A.Turan ALKAN
Dün sabah PKK/KCK operasyonu yaptıkları gerekçesiyle Ankara’da bazı polislerin gözaltına alınması, akla hemen arslan, tilki ve tavşan arasında geçen “Nerde lan senin şapkan?” fıkrasını getiriyor.
İktidar ne zaman dış politikada berbat bir durumla yüzleşmek zorunda kalsa, toplumun dikkatini ‘içe’ yönlendirmek için bir paralel safsatası gündeme getiriyor.
Hatırlayacaksınız, en son 7-8 Ekim günleri bütün yurtta aynı anda başlatılan isyanı da kendi kamuoyuna, “Kobani olaylarının arkasında Pensilvanya var” sözleriyle pazarlamıştı. İftirayla gerçek arasında mâkul bir bağ aranmasına artık gerek yok. Gereğinden fazla zekî ve anlayışlı kamuoyumuz on aydan beri algı manyağı haline getirildi.
Bu plan on aydan beri hayli işe yaradı lâkin rezalet deliği o kadar büyüdü ki, algı operasyonları da artık yiv-set tutmaz oldu. İnsanlar artık şöyle düşünüyor, “Paralel yapı gündeme getirilmişse mutlaka bir başka yerde hükûmetin başı ciddi halde sıkıntıda demektir!”
İşin daha gülüncü, aynı taktiğin ABD yönetimine bile satılmaya kalkışılmasıydı. Obama’dan Gülen’i isteyen Erdoğan’ın diplomatik bir soğuklukla reddedilmesini hatırlayın lütfen. Sayın Erdoğan’ın Türk kamuoyuna dayattığı ‘paralel tehlike altındayız’ illüzyonu, dışarıda ciddiye alınmıyor nedense. Gam değil, içerde böyle safsatalara inanmaya hazır bir kitle var nasıl olsa; sahi ‘pişkinlik’in İngilizcesi neydi?..
Bu defa işler fena sarpa sardı ama. Bir hafta içinde TC Yönetimi’nin kararlılık gösterisiyle ardında durduğu Ortadoğu politikası tamamen tersyüz edildi. ABD bu defa, -pek de diplomatik nezaket sayılamayacak bir- kararlılıkla Türkiye’nin bölge üzerindeki temel tezlerini kesinlikle ciddiye almadığını gösterdi. “İşte Kobani düştü düşüyor” tesbitinin üstünden iki hafta bile geçmeden ABD birlikleri Kobani’ye sadece havadan ağır silah indirmekle kalmadı, IŞİD mevzilerine karşı ânında hava saldırısı düzenleyerek Kobani direnişini açıktan destekledi ve askeri personeliyle Rojava yönetiminin yanında durduğunu gösterdi. Ee, n’aapsın, hayırseverleri himâye etmekle şöhret yapan hükûmet, bu defa insânî müdahaleye karınca kararınca destek vermek için alelacele Peşmergeler için bir koridor açmak zorunda kaldı!
Bir yiğide bu kadar zulmedilir mi eey Amerika? Son on gün içinde Türk yetkilileri, arkasına durdukları bütün tezlerin, ABD yöneticileri tarafından boşa çıkarıldığını şaşkınlık ve ürpertiyle izlediler. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin açıklaması Suriye siyasetimizdeki öngörüsüzlüğü tek cümleyle izah ediyor: “Türkiye’nin politikasındaki değişiklik Washington’un talebi üzerine gerçekleşmiştir.” Noktalı virgül!
Niçin noktalı virgül; çünkü asıl piyes bundan sonra başlıyor. ABD’nin Kobani taşının altına açık sempati desteğiyle elini koymasının anlamı açık. Suriye sınırımız boyunca PYD (Hükümete göre dolaylı olarak PKK) kontrolündeki üç Kürt kantonu artık Amerikan himâyesi altındadır, birbiriyle şimdilik kopuk gibi duran bu üç kanton yani Afrin, Kobani ve Cezire, bu destek neticesinde birbiriyle fiziki bağlantı kuracak derecede emniyet altına alınacak ve diplomatik tanınmaya kavuşacaktır.
Birilerinin tabiriyle bu realite “açık ve net”! Türk hükûmeti, burnunun dibine kadar sokulan IŞİD belâsını, müttefiki ABD’nin ve yarım saat öncesine kadar terör örgütü saydığı PYD’li savaşçıların kahramanlığı sâyesinde savmış görünürken bundan böyle yeni komşularıyla iyi geçinmesi için verilen mesajı da okumamazlık etmeyecektir herhalde!
Görülüyor ki “Nerde lan senin şapkan” taktiğini, milli hudutlar haricinde ciddiye alan yok. Elinizin altındaki polislere her zaman operasyon çekip Metris’tekini Silivri’ye tayin ederek algı yönetebilirsiniz fakat devlet içinde yapılaşmış hakiki, öz ve yerli paralellerle dans ederken kavalyenizin ayağına basmamaya dikkat göstermelisiniz!
Kobani’ye açık ABD desteğinin, içteki çözüm süreci üzerindeki kalıcı etkisine yer kalmadı; o sayfaya da geleceğim aziz cemaat, biraz sabır! [email protected]
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016