Zeki ALPTEKİN
Yükselen kur, „yüksek faiz“, Merkez Bankası vs. vs. vs.
Hiç uğraşmayın: Bu işi ancak Yenilenebilir Enerji Kaynakları paklar!
Bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı Taner Yıdız’ın, döviz kurundaki artışın (%12) Rusya’dan alınan doğal gaz fiyatındaki indirimden (%10) fazla olması nedeniyle bu ucuzlamayı „halka yansıtamayacaklarını“ söylemesi ile özelde Türkiye’de enerji sorunu, genelde ise makro-ekonomik konu olarak cari açık sorunu bir yerde tekrar dile getirilmiş oldu. Bu bağlamda petrol fiyatlarında son zamandaki düşüşlerin Cumhurbaşkanının (döviz) borsalarını alt-üst eden açıklamaları ile de yükselen dolar fiyatları sayesinde göreceleştiğini ifade etmiş olalım.
Bundan bir süre önce bir dizi halinde kaleme aldığımız „Yenilenebilir Enerjiler“ üzerine olan incelememizin sonuç bölümünde, elde ettiğimiz bulguları biraraya getirip bunlardan Türkiye’nin enerji sorunu açısından somut sonuçlar çıkarmaya çalışmıştık. „Türkiye’de enerji sorunu“nun neresindeyiz? Değerlendirmeler – Sonuçlar“ [1] başlıklı yazımızda, Türkiye’de Yenilebilir Enerjiler konusunu ve potansiyellerini birincil olarak Türkiye’nin gelecekteki enerji sorunu açısından ele almış, enerji ihtiyacını hesaplamış ve şu sonuca varmıştık: „.. ülkemiz -yapılabilirliği şu an mümkün olsa- kömür, petrol ve gaz gibi klasik-fosil enerji kaynaklarını, nükleer enerji kaynağını dıştalayarak, sadece çevre dostu, yenilenebilir kaynaklara dayanarak enerji ihtiyacını rahatça karşılayabilir, ihtiyaç fazlasını ihraç bile edebilir yada hidrolik enerjiyi daha az kullanarak doğal süreçlere daha az müdahele edebilir.“
„Büyük devlete nükleer güç santrali yakışır“ benzeri herhangi bir „ideolojik“ ön kabulü içermeyen, ama somut sayılara dayanan bu araştırmamızın sonunda „eğer bu böyle ise, Türkiye neden yenilenebilir enerji kaynaklarını enerji politikasının merkezine koymuyor?; potansiyeli olduğu halde neden Almanya gibi uzun vadeli bir „Enerji dönüşüm“ politikası izleyip sadece yenilenebilir enerjilere dayanan bir enerji konsepti, oluşturmuyor?” vb. sorularını formüle edip bunlara cevap üretmeye çalışmıştık. Bu bağlamda vardığımız sonuçların kimisini şöyle ifade etmiştik:
“..2000’li yıllara kadar enerji sektörü de, Türkiye’deki statükonun –“devlet sınıfının”- önemli etki alanlarından biri olmuştur. 90’lı yıllarda, her türlü “alternatif enerji” konseptlerinin “eski tip enerjiden ekmek yiyen” devlet sınıfı mensuplarının mafyöz yapılarına, beton duvarlarına tosladığını biliyoruz. Yüzyılların devletçi yapısı içinde oluşmuş bu eski yapıların, son yıllardaki her türlü değişime rağmen “enerji bürokrasisi”ndeki yerlerini önemli oranda halen daha koruduklarını, (alternatif) enerji politikalarında “Eski Türkiye” lehine etkin olabileceklerini düşünüyoruz.”
Geçenlerde Almanya’nın saygın günlük gazetelerinde biri olan Süddeutsche Zeitung’un verdiği bir ekte [2] yeralan konuya ilişkin Türkiye araştırması, yukardaki tespitlerimizle yüzde yüz çakışır nitelikte idi. Türkiye’de Yenilenebilir Enerjiler üzerine makaleyi hazırlayan yazarlar, bulgularını somut verilere veTürkiye’de ilgili sektörde aktif olan kişi ve kuruluşlar ile yaptıkları görüşmelerden çıkan tespitlere dayandırıyorlar. Bunlardan birkaçı şöyle:
“Türkiye’de bugün konvansiyonel enerji üretme biçimlerinden daha ucuz olabilecek yenilenebilir enerji kaynakları var.. Politik karar vericilerin (yani politikacıların, Z.A) katılması durumunda, büyük çapta enerji verimliliği olan yüksek teknolojilerin kullanımı ile birlikte enerji sistemini %100 yenilenebilir enerjilere dönüştürebiliriz.” Ama sektörde yıllarını geçirmiş bir mühendise göre bu konuda belli “engeller” var:
“Kömür ve nükleer enerji lobileri Türkiye’deki enerji politikalarına büyük etkilerde bulunuyorlar!. Örneğin, termik santrallerin yapımı için verilen izinler hızla alınabilirken rüzgar sektöründeki bürokratik işlemler oldukça uzun sürüyor. “Esas problem, rüzgar enerjisi sektöründe birden fazla bakanlıkta çok sayıda bürokratının yetkili olmasından ileri geliyor.”
