Vahap COŞKUN
HDP’yi oluşturan aktörlerle Türkiyelileşmek son derece güç. Çünkü bahse konu olan aktörlerin kendilerinin çok ciddi bir Türkiyelileşme sorunu var. Daha açık söyleyeyim: HDP’nin içindeki en Türkiyeli yapı BDP. Dolayısıyla ortada BDP’nin kendisinden daha az Türkiyeli olan gruplarla Türkiyelileşmeye çalışması gibi garip bir durum var.
Türkiye’nin siyasi arenasında yeni bir parti var: Halkların Demokratik Partisi (HDP). Geçen hafta kongresini yapan HDP, solda bir çatı partisi olmak iddiasıyla siyasi mücadelenin içine atıldı. Partinin şu anda 4 milletvekili var. (Sabahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel) Bu milletvekillerin tamamı BDP listelerinden seçilen ve daha sonra BDP’den ayrılan isimlerden oluşuyor. Tuncel ve Kürkçü yeni partinin eş genel başkanları olarak görev yapacaklar.
HDP kendini “demokratik, özyönetimci, halkçı, özgürlükçü, barışçı, ekolojist, emekçi” gibi sıfatlarla tanımlıyor. Parti, başta kadınlar, gençler, LBGT bireyleri olmak üzere toplumun tüm renklerini temsil eden ve bu kesimlerin hak mücadelelerini yürüten bir hareket olmayı hedefliyor.
HDP’nin bir geçmişi var. 2011 genel seçimlerinde Kürt siyasetinin ana damarını oluşturan BDP, Türkiye solu ile işbirliği yapmıştı. “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” adı verilen bu işbirliğinde amaç, Kürt siyaseti ile sol grupları ortak bir siyasi zeminde buluşturmaktı. HDP, bu tecrübeyi daha ileri bir noktaya taşımayı hedefliyor.
Türkiyelileşme sorunu
HDP projesinin müellifi, Öcalan. Kongreye gönderdiği mesaj büyük bir coşkuyla karşılanan Öcalan, bugün BDP’de temsil edilen siyasi geleneğin bölgeye sıkıştığını düşünüyor. Öcalan’a göre Kürt siyaseti dar bir alana hapsoluyor ve bir türlü Türkiyelileşemiyor. Bu, önemli bir handikap. Bunu aşmak için ise, partinin yapısında ve söyleminde değişikliğe gidilmeli. Öyle bir parti olmalı ki, burada sadece Kürtler değil her toplumsal çevre yer almalı. Ve öyle bir parti olmalı ki bu, sadece Kürtlere değil bütün Türkiye’ye hitap etmeli. Türkiyelileşme ancak bu şekilde mümkün olabilir.
HDP işte bu düşünceleri hayata aktarmanın bir projesi. HDP’den Kürt siyaseti ile temsil imkanı bulamayan grupları, farklı inanç/kültürel kimlikleri ve sol/sosyalist yapıları ortak bir paydada buluşturması bekleniyor. Çeşitli bileşenlerin bir araya gelmesiyle dar kalıpların aşılması ve tüm Türkiye’ye hitap eden bir siyasi anlayışın üretilmesi umut ediliyor.
Şüphesiz Kürt siyasetini Türkiyelileştirmeye çalışmak, doğru ve makul bir hedef. Gerçekten eğer Kürt siyaseti, toplumun bütün sorunlarına ilgiyle yaklaşan ve sadece kendi tabanının değil diğer grupların da hassasiyetini gözeten bir yapıya verilirse, bu, Türkiye demokrasisi için bir kazanç olur. Zira böyle bir siyasi yapı, Türkiye’deki muhalefet boşluğunun doldurulmasında önemli bir işlev görebilir.
Hedef doğru; lakin bu hedefe ulaşmak için işbirliği yapılan aktörler ve izlenen strateji yanlış. Aktör derken kastedilen HDP’yi oluşturan gruplardır. Bu aktörlerle Türkiyelileşmek son derece güç. Çünkü bahse konu olan aktörlerin kendilerinin çok ciddi bir Türkiyelileşme sorunu var. Daha açık söyleyeyim: HDP’nin içindeki en Türkiyeli yapı BDP. Dolayısıyla ortada BDP’nin kendisinden çok daha az oranda Türkiyeli olan gruplarla Türkiyelileşmeye çalışması gibi garip bir durum var.
BDP bir yana konulduğunda HDP’nin geriye kalan paydaşların tamamını marjinal gruplar oluşturuyor. Bu grupların Türkiye’nin bütününe seslenen bir siyasi dil ve pratik oluşturmaları ise imkansız denecek kadar zor.
Nitekim HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in başörtülü milletvekillerinin Genel Kurul’a girip giremeyeceklerinin tartışıldığı bir televizyon programında sarf ettiği sözler de bu zorluğu teyit eder nitelikte. Tüzel, özetle ve mealen, üç hususa değindi:
Başörtüsü sınavı
Bir, başörtüsünün temelde kadın özgürlüğünü ihlal eden ve kadını erkeğe karşı ikincil kılan, küçük düşüren bir ritüel olduğunu ama AKP’nin çok başarılı bir şekilde bunu bir “özgürlük sorunuymuş gibi göstermeyi” başardığını belirtti. İki, AKP’nin iktidarda olmadığı ve kadınların dini baskı altında tutulmadıkları bir durum olsa herkesin dilediği gibi giyinme özgürlüğünün savunulabileceğini fakat bugün böyle bir durumun bulunmadığını söyledi. Ve üç, bugün itibariyle parlamentoda başörtülü bir milletvekilinin bulunması onaylanamadığını ifade etti.
