Yusuf Ziya DÖGER
Mustafa Muğlalı’nın zihin dünyasının şekillenmesi
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanı sonrasında toplumsal alanda farklı olana yönelik ortaya çıkan inkârcı, tekçi ve dayatmacı uygulamaları gerçekleştiren kadrolar arasında ortak yaşamsal, eğitimsel ve zihinsel bir geçmişin olması ilginçtir. Anadolu’da farklılık (etnik ve dinsel) arz eden gruplara karşı gerçekleştirilen katliamların altında imzası olan bu kadroların tümünün benzer eğitim tedrisatıyla yetiştirilip aynı zihinsel donanımla donatıldıkları bir realitedir. Geçirdikleri zihinsel donanım süreci dikkate alındığında gün geçtikçe yaşananlar etkisiyle tekçi bir mantığa evirildikleri gerçeğiyle karşı karşıya kalırız. Anadolu da kurulan/kurdurulan yeni rejimin resmi anlayışını yansıtan paradigmayı benimsemeyen/benimsemekten imtina eden her kesime yönelik şiddet ve zorbalık uygulanarak rejimin ayakta tutulmaya çalışıldığı ortaya çıkan veriler üzerinden günümüzde herkesin malumudur.
Anadolu’da Cumhuriyet'in ilanından sonra uygulamaya konulan resmi anlayış temelde tekçiliğe dayalı inkârcı bir uygulamadır. Bu anlayışın yansımasına örneklik oluşturan en önemli dayatma ve uygulamalar doğrudan doğruya Kürdlere yöneltilmiştir. Çünkü toplumsal alanda görünürlük bazında ele alındığında Anadolu’da Kürdler önemli bir yekûn oluşturmaktaydılar. Bu durum yeni rejimin benimsediği anlayışın toplumsal alanda uygulanması önünde engel teşkil etmekteydi. Yeni rejimin kurucu kadroları ve ‘Kürdlere yönelik inkâr ve imha’ eylemlerinde rol alan aktörlerin bu durumun farkında oldukları gerçekleştirdikleri uygulama ve katliamlarla sabittir. Kürdlere yönelik uygulamaları gerçekleştirenlerin ortak özelliği, ayni zihinsel ve eylemsel tutuma sahip olmalarıdır. Ki gerçekleştirilen uygulamaların insani ve vicdani olmaktan uzak, acımasızlık örneği teşkil eden eylemler olmuştur. Bugün artık tarihsel verilerle ortaya konulan bu acımasız uygulamaların belgelerce sabitleştirilmesi bunun kanıtıdır. Söz konusu bu uygulamalar Cumhuriyet öncesindeki uygulamalardan farklılık arz etmektedir. Cumhuriyet öncesinde dinsel ve etniksel farklılık taşıyanların siyaset, tehcir ve soykırımlarla ortadan kaldırıldıkları da yine bilinen bir gerçekliktir.[1]
4 Mart 1919 da 15. Kolordu komutanlığına atanan ve 3 Mayıs 1919 da Erzurum’a ulaşan Kazım Karabekir Paşa, “velayeti sitteye” karşı kurulmuş Müdafi Hukuk Cemiyeti Reisi Rauf Hoca ile yaptığı görüşmede Kürdler hakkında ileri sürdüğü şu bakış açısı yukarıda ifade edilen uygulamaların dayandığı zihinsel donanımın işaretidir. "Dikkat edeceğimiz önemli bir meselede Kürdi cereyandır. İstanbul’da bu hususta büyük faaliyet gördüm. Ben mıntıkamızdaki aşiretlerini nizama koyup ve beylerini bizzat tarafıma çekerek onları tutabilirim. Nasıl mi? Bütün Kürd mıntıkasında en mühim manevi kuvvet dindir. Kürdistan’ın Ermenistan olacağını anlatırız olur biter"[2]demiştir. Kazım Karabekir tarafından sarf edilenin bu anlayışın altında yatan mantık gelecekte kendilerine uymak veya itaat etmek istemeyenlerin sonunu zımnen de olsa açığa çıkartmaktadır.