Türkiye’de enerji sorununu Almanya’da rüzgar sektöründe olduğu gibi geniş “halk katılımı” ile, (insanları kooperatifler yolu ile rüzgar gülü sahibi yaparak) çözmenin [3] şartları, problemin tek taraflı “büyük projeler” yoluyla üstesinden gelinmek istenmesi nedeniyle oluşamıyor. Bunun dışında, ademi merkeziyetçi bir enerji tedarikinin sağlanabilmesi için biyogaz gibi potansiyeli yüksek diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının kendi aralarındaki kooperasyon yolu ile yeni enerji kaynakları haline getirilebilmesinin olanakları ise hemen hemen yok gibi! Araştırma dizimizde bu konuda örneği yine Almanya’dan vermiş, bunun ademi merkeziyetçi bir enerji tedariği konusunda göreceli “hesaplı” çözüm olanaklarını sunduğunu ifade etmiştik.[4] İncelememizin tümünü topladığımız “Yenilenebilir Enerjiler ve Türkiye” başlıklı çalışmamızın sonuç bölümünde ise; Yenilenebilir Enerji kullanımının enerji verimliliği tedbirleri olmaksızın bir anlam ifade etmeyeceğini tespit etmiştik. [5] Bu gerçeği, yapılan röportajda Marmara Üniversitesi öğretim üyesi ve Yenilenebilir Enerji Birliği Eurosolar başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar’da belirliyor!..
Evet! Görüldüğü kadarı ile, Yenilenebilir Enerjiler konusunda yapılacak daha çok iş var. IRENEC, Türkiye’de Yenilenebilir Enerjilerin geliştirilmesi konusunda çalışan uluslararası bir platform. Bu kuruluş, gelecek Mayıs ayının sonunda İstanbul’da bir konferans düzenliyor. Duyurusu şöyle:
IRENEC 2015
28-30 Mayıs 2015
Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliğinin Türkiye Bölümü EUROSOLAR Türkiye, Birliğin vizyonu doğrultusunda %100 yenilenebilir enerjilere dönüşümün teknik, ekonomik, siyasi boyutlarının ve sanayide, mimaride, ulaşımda ve eğitimde hayata geçme yollarının tartışılacağı uluslararası bir platform yaratmak için her yıl, IRENEC Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji Konferansları düzenlemektedir.
Mevcut enerji ağını gelecekte tümüyle %100 Yenilenebilir Enerjilere dönüştürme küresel hedefi, IRENEC2014 Konferansının sonuçlarının ortaya koyduğu yolları da takip ederek IRENEC 2015’ün konularının da ana teması olacaktır.
Konferansın Alternatif Enerji Kaynakları konusunda yeni perspektifler, çözümlemeler sunmasını, bizleri bu konuda en azından bir adım daha ileri götürmesini diliyoruz!.. Yukarıda sözünü ettiğimiz çalışmamızın „Sonuç“
bölümünde şu tespiti yapmışız:
„..Görünen o ki, Türkiye’nin öyle yakın bir zamanda (enerji sorununun da büyük katkı sağladığı) cari açık sorununu halletmesi (2023 yılında hedeflenen dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmesi) tek başına ARGE çalışmalarına ağırlık verip, bilimsel-teknolojik alanda atılım yapıp yüksek katma değerli mallar üretmesiyle falan olacak iş değil (bu türden atılımlar-çalışmalar zorunludur, ancak bunlar orta ve nisbeten daha uzun dönemde sonuçlar verebilir). Cari açık sorununun kısa vadede çözülmesi açısından en gerçekçi ve pratik çözümün Yenilenebilir Enerji alanında yapılacak stratejik bir atılımdan geçeceğini düşünüyoruz.“[6]
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından gelecekte „sınır noktalarda ve marjinal maliyet fiyatlarına“ enerji sağlanacağını söyleyen Amerikalı ekonomisti Jeremy Rifkin, bu tahminini „rüzgar ve güneşin, verdiği enerji karşılığında insanlara fatura göndermediği“ gerçeğine dayandırıyordu. Bu, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerji maliyetlerinin giderek klasik enerji kaynaklarınkilerine eşitlenme trendine bakılırsa hiç de hafife alınmayacak bir tespit! Alın size „cari açığa dayanıklı“, „döviz kurlarındaki dalgalanmalardan korunmalı“, „Merkez Bankasının para politikalarına destek“ bir kaynak!
Ne demiştik: Bu işi ancak Yenilenebilir Enerji Kaynakları paklar!
[1]Bkz.: http://www.duzceyerelhaber.com/Zeki-ALPTEKiN/25489-Turkiyede-enerji-sorununun-neresindeyiz
[2]LUX Intelligente Energie, Dezember 2014 München, eine Beilage in der Süddeutschen Zeitung, in Zusammenarbeit mit der Deutschen Energie-Agentur (dena)
[3]Bkz.: „Yenilenebilir enerjiler ve „mülkiyetin demokratikleşmesi“: http://www.duzceyerelhaber.com/Zeki-ALPTEKiN/24838-Yenilenebilir-enerjilerin-ekonomi-politigi-
[4]http://www.duzceyerelhaber.com/Zeki-ALPTEKiN/25410-Yenilenebilir-Enerjilerin-Ekonomi-Politigi-6
[5]Zeki Alptekin, Yenilenebilir Enerjiler ve Türkiye, S. 37 ve devamı: www.aktolga.de/z1.pdf
[6]Zeki Alptekin, Yenilenebilir Enerjiler ve Türkiye, S. 41-42: www.aktolga.de/z1.pdf
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.04.2025
25.02.2025
4.02.2025
22.12.2024
1.07.2024
12.05.2024
15.04.2024
3.02.2024
24.11.2023
6.08.2023