Ahmet TAŞGETİREN
“Oh be!” demiştim okuyunca, onu yazacaktım. Benim uzun zamandır dile getirdiğim kaygılarım bir İslam alimince çok net ifadelerle dile getirilmişti. Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Hoca’nın Açıkdeniz isimli dergiye verdiği mülakatta.
Şunları söylüyordu:
“Biz şu bedenin sünnetlerini çok seviyoruz da, kalbin sünnetlerini, dilin, aklın, ruhun sünnetlerini ihmal ediyoruz. Öyle olduğu için de, kullandığımız din dilini bir türlü rahmetle buluşturamıyoruz.
“Güç ve iktidar sahibi olmak, bizatihi ümmeti inşa etmenin önüne geçti. Bu da beraberinde gündelik politik ve ideolojik bir şey doğurdu. Bu söylemin kendisi dinin sırtında yüke dönüştü aslında. Ve bu sefer o gücü kaybetmemek bir gayeye dönüştü. Bunun için de en ağır, en hoyrat dil kullanılmaya başlandı.
“Dinin siyasileşmesi, dinin salt politik bir mekanizmaya dönüşmesi ne kadar büyük bir hata ise, siyasetin dinileşmesi, siyasetin din gibi takdim edilmesi de o kadar büyük bir tehlikedir. Bu iki büyük tehlike şu anda dinin sırtındaki iki büyük yüktür. Bu hepimizin dilini de, kalbini de, ilişkilerimizi de etkiliyor. Bütün kutuplaşmaları da bu doğuruyor.
“Pek çok yangında, ölen insanların çoğu acemi itfaiyecilerin hatalarıyla ölürler. Eğer itfaiyeci acemi ise insanları tahliye etmeden önce suyu oraya basar ve insanların dumandan ölmesine yol açar. Aslında acemi olduğu halde kendisine usta itfaiyeci rolü biçip bu ateşleri söndürmek isteyen pek çok âlimimiz, mütefekkirimiz, aydınımız var. Bu nedenle biz dumanda boğuluyoruz.
“Bir adama dindar dendiği zaman aklımıza ilk gelecek şey, âdildir, emindir, ahlaklıdır, dürüsttür olmalı. İslam ümmeti teknolojiyi kaybetmekle üstünlüğünü kaybetmez. Ama ahlakî üstünlüğümüzü kaybettiğimiz zaman biz kaybederiz. Şu anda ahlakî üstünlük noktasında sorunlar yaşıyoruz.”
Bunları paylaşıp soracaktım: Kimler ilgilenmeli bu tespitlerle? Kimler altını çizmeli bu tespitlerin? Doğru veya yanlışlığına dair kimler kafa yormalı? Yanlış ise, kim yanlış demeli, doğru ise, kim buna yol açılan zemini tahlil edip, sorumluları görüp, çareler üretmeli?
Bir süredir islami alanda çalışan ilim adamlarımıza seslenip duruyorum. Benim sesim yetmedi biliyorum, ama işte onların içinden biri -tabii ki cesaret edip- can damarı niteliğindeki şeylere işaret etti. “Ahlaki üstünlük noktasında sorunlar yaşıyoruz” diyor bu Hadis alimi… Hadi benim siyasi zeminde “Ahlaki üstünlüğün kaybedildiği” tespitim, ıskalandı, görülmedi, görülse bile tepki ile karşılandı, şimdi ne denecek bu Hadis aliminin tespitine? Ahlakta zaaf yaşıyorsak, başka hangi alanda iddia sahibi olabiliriz ki?
ERDOĞAN - NATO
Evet bunları yazacaktım, daha da yazacaklarım var ancak, gündem müthiş hareketli. Mesela sayın Cumhurbaşkanı Cuma namazı çıkışında Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya girme girişimini onaylamadıklarını açıkladı. Gerekçe olarak da “bu ülkelerde Türkiye düşmanı PKK, FETÖ gibi yapıların uzantılarının cirit atıyor olmasını” gösterdi. Alın size yeni gündem. İsveç ve Finlandiya olmadan da NATO’dayız. Amerika dahil, Almanya, Fransa dahil, komşu Yunanistan dahil Cumhurbaşkanı’nın tepki gösterdiği işleri yapıp duruyorlar. Bu durumda İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girişini veto edebiliriz de, diğer NATO ülkeleri ile ilişkiyi ne yapacağız? Rusya Ukrayna’ya saldırdığında yine sayın Cumhurbaşkanı NATO’nun ve Avrupa ülkelerinin tepkilerini yetersiz bulan açıklamalar yaptı. Şimdi İsveç – Finlandiya meselesinde Rusya’nın tepkisine benzer tavır sergiliyoruz. Bu nasıl sürdürülecek?
YARGI - BUMERANG
Geçmiş yargı uygulamalarını eleştirerek ilerliyoruz. İstiklal Mahkemeleri, Yassıada yargılaması, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat yargılamaları, Ak Parti döneminin önce FETÖ özürlü yargılamaları ardından 15 Temmuz sonrası olağanüstü hal hukuku, ve bugünler…
FETÖ özürlü yargıyı, bizzat Ak Parti yönetimi de dışladı, çünkü bir gün (17 -25 Aralık) ucu kendilerine dokundu. Sonra olağanüstü hal hukuku geldi, KHK hukuku geldi ve artık hukukun siyasetin gözünün içine baktığı dönemler geldi.
Şu an “Güçlülerin hukuku” denecek bu süreci yaşıyor hukuk dünyası. Bu da geçecek. Ve ardından değerlendirmeler yapılacak. Bilen biliyor ki, bu iş bumerang gibidir. Sizin getirdiğiniz hukuk yapısı size karşı uygulanır. Sizin silahınız sizi vurur. Ve denir ki: Sizin yönteminizi, hukuk mantığınızı uyguluyoruz. Bunu ancak dünyaya kazık çaktığını ya da iktidardan hiç gitmeyeceğini düşünenler dikkate almaz. Bakın içerden sesli – sessiz uyarılar yapılıyor. Bence onları dinlemekte yarar var.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025