedeler ve mülteciler. Depremzedelerin bilhassa sosyal medyada topa tutulmasının nedeni, deprem bölgesindeki sandıklardan iktidar partilerinin güçlü çıkmasıydı. Mülteciler ise, maalesef, her zaman yaylım ateşi altındaydı. Seçimin kaybı, bu ateşin şiddetini artırdı.
Muhalefet seçimden milliyetçiliğin yükseldiği sonucunu çıkarttı. İktidarın ilk turdaki milliyetçi propagandasının tuttuğu okumasından hareketle, ikinci turda milliyetçiliğe yatırım yaptı. İlk turdaki “güvercin” dilini bir tarafa bıraktı, ikinci turda tamamen “şahin” bir poz takındı. Kemal Kılıçdaroğlu, mülteciler ile “yağmacı” ve “potansiyel suç makineleri” gibi, hiçbir gerçekliği olmayan çok kötü ifadeleri aynı cümle içinde kullandı ve iktidara gelmesi halinde onların hemen göndereceğini belirtti.
Cumartesiden pazartesiye 180 derecelik bir dönüş yaşadı Kılıçdaroğlu ve muhalefet. Kalp çizen eller birden sertçe masaları dövmeye başladı. Diyalog ve barış mesajı verilen ağızlardan tehditler ve hakaretler dökülür oldu. Eli ağır ve vurduğu yerden ses getiren bir lider imajının getirisi olacağı düşünülerek, Kılıçdaroğlu’na üzerine oturmayan bir savaşçı elbisesi giydirildi. İki gün öncesinin sakin ve uzlaşmacı profilinin yerini sinirli ve kavgacı bir profil aldı.
Peki, böylesine keskin bir savrulmanın muhalefete bir yararı olur mu? Zannetmiyorum. Üç sebepten ötürü: Bir, muhalefete dönük zaten büyük bir güven sorunu vardı toplumda. Kısa bir sürede böylesine bir değişim, beyazdan siyaha böylesine hızlı bir geçiş, muhalefetin güven sorununu izale etmez. Aksine güvensizlik halkasını daha da büyütür. İki, mülteci karşıtlığından oy devşirmek çok zor; Erdoğan’a oy verenler, mülteci karşıtlığının dozunu artırdı diye Kılıçdaroğlu’na dönmezler. Ve üç, muhalefet milliyetçiliği abartarak Erdoğan’ı geçemez. Aksine, milliyetçi söylemde kantarın topuzunun kaçırılması; Kılıçdaroğlu’na büyük destek veren seçmenlerin bir bölümünün sandıktan uzak durmasına yol açarak muhalefetin yarasının daha fazla kanamasına yol açabilir.
Velhasıl, ikinci turda dengeleri kendi lehlerine değiştirmek için Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının aklına gelen ilk çözümün milliyetçiliğe abanmak olduğu görülüyor. Ancak akla ilk gelen çözümün, doğru çözüm olmama ihtimali yüksektir.
Her şey bir oyun!
Bahsi edilmesi gereken ve sosyal medyada yoğun bir şekilde işlenen ikinci ezber ise, seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıdır. Haklarını teslim edelim; resmi muhalefet aktörleri, 14 Mayıs ertesinde bu topa girmediler. Elbette tutanakların çelişkili olduğu sandıklar için itirazlarını yaptılar, bu itirazlar karara bağlandı ve gerekli değişiklikler yapıldı. Nihayetinde Yüksek Seçim Kurulu kesin seçim sonuçlarını açıkladı. Muhalefet partilerinden seçimlerin hileli olduğuna ve sonuçları reddettiklerine dair bir ses yükselmedi.
Lakin muhalefetin kabul ettiğini, sosyal medyada kimi muhalifler kabul etmiyorlar. Muhalefet partilerinin temsilcilerinin süreçle ilgili bilgileri paylaşmaları, resmî açıklamalarda bulunmaları da onları kesmiyor. Kendilerinden çok eminler; aslında seçimi Kılıçdaroğlu’nun kazandığından ama onun oyunun düşürüldüğünden, Erdoğan’ın oyunun yükseltildiğinden ve seçimlerin bu yolla ikinci tura bırakıldığından zerre kadar şüphe etmiyorlar.
Salt cumhurbaşkanlığı seçimlerine değil milletvekili seçimlerine de kirli bir müdahale yapıldığı yönünde mutlak bir kanaat taşıyorlar. Kâğıt üzerinde MHP’nin oyunun artırıldığını, YSP’nin oyunun ise azaltıldığını iddia ediyorlar. Hatta gıpta edilecek bir özgüvenle, rakam bile veriyorlar, “MHP’nin oyuna 6 puan eklendi, YSP’nin oyundan 5 puan çıkarıldı” ve benzeri sözleri, tartışılmaz bir bilgi gibi sunuyorlar. Ne cumhurbaşkanı adaylarının ne de partilerin oyunu gerçek sayıyorlar, oyların çalındığı ve bir oyun oynandığı fikrinden taviz vermiyorlar.
Bir tek yeniyetmeler değil aklı başında bilinen kimi isimler de bu vaveyladan eksik kalmıyor. İddiaların bini bir para! Öyle bir resim çiziliyor ki; sanki ortada hiçbir muhalefet partisi ya da milletvekili olmak için sıkı bir mücadele veren hiçbir muhalif siyasetçi yok. Kimse çetele tutmuyor, kimse tutanaklara bakmıyor, kimse oyları karşılaştırmıyor veya kontrol etmiyor.
Muhalefetin esamesi okunmuyor, iktidar her şeyi elinin altında tutuyor. Seçim sahasında istediği gibi at koşturuyor iktidar; oradan aldığı oyları buraya, buradan aldığı oyları oraya aktarıyor. Rakamları istediği gibi düzenliyor; bir partiye eklemeler yaparken, diğer bir partiden çıkarıyor. İnandırıcılığı temin etmek için de seçimi ilk turda bitirmiyor, tam sınırda tutuyor. Her şey ama her şey iktidarın kurgusuna göre ilerliyor.
Hülasa yaşanan tamamıyla bir müsamere, daha fazlası değil!
Zihni konfor
Kafanın bu şekilde çalışmasının, muhakkak ki rahatlatıcı bir yönü var. Gerçekte her seçimi kazandıklarını ama bu zaferlerinin hileyle hurdayla gasp edildiğini düşünmek, çok sayıda insana bir teselli oluyor. Zira böylece bir seçimin siyasi ve sosyolojik izahını yapmak ya da seçmenlerin hangi partiye neden teveccüh edip neden etmediklerini tahlil etmek gibi zor işlerden kurtuluyorlar. Sorumluluğu hep başkalarının sırtına yüklüyorlar, yanlışı hep başkalarında buluyorlar. Daima doğru yerde durdukları için kendilerine bir fatura çıkarmak gereği duymuyorlar.
20 yıldır kaybedilen her seçimden sonra etrafı kaplayan söylemler, muhalefetin bir bölümünün gerçeği görmesini, yenilgiyi kabullenmesini engelliyor. Seçmenin neden kendilerini tercih etmediğini anlamalarını imkânsız kılıyor. Başarısızlıkla yüzleşmekten imtina ediliyor ve teselli, komplo teorilerinde bulunuyor.
Muhalefetin gelecekte bir başarıya ulaşması, evvela komplo teorilerine sarılmanın sağlıksız bir durum olduğunu teslim etmesinden geçiyor. Çünkü hasta olduğunu kabul etmek, iyileşmenin ilk şartını oluşturuyor.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025