Anadolu’da kurulan Cumhuriyet rejiminin o dönemde toplumsal karşılığının olup olmadığının tartışılması konumuzun dışında kalmaktadır. Bunun yerine yeni rejimin aynı zihinsel donanımla yetiştirilen kadrolarca topluma dayatıldığı gerçekleştirilen uygulamalarla sabit olmasını dikkate alacağız. Uygulamaları gerçekleştiren bu üst düzey yöneticilerin ortak özelliklerine bakıldığında aynı askeri eğitimden geçtikleri ve aynı siyasi düşünceden beslendikleri görülür. Ki bu kadroların büyük çoğunluğu Anadolu’nun kültürel dokusuna yabancı bir anlayışa sahip olup, Anadolu’yu Anadolu yapan çoğulcu yaşam tarzına tezat oluşturan Balkan kökenli göçmenlerden oluşmaktaydılar. Balkan kökenli olmayanların da Manastır Askeri Ekolü’nün tedrisatından geçtikleri ve ayni eğitim ve siyasi geleneği benimseyerek benzer zihinsel mantıkla donatıldıkları görülmektedir.
Cumhuriyeti kuran kadrolar İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ya doğrudan üyesi ya da onların siyasi düşüncelerinden etkilenmiş kişilerdi. Yine bunlar çoğunlukla Balkan savaşlarında görev alan kadrolardan oluşmaktaydı. Balkan travması yaşayan bu ekibin duygusal ve zihinsel olarak tek ulusçuluğu referans alan bir yapılanmayla Osmanlı İmparatorluğu’nu kurtarama çabasında oldukları bilinen bir olgudur. Bunu başarma imkanı bulamayınca dönemsel konjonktür üzerinden Cumhuriyet ile birlikte faal hale getirmenin çabası içinde olmuşlardır. İttihatçıların çoğu 1913’ten sonra kaybedilmiş Osmanlı, Balkan coğrafyasında doğmuş, ilk görev yerleri orası olmuş, orada sosyalleşmiş insanlardı. Asker kökenli olanlarının neredeyse tamamı ilk görev yerleri, Makedonya dağlarında Bulgar, Rum veyahut Sırp çeteleri kovalamaktı. Yani milliyetçiliğin nasıl işlediğini yerine görmüşler ve 1913’ten sonra doğdukları toprakları bu milliyetçi grupların muzaffer siyasetine kurban gitmesine engel olamamışlardı. Osmanlı Rumelisi’nin kaybı onlar için büyük bir travma olmuştu[3].
Manastır Askeri Ekol’ünden gelenlerin Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte Anadolu genelinde üst düzey yöneticiliklere, askeri makamlarına atandıkları görülür. Bunlardan biri de Mustafa Muğlalı’dır. Muğlalı’nın biyografisi incelendiğinde; “1882 yılında Muğla’da doğduğu, Harp okulunu (1901), Harp akademisini (1904) bitirdiği ve Balkan savaşında görev aldığını görürüz. Birinci dünya savaşı sırasında ise Adana bölge komutanlığı kurmay başkanlığı atandığını görmekteyiz. Tümen komutanı olarak kurtuluş savaşına katıldığı ve (1921) 1922'de albay, 1927'de tümgeneral, 1931'de korgeneral ve 1942'de orgeneralliğe yükseltilmiştir.[4]” Cumhuriyet'in diğer yönetici aktörleri gibi onun da askeri tedrisatını Manastır Askeri İdadisinden yapması ve Balkan Savaş yenilgisini yaşamış olması Türk olmayanlara karşı hınç duygusuna sahip olduğunun delilidir.
Yaşam kronolojisi ve aldığı eğitim onun da Jön Türklerce geliştirilen ve sonradan ittihatçılığa evirilen zihin dünyasıyla donatıldığına delalet etmektedir. Siyasi anlayışının şekillenmesinde ittihatçı geleneğin etkisi altında olduğu ve bu anlayışla davrandığı görülmektedir. Dolayısıyla yaşamı incelendiğinde ‘muhalif hiçbir tutumlara müsamahalı davranmayan sert tedbirlere başvuran ve rejim için tehlike gördüklerini anında imha etmekten çekinmeyen biri’ olması tesadüfü değildir. Geldiği askeri ve siyasi ekolun zihin dünyasını yansıtan bir örneklik teşkil etmektedir. Dolayısıyla görevlendirildiği her olayda yargısız infazlara yönelerek kendince ‘kestirme yollarla’ çözüm üreten biri olarak karşımıza çıkması tesadüf olarak tanımlanamaz.
