Yusuf Ziya DÖGER
İnsanlar açısından, karşılaşılan olaylardan biri veya bazıları hem toplumsal hem de bireysel anlamda fikir ve değerlendirmelerde bulunmamamız için turnusol işlevi görür. Bu belirlemeyi yapmamıza imkân veren şey ise insanların vicdanlarıyla olan ilişkileri sonucunda bize/dış dünyaya yansıttıkları eylem ve düşünüş biçimleridir.
Her yıl Ramazan’a yakın tarihlerde, temcit pilavı gibi tekerrür eden Filistin-İsrail gerginliği kanıksanan bir durum halini almıştır. Bu duruma verdiğimiz tepki biçimi çoğu zaman bizim içim turnusol kâğıdı olarak değerlendirilir. Ki Filistin meselesine verilen tepki biçimi düşünsel dünya görüşünün ölçütü ve tarafgirliğin temel verisi olarak kullanılır.
Filistin- İsrail sorunu karşısında göstermemiz gereken tepkinin dayanağı ne olmalıdır? Sorusu bizler ve karşımızdakiler açısından yaşamsal bir öneme sahiptir.
- Gösterdiğimiz tutumun/eylemin tutarlılık ölçütü her an ve her durumda aynı şekilde tekerrür eden bir veriye mi dayanmakta mıdır? Yoksa güncel politik tercihlerimize mi dayanmaktadır?
- Referans aldığımız ölçüt gerçekten İslami hassasiyetimizin sonucu mu? Yoksa bizi bu hassasiyete yönelten başka amiller mi devreye girmektedir?
- Evet, her birimizi harekete geçirebilen bir hassasiyetin var olduğu muhakkaktır. Ama İsrail devletinin vatandaşı olan bir Yahudi acaba İsrail Devletinin zulmüne dur diye bağırdığında hangi hassasiyeti kullanmaktadır. Yine İsrail’in Filistinlilere saldırıları karşısında bedenini siper ederek yaşama veda eden “Rachel Corrie” nin hassasiyet kaynağı neydi diye hiç düşündük mü? İslam mı, insani duyarlılık mı, vicdanı mı?
Çoğumuz eylemsel tutumla ortaya çıkan hassasiyetin kaynağına Müslümanlığı koyar. Doğrudur İslam bizden bunu istemektedir. Ama bunu isterken her zülüm karşısında aynı tutumu göstermenin gerekliliğine binaen istemektedir. O halde İslami duyarlılığın insani duyarlılıkla çeliştiğinden söz edemeyiz. Ki “Rachel Corrie”nin eylemi doğrudan doğruya insanı fıtratın gereği olan vicdanın devreye girmesidir. Bir Yahudi’nin Filistin saldırıları karşısında İsrail’i protesto etmesi de bu fıtratın gereği olan vicdana dayanmaktadır.
Eğer sahip olduğumuz hassasiyet bu anlam çerçevesinde bir noktada/yerde olanı görüp diğer noktada/yerde olan durumun yansımasını görmememizi engelliyorsa hem zihinsel hem de eylemsel tutarsızlıkla karşı karşıyayız. Tutarlılık her durum ve her koşul altında sahip olunan zihinsel veya eylemsel paradigmanın korunmasıdır. Şimdi hassasiyetimizi cetvel testine çıkaralım gerçekten bizi buna iten amilleri düşünelim, sonuçta hassasiyetimizi gerçekten tutarlı bulabiliyorsak zaten hem insani, hem İslami hem de vicdani olana uygun davranmaktayız.
Eğer bizi hassasiyete iten amiller ortam ve duruma göre farklılık taşıyorsa bilmeliyiz ki o turnusol kâğıdı bizi mutlaka ele verecektir. Her ne kadar buna kılıf üretirsek üretelim. Dünyanın her hangi bir köşesinde hangi sebeple olursa olsun zulme uğrayanın tarafında kendimizi göremiyorsak, biz tutarsızlık içerisindeyiz.
