Vedat Bilgin
Bugün olağan dışı olayların yaşandığı tarihsel bir dönemden geçtiğimizi söylemeye dahi lüzum yoktur. Türkiye dost/müttefik gibi sıfatlarla dâhil olduğu Batı sistemiyle yüzyıl sonra derin krizler yaşıyorsa bunun sebebini nerede aramak lazımdır. Bütün bunlar diplomatik yolları ihmal ettiği veya kötü kullandığı için mi, yoksa Batılı değerlere uzaklaşıp Doğulu değerlere yöneldiği için mi olmaktadır? Mesele bu tür saf, gerçek dışı birtakım yanılsamalarla açıklanacak ölçüde olsaydı, Türkiye’den çok sonra AB’ye müracaat etmesiyle girmesi bir olan, neredeyse hiçbir kritere bakılmadan tam üye yapılan ülkeler karşısında Türkiye’nin önüne neden sürekli yeni şartlar konulmaktadır.
Mesele Türkiye’nin Batılı değerlerden uzaklaşması olsa NATO bünyesinde müttefik olarak Sovyetler’e karşı neredeyse yarım yüz yıl ileri karakol vazifesi görmüş, en büyük orduyu hazır tutmuş bir ülkeye karşı istihbarat örgütleri üzerinden yıllarca bunca operasyon yapılmaya kalkışılır mıydı? Türkiye Batı’ya bağlı olduğunu gösterdiği zamanlarda kendi kültürünü tahrip etmeye yöneldiği, sömürge psikolojisine mağlup olmuş aydın/bürokratlar üzerinden Batılı değerler diyerek ikinci sınıf Batılı filozofların fikirlerini ideolojik dogma haline getirdiği günlerde dahi Batı Türkiye’ye başka türlü yaklaşmış mıydı?
DEVLET OLMAK
ABD’nin Suriye’de açıkça terör örgütleriyle Türkiye’ye karşı işbirliği yapması, yıllardır bu ülkeye saldıran PKK/PYD’yi silahlandırması nasıl bir müttefiklik ilişkisidir? Bütün bu sorular aslında bir çağın kapandığını bir dönemin sonuna gelindiğini göstermektedir. Batı, ne yaparsa yapsın kendisine bağımlı kalan, IMF/Dünya Bankası reçeteleriyle ekonomisini bir krizden bir diğer krize sürükleyen, tehdit ettiğinde uçaklarını kaldıramayan, kaldırdığında ambargo konulan, çiftçileri tarlasına haşhaş eksin mi ekmesin mi diye soran bir ülke aramaktadır.
Devlet içinde kendisine ideolojik/politik askeri bakımdan bağımlı bir zümre üzerinden kontrol edilen kontrolden çıktığında, daha doğrusu çıkmaya kalktığında darbeyle müdahaleyle yeniden denetim altına alınan Türkiye bugün yok ve sorunun kaynağı da budur.
“Bağımsız bir ülke olmak uluslararası ilişkilerde kendi iradesiyle davranma kabiliyetinde bir devlet olmak elbette bu coğrafyada Batılılar açısından hiç hoş karşılanacak bir durum değildir, Batı sistemi diye yazıp durduğumuz sistem esas itibarıyla eşitsizlikler üzerine kurulu bir işleyiş biçimine sahiptir ve bu eşitsizlikler hiyerarşisinde meydana gelecek değişmeler elbette sistem açısından sorun anlamına gelmektedir.”
SUÇUMUZ NEDİR?
Burada daha önemli olan sorun ise Ortadoğu’da Türkiye’nin böyle bir konuma yükselmesidir; Türkiye’nin bağımsız olması kendi iradesiyle karar alan bir devlete sahip olması sömürgecilik çağından bu tarafa Batı’nın çözmek istediği ‘Şark Meselesi’nin çözülmesi bir yana yeniden büyümesi anlamına gelecektir.
Batı’nın daha önemli problemleri vardır ve bunlar arasında artık mutlak Batı hâkimiyetini ifade eden iki yüzyıllık hegemonyanın kaybolması şüphesiz en önemlisidir; hatta diyebiliriz ki bütün krizlerin birikimi böylesine büyük bir değişimin şartlarını hazırlamıştır fakat daha önemlisi başka coğrafyalarda yaşanan uyanışlar, toplumsal değişme eğilimlerinin yükselişidir.
İşte Türkiye tam da bu değişim dalgalarının ortasında bir taraftan siyasal yapısını demokratikleştirmeye, ekonomisini kalkınmaya yöneltmişken alçakça müdahalelerle karşılaşmıştır. FETÖ darbe girişimi de, PKK/DEAŞ terör saldırıları da şimdi güneyden PKK/PYD üzerinden yürütülen kuşatma girişimi de aynı merkezlerin saldırılarıdır. ‘Peki, sizin suçunuz yok mudur’ diye soruyorlar ‘olmaz mı, bunlarla mücadele etmek sizlerin gözünde en büyük suç sayılmaktadır!’
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019