Manastır Askeri Ekolü’nden gelen ittihatçı kadroların -askeri bürokrasinin- neredeyse tümü Balkan Savaşlarında yer alıp orada yenilgi yüzü görenlerden oluşmaktaydı. Balkan yenilgisinin bu kadroların zihin dünyasında ve bilinçaltlarında şekillenme oluşturduğu kuşku götürmeyen bir gerçekliktir. Söz konusu yenilginin bu kadroların zihin dünyası üzerinde farklılıklara tahammül etmeyi törpüleyerek tekçi bir mantığa evirilmelerinde etkili olduğu aşikârdır. Bu nedenle her farklılığın günün birinde düşman olacağı varsayımıyla hareket etmişlerdir. Zihinlerinde yer edinen bu algı onların tekçi uygulamalara yönelmelerine yol açmıştır. Bunun göstergeleri ise otoriteyi ele geçirdiklerinde gerçekleştirdikleri uygulamalardır[5].
Balkan yenilgisini yaşayan bu ekolün uygulamalarından çıkartılması gereken sonuç, “farklı inanç ve etnik kökene” sahip olanlara yönelik hınç -öç alma- duygusuna sahip olduklarıdır. Bu duyguyla hareket ettiklerini gösteren ve bunu destekleyen verilerden biri de, Anadolu’da Cumhuriyet öncesi ve sonrasında farklı inanç mensubu olan Rum, Yahudi ve Ermenilere karşı sergilenen mübadele ile temizlik ve kalanlara karşı geliştirilen itibarsızlaştırma tutumlardır. Ki yukarıda alıntılanan Kazım Karabekir ile Rauf Hoca arasında geçen “Kürdistan’ın Ermenistan olacağını anlatırız olur biter” cümlesi farklılık arz edenlere karşı itibarsızlaştırmanın hangi argümanlarla gerçekleştirildiğine yönelik bir göstergedir. Ki Balkan savaşları sonrasında özellikle Batı Anadolu’da Haziran 1914 Rumlara yönelik tedhiş hareketlerinde yaklaşık 200 bin Rum Yunanistan’a sığınmak zorunda kalmıştı. Cumhuriyet sonrasında ise dinsel ve etniksel farklılıklar yok edildiğinden geriye sorun olarak etniksel farklılık oluşturan Kürdler kalmaktaydı. Cumhuriyetle birlikte söz konusu yönelimin Kürdlere dönmesi oluşturulmak istenen tekçi ulus mantığı çerçevesinde yadırganmayacak bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son dönem Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli özelliklerinden biri gayrimüslimlerin ilk önce iktisadi daha sonra da demografik açıdan tasfiye edilmesiydi. Balkanlar’da kaybedilen topraklardan gelen kitlelerin Anadolu’yu kendileri için son sığınak kabul edip bu anlayışla resmi ideolojik bakışın emrine amade olmaları tekçi ve inkârcı ulus yapılanmasına giden yolda en önemli etkenlerden biri olmuştur. Günümüzde ise Kürd ve Kürdistan sorunu karşısında en sesli muhalefetin bu kesimlerden yükselmesi o kesimin hala kendilerini güvencede hissetmekten uzak olduklarını gösteriyor. Göçmenlerin bu mantığın etkisinden kurtulmaları zordur. Ötekileştirilecek her toplumsal kesimin varlığı aynı zamanda onlara kendilerini güvence altında hissetme duygusu vermektedir. Eğer ötekileştirilecek bir kesim yoksa bir gün ötekileştirilecek kesimin kendileri olacağının farkındalığı onları aşırı Türk milliyetçiliğine dayalı söyleme yöneltmektedir.