Şimdi ufak bir hatırlatma yapalım. Filistin meselesi her ortaya çıktığında haklı olarak Sayın Erdoğan esip gürlemeye başlar. Katledilen veya şiddete maruz kalan çocuklar ve kadınlar üzerinden analizler sunarak onların masumiyetine/mazlumluğuna dair beyanlarda bulunur. İstediğiniz arama motorunu kullanarak buna dair binlerce veriyle karşılaşmak mümkündür. Mazlum ve masum edebiyatı yaparak hassasiyetlerimize dokunmaya çalışan bu adam değil miydi şunları söyleyen; “Kadın da olsa, çocuk da olsa, güvenlik güçlerim gerekeni yapacaktır”
Bu sözü hatırlar mısınız, Van’da polisin bir eylem sonrası Kürd analarını ve çocuklarını ara sokaklarda kovalayıp, yakaladıklarını tekme ve coplarla darp etmesinin ardından söylemişti. Bu tablo ve söyleme odaklandığımızda Sayın Erdoğan’ın hassasiyetini belirleyen bir turnusol kâğıdı işlevini fark ettiniz mi?
Uzatmayalım ama söylemeden de geçmeyelim. Daha dün Erzurum’da Polisler havaya ateş açtık kılıfına sığınarak 14 ve 15 yaşlarındaki iki Kürd çocuğuna kurşun yağdırarak birinin ölüme, diğerinin komalık olmasına sebebiyet vererek gereğini yapmadılar mı?
Şimdi soralım hiç oralı oldu mu? Veya sen oralı olması için Devletini Protesto eden Yahudi’nin hassasiyetini göstererek ona dayatmada bulundun mu? Peki, Sayın Erdoğan’ın Filistin’e gösterdiği hassasiyehassasiyetini göstererek ona dayatmada bulundun mu? Peki Sayın Erdoğanın Filistine gösterdiği hassasiyleyen; "cuklar ve kadınlati İslami olarak nitelemeniz mümkün mü? Eğer bu hassasiyeti İslami olarak nitelendiriyorsanız, ben İnsani olanı tercih etmek zorundayım. Ama biliniz ki bunu sadece iç siyaseti dizayn etmek için kullanıyor. Ersin Tek ne güzel ifade etmiş bunu. “Bari İsrail’e ilk taşı günahsız biri atsın. Bizde inanalım, arkasına geçebilelim…”
Sonuç:
Evet, Filistin İsrail arasında cereyan eden ve Filistinlilerin mazlumluğunun ve Zulüm altında olduklarını açıkça göstergesi olan durum insanlığın turnusol kâğıdıdır. Aynı zamanda da insanlık vicdanının cetvel testidir.
- Eğer Filistin’e karşısındaki Yahudi olduğu için hassasiyet gösteriyorsanız, Filistinli seninle dindaş ve karşısında İsrail’i Yahudi olduğu için hassasiyet gösteriyor ve tepki koyuyorsanız biliniz ki Yüce Allah’ın turnusol kâğıdı sizi perçeminizden yakalayacaktır.
- Eğer Filistin’e “Rachel Corrie”nin duygusuyla yaklaşıp hassasiyet gösteriyorsan o turnusol kâğıdı sizi yine yakalayacak ama insanlığın yüz akı olarak yâd ederek. Bu durumda Yüce Allah’ın turnusol kâğıdı sizi muştular.
- Eğer Filistin’de İsrail’i görüp, Roboski’de yaşananlar karşısında Türkiye’yi göremiyorsanız ve İsrail polisinin kovalayıp darp etmek istediği çocuğu polisten kurtarmaya çalışan Yahudi gazetecinin tepkisini Erzurum’da polis tarafından vurulan çocuk yaştaki çoban için gösteremiyorsanız, unutmayın o turnusol kâğıdı sizi hem de perçeminizden yakalayacaktır.
- Eğer İŞİD çetelerinin hem Irak hem de Suriye coğrafyasında yaptıklarını şuana kadar göremediyseniz ve zamanında Saddam zulmü altında inleyen Kürdlerin uğradığı Halepçe ve Enfal katliamlarını göremediyseniz, mutlaka rabbimin turnusol kâğıdı sizi perçemlerinizden yakalayacaktır.
Ey Allah’ım bizi sadece ve sadece rızan için tercih yapanlardan eyle. Bizi kapı önünde faklı, kapı arkasında farklı davrananlardan eyleme.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017