Yalçın AKDOĞAN
Her hükümet, her siyasetçi, her başbakan eleştirebilir, yanlış yapabilir, tartışılabilir. Menderes de, Özal da, Demirel de, Erbakan da hem çok büyük kitlelerin desteğini alarak büyük işler yapmışlardır, hem de yine büyük kitlelerin eleştirilerine maruz kalmışlardır. Türkiye’nin AK Parti iktidarında her alanda ulaştığı nokta başka hiçbir dönemle kıyaslanmayacak durumdadır. Erdoğan’ın sistemi demokratikleştirmek için gerçekleştirdiği dönüşüm de yine kıyas kabul etmez bir durumdadır.
Buna rağmen kimi üslup, kimi yaklaşım, kimi icraatlar sebebiyle bugün Erdoğan bir ‘diktatör’ gibi konumlandırılmaya çalışılıyor. Erdoğan’ın üslubunu eleştiren liberal kalemlere soruyorum, Allah aşkına bu büyük bir zulüm değil midir? Erdoğan’a yönelik bir halk ayaklanması çıkarmak isteyenler demokratik bir Türkiye mi istemektedir? Şehir merkezlerinde muhafazakar kitleye yönelik estirilen terör, AK Parti kitlesine yönelik yapılan hakaretler, saldırılar hangi insanlıkla bağdaşır? Gezi parkında protestoda bulunan gençler, çevreciler, sanatçılar bir tarafta tutulursa onlarca şehirde anında organize olup kamu binalarına saldıran, parti binalarını yakan, hükümeti devirmeye yönelik tertibin içinde oldukları anlaşılanlar neyin nesidir? Bunlar masum kalabalıkların içine karışanlar değildir, masum insanları yedeklerinde tutarak, onları maskeleyerek başka provokasyonlara girişenlerdir. İyi niyetle sürekli gezi parkını gösterenler istemeden daha büyük bir fotoğrafı gölgeliyorlar.
Erdoğan’a bir imaj üretilmeye çalışılıyor. Bu konsorsiyumun içinde ona ders vermek isteyenler de var onu yok etmek isteyenler de... Onun Cumhurbaşkanı olmasını istemeyenler de var, AK Parti’nin silinip gitmesini isteyenler de...
27 Nisan’da Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını darbe sebebi gösteren zihniyetin bir benzeri bugün demokrat geçinen çevrelerden çıkıyor. Erdoğan aday olmadığını açıklamalıymış yoksa Türkiye’de iç savaş çıkarmış... Hem dayatma diye yaygara yapacaksın, hem de kendin dayatma içine girecek, milletin iradesine karşı ahkam keseceksin...
Aslına bakılırsa bu büyük tezgahın ayak sesleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’a ‘katil, terörist’ diye ağır hakaretler sıralamasıyla anlaşılmıştı.
Bunu takiben ve olayın bir gün öncesinde bir Türk büyüğünün ‘yaşam tarzı dayatması’ uyarısı geldi.
Ulusalcı cephenin üretmeye çalıştığı yeni model 28 Şubat’a liberal, demokrat, muhafazakar bazı çevrelerin farklı gerekçelerle alet olması çok hazindir.
“Hükümet bir türlü yeni kuşak toplum kesimlerinin tepkisini anlamadı” diyenler asıl kendileri büyük resmi görmemekte direniyorlar.
***
Uluslararası güç odakları ‘Erdoğan tipi liderlik’ten rahatsız görünüyorlar. Bir yanda batıyla ciddi işbirliği geliştiren ama diğer yanda batıyı sorgulamaktan çekinmeyen bir anlayış... Hem dost kalan hem de ‘acı konuşmaktan’ çekinmeyen bir yaklaşım...Sırt dönmeyen ama yörüngeye girip uydu da olmayan bir duruş... Batı, böyle bir duruşa ve liderliğe alışık değil. AB’ye girmek için en büyük mücadeleyi ve dönüşümü ortaya koyan, ama AB’nin çifte standardını ve iki yüzlülüğünü haykırmaktan da çekinmeyen bir tavır... BM’nin kararlarını ve karar alma mekanizmasını eleştiren ama çok büyük bir destekle BM’ye geçici üye seçilebilen bir ülke... Antisemitizmi insanlık suçu sayan ama İsrail’in cinayetlerine eyvallah etmeyen bir anlayış...
İsteniyor ki, Erdoğan Türkiye’nin onlarca yıllık bütün sorunlarını çözsün, Kürtlerin, Ermenilerin, Alevilerin, azınlıkların meselelerinin üzerine gitsin ama dindar kitlenin meselelerine el atmasın...
İsteniyor ki, Erdoğan yol yapsın, baraj yapsın, köprü yapsın ama İHL yapmasın. İsteniyor ki Erdoğan milletin çöpüyle, suyuyla, parkıyla ilgilensin ama kültüre, sanata karışmasın.
Hep kucaklasın, hep sineye çeksin, hep empati yapsın, hep alttan alsın ama hiç eleştirmesin, hiç sorgulamasın, hiç dik durmasın... Kendisine oy veren kitlenin değil vermeyen kitlenin hissiyatından, taleplerinden hiç ayrılmasın...
Başbakan 10 yıl önce de aynı kişi değil miydi? Açın gazete sayfalarına bakın, bugün yöneltilen eleştirilerin daha fazlası o gün söyleniyordu. Sistem normalleştikçe dindar kesime yönelik atılan adımlar hemen bir ‘dayatma’, ‘İslamlaşma’, ‘mahalle baskısı’ gibi yansıtılarak ön kesilmeye çalışılıyor.
Birileri omurgalı, özgüven sahibi lider istemiyor; ezik, kompleksli, dik duramayan, gölgesinden korkan, hep denge gözeten bir lider üretilmek isteniyor. Erdoğan bu kalıba uymadığı için Türkiye bu büyük dönüşümü gerçekleştirebildi, statükoyu geriletebildi.
Erdoğan’ın eğilmeyen, teslim olmayan, zillet göstermeyen karakteri, bugün birilerinin işine gelmiyor. “İşimizi gördük, şimdi bu karakteri ezelim ki kendi kontrolümüze alalım” diye düşünen varsa fena halde yanılır. Büyük kitlelerin demokrasi enerjisini hayata geçiren bu liderdir, bu karakterdir.
Erdoğan kendisine yönelik eleştirileri nazara aldığı, halkın hissiyatına ve tepkisine pozitif karşılık verdiği için partisini yüzde 50’lere taşıyabildi. Bugün özellikle dost kalemlerden gelen eleştirileri de elbette sağduyulu bir şekilde dikkate alacaktır. Ancak Erdoğan’ın üslubundan değil siyasi varlığından rahatsız olanlara eyvallah edecek de değiliz.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019