Kurulan yeni rejimin bu kesimle birlikte ayaklarının yere sağlam basmaya başladığını gören bu kadrolar artık inanç benzerliğe sahip olduklarına yönelikte Cumhuriyet öncesi İttihatçıların benzer tutumunu sergilemekten imtina etmemişlerdir. Türklerle olan inanç birlikteliklerine rağmen farklı etnik kökene sahip olan ve hak iddiasında bulunan Kürdlere karşı benzeri bir tutumu sergilemekten kaçınmamaları tekçi zihinsel ve siyasal anlayışlarına örneklik oluşturmaktadır[6].
Cumhuriyet dönemine sarkan dinsel azınlıklara karşı gerçekleştirilen nüfus mübadeleleri dikkatle incelendiğinde İttihatçı siyasi gelenekten gelenlerin amaçladığı şeyin tekçi bir yapı oluşturmak olduğu açıkça görülür[7]. Balkanlar’daki yenilgiler sonrasında her şeyini kaybetmiş olan Türk kökenlilerin Anadolu’ya getirilerek bunlardan yeni rejim için taban oluşturmanın amaçlandığı görülür. Getirilen bu kesim için Anadolu; sığınılacak son kale işlevini gördüğünden rejime taban olmaktan çekinmedikleri ve rejimin uygulamalarını desteklemekten imtina etmedikleri görülür. Mübadeleden umulan bir diğer amaç ise aynı zamanda içeride kalıp sorun çıkarma potansiyeli olanları sürmekten imtina edilmeyeceğinin ifadesiydi. Böylece hem kalanlara gözdağı verilmiş olunuyordu hem de ileride uygulanması düşünülen ‘tek tipleştirme’ amacının alt yapısı oluşturuluyordu.
Tek tipleştirme kadrosunun uygulayıcılarından olan Mustafa Muğlalı’nın Cumhuriyet rejimi açısından önemi, Kürdlere yönelik olarak gerçekleştirdiği uygulamalarda gizlidir. Muğlalı ile ilgili yazanlardan bir olan Ayşe Hür’ün onu ‘devletin demir yumruğu[8]’ olarak tanımlaması Kürdlere yönelik gerçekleştirdiği mezalimin hangi boyutlara vardığını görme açısından anlamlıdır. Yapılan bu tanımlama onun acımasız ve yargısız uygulamalarını sarih biçimde yansıtmaktadır. O, yeni rejimin inşa sürecinde Elazığ, Tunceli, Diyarbakır ve Bingöl’deki uygulamalarıyla Kürdlere travmalar yaşatarak bu yöreler üzerinden devletin acımasızlığının hangi boyutlara varacağını tüm Kürdlere göstermiştir. Böylece gelecekte gerçekleştirecekleri herhangi bir kalkışma durumunda akıbetlerinin ne olacağını fiili olarak ortaya koymuştur. Konumuzu oluşturan Muğlalı’nın yeni rejim uygulamalarının gerçekleştirilmesinde devlet nezdindeki karşılığını anlamak için Barış Ertem’in tezinden[9] onu için yazılanları okumanın faydası vardır. Böylece Muğlalı’nın yeni rejim için önemi daha kolay anlaşılabilir.