Tüzel’in bu ifadeleri büyük bir tepki çekti. Kendisine Kürt oylarıyla seçildiği ve Kürt kadınların büyük bir kısmının başörtülü oldukları hatırlatıldı. Daha bir gün önce yapılan HDP Kongresi’nin divanında bir başörtülünün bulunduğu ve dünkü tablo ile bugünkü sözlerini nasıl bağdaştırdığı soruldu. Klasik laikçi argümanlara özgürlük mücadelesinin yürütülemeyeceğine dikkat çekildi, vb.
Yoğun eleştiriler karşısında Tüzel sözlerini tevil etmek durumunda kaldı. Başörtülü vekil olabileceğini, parlamentoda başörtülü olarak çalışılabileceğini, kendisinin sadece AKP’nin siyasi istismarına dikkat çekmek istediğini belirtti. Ama ikna edici olmaktan uzak bu tevil, HDP’nin Türkiye’yi gerçeklerine tekabül eden ve toplumun büyük bir çoğunluğunu kucaklayan bir siyasete yönelmesinin ne denli zor olduğunu gösterdi.
Aslında HDP projesi ilk dillendirildiği andan itibaren BDP’nin hem parti organlarında, hem de tabanında önemli oranda bir rahatsızlık yarattı. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın sözleri, bu rahatsızlığın bir dışa vurumu. Tan, Öcalan’ın “Türkiyelileşmek” perspektifinin doğru bulduğunu, ancak HDP uygulamasının bu perspektife aykırı bir şekilde yol aldığını ve “dar bir proje” olduğunu söylüyor:
“Bu işi yürüten arkadaşlarımız sadece marjinal solla sınırlı kaldılar Türkiye’de. Bu marjinal solun önemli bir kısmı da dinle, İslam’la barışık değil. Kürt İslamcılar da bunlara sıcak bakmıyor, Türkiyeli Müslümanlar da sıcak bakmıyor. Hatta liberal çevrelerle bile bu marjinal solun arası iyi değil. Dolayısıyla, HDP projesi bütün liberal demokratları, Müslüman demokratları, Kürt halkının büyük bir kısmını içine alması gereken bir projeyken, maalesef sadece marjinal Türk soluyla sınırlı kalan, kadük, dar bir proje haline geldi.”
Seçim stratejisi
Sadece işbirliği yapılan aktörler değil, gelecek yıl yapılacak seçimlerde uygulanacak strateji de BDP’de huzursuzluğa sebebiyet veriyor. Bilindiği gibi BDP ve HDP, bölgede BDP Batı’da ise HDP tabelası altında seçime iki parti olarak girecekler. Altan Tan, bunun yanlış bir tercih olduğunu ve birçok milletvekilinin de toplantılarda bu yöndeki “endişelerini” dile getirdiklerini söylüyor.
“Bölgede BDP ve Batı’da HDP” bir ara formül. Buna başvurulmasının nedeni ise, HDP projesinin BDP tabanında içselleştirilmemesi. Şurası açık: Eğer BDP tabanı HDP’yi sahiplenmiş olsaydı Türkiye’nin tamamında HDP ile seçime girilirdi. Buna bir engel de yoktu. Ama taban buna reaksiyon gösterdi. BDP yöneticileri halka HDP olarak gitmeleri halinde bunun ters tepeceğini gördüler. Bu nedenle bölgede BDP ile devam etme kararı aldılar. Bu ara formül, BDP’nin bölgedeki konumunu muhafaza etmesini sağlar. Ama Batı’da HDP formunda seçime girmek BDP’nin buradaki oylarını olumsuz etkileyebilir.
Gezi ruhu kimi kurtarır?
Yola Türkiyelileşmek düşüncesiyle çıkılmış olsa da gelinen noktada HDP’nin farklı bir güzergaha girme ihtimali göz ardı edilmemeli. Halihazırda HDP projesini fiili olarak yürütenlerin iki hat üzerinden ilerlemeye çalıştıkları söylenebilir: İlki, Kürt siyaseti ile Gezi’yi birbirine bağlamak. “Gezi ruhu” seçilen slogandan salonda egemen olan havaya kadar HDP’nin her yerinde vardı. HDP bir “Gezi Partisi” olarak kurgulanıyor ve Kürt siyasetinin de buna kitlesel destek vermesi bekleniyor. Böylece olaylar esnasında kendiliğinden meydana gelmeyen birliktelik bu parti aracılığıyla kurulmaya çalışılıyor.
İkincisi, İstanbul’da AKP’ye karşı CHP ile bir ittifak kapısını açık tutmak. HDP vekilleri çeşitli vesilelerle CHP ile bir seçim ittifakına girebileceklerini belirttiler. Kürkçü ve Önder “CHP ile ilkeler düzeyinde bir ittifakı konuşabiliriz” dedi. Genel Başkan seçilmesinin akabinde Tuncel “Eğer ana muhalefet İstanbul’u çok istiyorsa bunu görüşebiliriz” diyerek kapıyı açık tuttu. Bu bağlamda HDP, solun AKP ile olan hesabını (Gezi ve CHP üzerinden) görme ve bunu yaparken de Kürtlerin kitlesel gücünü sefer etme projesi gibi duruyor.
Bunun Kürt siyaseti için doğru bir yol olduğu kanısında değilim. Doğru olan yolu Altan Tan tarif ediyor: “Bize göre, doğru olan proje önce, hâlâ Kürtlerin yarısının oy verdiği AK Parti’ye giden oylarımızı geri alacak; Türkiye’deki liberalleri, demokratları, sosyal demokratları kucaklayacak bir geniş proje olmalı.”
Kaynak: Kim kimi Türkiyelileştirecek? - Açık Görüş - Star Gazete http://haber.stargazete.com/acikgorus/kim-kimi-turkiyelilestirecek/haber-802712#ixzz2jaysO8sL
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025