A.Turan ALKAN
Veya Avrupa’da bir başka şehir; Cenevre, Kopenhag veya Tartu; fark etmez. Oslo kelimesinin çağrıştırdığı şey, T.C. Hükûmeti’nin PKK ile masaya oturmasıdır. Müzâkere masasına... | |||||||||||||||||||||||||||||||||||
Vaktiyle Oslo görüşmeleri kamuoyundan ve basından habersiz bir şekilde, gizlice yürütülüyorken her şeye rağmen bu teması mümkün ve anlaşılabilir kılan bir ortam vardı. Geçmişi çeyrek asra yaklaşan çatışmaların ve kayıpların kamuoyunda açtığı yara kabuklanmaya yüz tutmuştu. Olayların ritminde gözle görülür bâriz bir azalma görülüyordu. Hemen herkeste, “Talep edilenle verilen arasında büyük bir fark kalmadı; bundan sonrası pekâlâ müzâkere ile çözümlenebilir” beklentisi vardı ve bu hesap doğru gibi görünüyordu. Bugün yoktur! Güçlü bir terör dalgası- sahildeki kumlar üzerinde tasarlanmış çözüm hesaplarını sildi süpürdü. PKK’nın yükselen eylemleri, hükûmeti veya devleti tartışma masasına oturmaya zorlamaktan çok o masayı kırmaya ve bütün köprüleri yakmaya kışkırtıyor. İyimserliği ortadan kaldıran olgu, Suriye’nin iç harbi oldu veya en azından böyle bir tahmin yürütmek mümkün: Esed iktidarının devrilme ve Suriye’de haritanın yeniden çizilme ihtimâli, PKK’yı çılgınlaştırdı; insan faktörünü hiçe sayarcasına bütün imkânlarını ölüm hattına sevk etme noktasına getirdi. Teröristler daha önce yapmadıkları türde vahşi eylemler yapıyorlar. Van’da bir hastanede bir polis memurunun kalleşçe arkasından vurulması böyle bir şeydi; ondan takriben bir ay önce Foça’da üç köylünün katledilmesi de aynı cümledendi. Örgüt bugünlerde neredeyse Tunceli’nin içinde bombalı eylem yapıyor ve kendi hesaplarınca “sivil” kayıpları göze alıyor. Şırnak’ta, geçici alan hakimiyeti hesabı üzerine bina edilen çılgın saldırıyı da hatırlayalım. PKK, kayıp hesabı yapmıyor, çok kısa bir zaman içinde kazanabileceklerinin bütün kayıplara değecek derecede değerli olduğunu düşünüyor. Hayır, “Son kozlarını oynuyorlar, son fişeklerini yakıyorlar” gibi tahminlerin geçerliği yok. Dayandığı beşerî arka plan itibariyle PKK için “Son fişek” diye bir kavram olamaz ve öleceğini bile bile intihar eylemine sürecek militan bulmakta sıkıntı çekeceğini sanmıyorum. Devletin silah zoruyla ikna edilebileceği ve “Barış” masasına oturtulabileceği hesabını yaptıklarını da sanmıyorum. Hesap, Suriye’dir; Suriye’nin değişkenliğidir. Esed taraftarları, en kötü ihtimâlin Esed’den sonra ülkenin federatif yapılar şeklinde bölüneceğini düşünüyorlar ve bu en kötü ihtimâlde bile kuzey Suriye’de, Irak’taki Kürt yönetimiyle eklemlenecek bir özerk mıntıka elde etmeyi umuyorlar. Suriye’deki iç savaşı Esed’in kazanması PKK için kâbus olur çünkü Esed yönetimi kendi Kürtlerine vatandaşlık hakkı tanımayacak kadar otoriter ve sertti. Bir nevi “Kazan kazan” durumu yakaladığını düşünüyor PKK. Bugünlerde yeniden telâffuz edilmeye başlanan Oslo benzeri müzâkereler için en kötü zamanları yaşıyoruz. Kendine göre psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş bir PKK ile masaya oturan bir T.C. Devleti, ne yaptığını kendi vatandaşına izah edemez. T.C. Devleti, kendi vatandaşlarına “Egemen” bir devlet olduğunu söyledi ve öyle davrandı; egemen devlet, üç büyük kamu gücünü, yani yasama, yürütme ve yargı erklerini kullanma hakkını başka bir mercie devretmez; kendisine silah çekenle uzlaşmaya yanaşan herhangi bir hükûmet, seçmeninden oy isteyemez. Kaide şöyledir; önce devletin raconu (hukuku, kanun nizamı, anayasal düzenin gerekleri) hükümfermâ olur ardından, pazarlık veya müzakere değil, ancak af gelebilir. Kaldı ki, Kürt Meselesi’nin, yerine getirilmeyen demokratik hak ve taleplerden ibaret olmadığını artık herkes çok berrak bir şekilde görüyor. Kürt meselesi diye bize tanıtılan şeyin, Türkiye Cumhuriyeti’ni her planda zaafa uğratmaktan başka bir mânâ ifade etmediğini daha iyi fark ediyoruz. Ülkenin her okulunda isteyene Kürtçe dersi alma imkânının verildiği bir günde, silahsız asker taşıyan sivil otobüslere roketle saldırmanın başka anlamı yoktur. Oslo dün iyi niyetin öteki adıydı; bugün aynı delikten ikinci kere sokulmanın sembolü olmuştur. Kaynak: http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/yazar-33716-oslo-asla.html |
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016