Yasemin ÇONGAR
Seksen sekiz yıllık Türkiye Cumhuriyeti yeni bir yıla daha elleri kanlı giriyor. Lâfı dolandırmaya ne hacet; bu kanı devlet akıttı ve bu kan halkın kanı… Sınırdaki katliamda birçoğu çocuk, yirmi dokuzu aynı aileden toplam otuz beş insan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üzerlerine bomba yağdırması sonucu öldü.
Uludere’ye bağlı Ortasu Köyü’nün kaçakçılıkla geçinen ailelerinin kuşaklar boyunca hatırlayacağı, oğulları sigara yüklü katırların önünde eve dönerken can veren annelerin boğazlarında bir yumruk gibi kendi mezarlarına taşıyacağı çıplak gerçek bu. Katliamı önceki gece duymalarına rağmen on iki saat boyunca “çıt” çıkarmayan ve haberi artık gizleyemedikleri bir aşamada da ayrıntısına girmeyip, dün akşamki ana programlarını “Avrupa Birliği’nin sonu mu geldi” ve “Merkez Bankası’nın rolü nedir” gibi “cüretkâr” konulara ayırabilen ekran yüzsüzlerinin değiştiremeyeceği çıplak gerçek bu.
Devlet bu katliamı niye yaptı?
Aylarca, “Müzakere de neymiş, PKK’nın bileğini bükelim” diye kampanya yürütüp, hükümeti askerî stratejilere teslim olmaya teşvik etmişken, birkaç gün önce açılım paketinin “a”sını duyar duymaz “Sakın ha” diye celallenenler, dünden beri sağda solda “pek akıllı” cevaplarını sıralayıp duruyorlar ama gördüğüm kadarıyla içlerinden hiçbiri “Bilek bükme tercihimizin kaçınılmaz sonucu budur. Sivillere zarar vermeyen savaş diye bir şey yoktur” demiyor, diyemiyor. Devletle müzakere aşamasına gelmişken masayı tekmeleyip, yaz ortasında savaşı yeniden başlatarak bugünleri hazırlayan örgüt ise, nicedir susup sinmişken dün katliamdan kendisine rant devşirme sevdasıyla dile gelmişti ama onun sözcüleri arasında da, “Savaşı biz tercih ettik, olacağı buydu”diyene rastlamadım.
Şuna inanıyorum: Bugünkü birinci hakikatimiz, “devletin halkını katlettiği” ise, ikinci hakikatimiz de “bu katliamın, devletin ve örgütün ortak savaş tercihinin bir sonucu” olduğudur. Sivillerin öldüğü kaza ve hatalar da, ihmal ve şikeler de, ve hatta taammüden işlenmiş suçlar da, bu korkunç savaşın ayrılmaz parçası zira. Her zaman öyle oldu.
Bunun hep öyle olduğunu bilmek, savaş tercihinin, aynı zamanda “kör şiddete teslimiyet” olduğunu idrak ederek, bu tercihe ısrarla karşı çıkmayı gerektiriyor. Ama bunun hep öyle olduğunu bilmek, Uludere köylülerinin başına geleni “doğal” sayıp geçeceğiz, Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in ifadesiyle, “operasyon kazası” deyip meseleyi unutacağız anlamına da gelmiyor.
Zaten –haksızlık etmeyeyim– Çelik de, meselenin soruşturulduğunu, “hata, kusur, yanlış tesbitinin ve tescilinin, bu tescil üzerine de gerekenin yapılmasının hukuk devletinin boynunun borcu olduğunu” söyleyip, ekledi: “Olay asla örtbas edilmeyecektir.”
Yine dönüp, aynı soruya, günün henüz çıplaklık kazanmamış ama mutlaka kazanması gereken üçüncü hakikatine geliyoruz: Devlet bu katliamı niye yaptı?
Taraf yazarı Mehmet Baransu’nun askerî kaynaklardan aldığı bilgiler, aralarında PKK liderlerinden Fehman Hüseyin’in de bulunduğu elli kişilik bir gerilla grubunun sınırdan girmeye hazırlandığı istihbaratının Genelkurmay’ı yanılttığı yönünde. Baransu’nun haberine göre, PKK içindeki bir MİT ajanı bu istihbaratı verince, Genelkurmay bölgeye Heron göndermiş, saptanan görüntülerde elli kişilik bir grup varmış ama PKK’lıya pek benzemedikleri için, MİT’ten kaynaklarına yeniden sorması istenmiş, MİT ısrarla bilgiyi “teyit” edince de, bombardıman emri Şırnak’taki askerî birliklerle istişare edilmeksizin, Ankara’dan verilmiş.
Genelkurmay’ın dün öğlen yaptığı resmî açıklama, Baransu’nun haberindeki bu verilerle örtüşse de, işin gerçeği şu ki, bu haberin “doğruluğunu” tam bir kesinlikle teyit etme imkânımız yok. Ama sınırdaki katliamın üçüncü hakikatine ulaşabilmek için sorabileceğimiz ve ısrarla soracağımız sorular var:
» Bombardıman emrini veren Genelkurmay, hükümete önceden bilgi aktardı mı? Elindeki istihbaratı paylaşıp, bombardıman için Başbakan’ın onayını aldı mı?
» Beşerî kaynaklardan gelen istihbaratın teyidi için neden insansız hava aracı dışında bir yönteme başvurulmadı?
» Heronların görüntü tesbitiyle bombardımanın başlaması arasında tam üç saat geçmiş; Genelkurmay bu süreyi nasıl değerlendirdi? Anlık müdahale söz konusu olmadığına göre, niye “ateş” emri öncesinde başka istihbarat olanakları devreye sokulmadı?
» Niye bölgedeki askerî ve idarî makamlara danışılmadı? Civar köylerin kaçakçılık güzergâhını ve kaçakçıların sınır ötesine yaptıkları günlük seferleri iyi bilen yetkililere sorulsaydı, katliam önlenebilir miydi?
» Yanlış istihbaratın PKK içindeki bir MİT ajanından geldiği doğru mu? Doğruysa, MİT’i yanıltan bu ajan, PKK adına mı hareket etti? Yoksa MİT karargâhında, bariz bir ihmal ya da kasıtlı bir yanıltma çabası mı var? MİT mi tuzağa düşürüldü; yoksa MİT içindeki birileri, orduyu ve hükümeti mi tuzağa düşürdü?
» Bu savaş otuz yıldır sadece devletin ve örgütün karşılıklı şiddet tercihinin bir sonucu olarak değil, aynı zamanda savaşın devamında çıkarı olan “derin” bir yapının kâh devlet kâh örgüt adına devreye girip, kanlı şikeler yapmasıyla sürdüğüne göre, yakın geçmişte birçoğumuzun yaptığı “Ergenekon bitti, artık şikeli savaş olmaz” tesbiti aceleci bir tespit miydi dersiniz? Sahi, Genelkurmay ve MİT bugün ne kadar temiz?
» Başbakan, bütün bu soruları cevaplayacak kararlı bir soruşturma için kesin talimat verdi mi? Bunu yapmazsa, sınırdaki katliamla ilgili üçüncü hakikati bütün çıplaklığıyla bu halkın önüne koymazsa, Suriye diktatörü Beşşar Esad için söylediği, “Kendi halkını katleden bir yönetimin meşruiyeti kalmaz” cümlesinin kulağında çınlayıp duracağının farkında mı acaba?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012