“Geçmişimizde, Cumhuriyet’in kurulmasında, iç düzenin sağlanmasında, inkılâpların kabul edilmesi ve korunmasında, ülkenin bağımsızlığının korunmasında, ülke savunmasında ve rejimin temellerinin bu temellere zarar vermek isteyenlere karşı korunmasında, kısacası Cumhuriyet’in bugüne gelmesinde emeği ve hizmetleri olan tanıdığımız birçok isim vardır. Bunların bazılarını çok iyi bilir, bazılarını da sadece bu çok iyi bildiğimiz kişilerin çevrelerinde olan, onlara yardım eden kişiler olarak ikinci planda tanırız. Bu sebeple tarihimizde, henüz çok iyi tanımadığımız, sözünü ettiğimiz olayların ve kişilerin gerisinde kalmış, ön plana çıkamamış ya da çıkmak istememiş ama yaşadığımız ortama gelinmesinde katkısı bulunan birçok isim vardır. Mustafa Muğlalı da bu isimlerden birisidir. Tek başına, birçok kişi için çok fazla şey ifade etmeyen bu isim, aslında tarihimizde birçok kişinin iyi bildiği ya da bilgi sahibi olduğu bazı olayların içinde etkin rol oynamıştır. Bu olayların gelişiminde ve sonuçlanmasında etkili olmuştur.[10]”
Barış Ertem’in bu açıklamasında söz konusu ettiği olayların başında ‘Koçuşağı Tedip Harekâtı, Pêçar -Bicar- Tedip ve Tenkil Harekâtı, Menemen Olayı -Menemen de kurulan Mahkemenin Reisidir- ve Van Özalp ‘ta Temmuz 1943 yılında gerçekleştirilen Otuz Üç Kurşun’ olaylarıdır. Muğlalı bu olayların tümünde başkahraman olarak yer almış ve acımasız -yargısız- uygulamalarıyla ön plana çıkmış biridir. ‘Otuz Üç Kurşun’ olayının DP muhalefeti ve iktidarı döneminde yargıya taşınmasıyla, hakkındaki yargılama sırasında 'Bana bu işi yaptırana iki defa yazdım, cevap bile vermedi’ şeklindeki ifadesi Ertem’in onun hakkında ileri sürdüğü ‘olayların ve kişilerin gerisinde kalmış’ yorumunu destekleyen önemli bir veridir. Ki o kişinin İsmet İnönü olduğu hem mahkeme kayıtlarında hem de ona gönderilen mektuplarda sabittir.
Mustafa Muğlalı’nın yeni rejimin kuruluş sürecine giden yolda üstlendiği rolü ve bu rolün yeni rejimle birlikte nasıl sahnelendiğini anlamak için organize ettiği yapılarla onu tanımaya devam edelim.
[1] 1915 Siyaset, Tehcir, Soykırım, Hazırlayanlar: Fikret Adanır, Oktay Özel Tarih Vakfı, Yurt Yayınları 2015 İstanbul adlı çalışmaya bakınız.
[2] Kazım Karabekir’in İstanbul’dan ayrılmadan önce konuyu Mustafa Kemal ve İsmet İnönü ile mütalaa ettiği anılarında geçmektedir.
[3] Erol, Emre’nin Makalesi “Balkan Savaşları: Mülteciler, Muhacirler ve Şiddet” 1915 Siyaset, Tehcir, Soykırım Tarih Vakfı Yayınları s.311
[4] Bir Generalin Dramı 20 Kasım 2011 Uludağ Sözlük.
[5] Bu konuda hem Osmanlı da iktidara yerleşen İttihat Terakki’nin hem de Yeni rejimin kurucusu olduğunu ifade etmekten çekinmeyen Cumhuriyet Halk Fıkrasının ortaya koyduğu uygulamalarına bakılabilir. Konu için 1915 Siyaset, Tehcir, Soykırım Tarih Vakfı Yayınları s.293-303’te yer alan Çetinkaya F. Doğan’ın “ Balkan Savaşları: Boykot, Propaganda ve Ötekileştirme adlı makalesine bakınız.
[6] 1921 Anayasası’nın rafa kaldırılarak 1924 Anayasası’nın devreye sokulması söz konusu tutumun temel göstergesidir. (Yusuf Ziya Döger)
[7] Erol, Emre ve Çetinkaya F. Doğan’ın “ 1915 Siyaset, Tehcir, Soykırım Tarih Vakfı Yayınları 2015 basımında yer makaleleri bu konuda net veriler ortaya koymaktadırlar.
[8] Hür Ayşe, 10 Mayıs 2009 tarihli ‘Devlet’in Demir Yumruğu Muğlalı Paşa’ Taraf gazetesindeki yazısı
[9] Barış Ertem, 1980 yılında İstanbul’da doğdu. İlkokul, ortaokul, lise eğitimini İstanbul’ da tamamladı. 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü’nde lisans eğitimine başladı. Bu bölümden 2003 yılında mezun oldu. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başladı. 2006 yılında bu bölümden mezun oldu. Aynı Üniversitenin Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Cumhuriyet Tarihi bilim dalında Türkiye’de “Kürtçülük” (1950-1984) Doktora tezini hazırladı.
[10] Ertem, Barış, Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın Askeri Kişiliği Yüksek lisans Tezi. Marmara Üniversitesi 2006 tezin giriş yazısı s.VI
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017