Ahmet TAŞGETİREN
Öcalan’ın çağrı metni 27 Şubat’ta açıklandı. Çağrı özde PKK’ya “silâhları bırak, kendini feshet” diyordu. Bunun gerekçelerini de açıklıyor, ayrıca “ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler” gibi beklentileri de dışlıyordu.
Çağrı ile ilgili ilk değerlendirmem sıcağı sıcağına 28 Şubat tarihli yazımda yer aldı. Orada bana göre kritik bir soru sordum: DEM’in bu çağrıdan dolayı heyecanlanmasının, sevinmesinin sebebi nedir?
DEM daha önce de İmralı’ya gelip gitmeler ve Öcalan’ın “silâhları bırakma çağrısı’nın beklendiği süreçte de benzeri bir heyecanı seslendirdi. O zaman da “Neden ki?” diye sordum. “Acaba üstlerindeki askeri vesayetin kaldırılması” heyecanı mı bu dedim. “PKK uzantısı” diye suçlanıyorlardı, muhtemelen Kandil, üzerlerinde baskı oluşturuyor ve “özgürce” ve “sivil” siyaset yapamıyorlar, Kandil’in feshedildiği bir olay da onları heyecanlandırıyordu. Böyle bakıldığında Erdoğan’ın “Ya silâhları bırakın ya da silâhlarınızla birlikte sizi de gömeriz” yollu tehditleri de PKK’nın burnunun sürtülmesi anlamında önemli bulunuyor olmalıydı.
Böyle bir beklentinin “uçuk” bulunacağını biliyordum, ama Kandil’in feshini içeren bir çağrıdan DEM’in heyecan duymasını da bir yere koyamıyordum.
DEM’in heyecanı sürüyor. Demirtaş dahil tüm DEM dünyası Bahçeli’ye, Erdoğan’a şükran ifade ediyorlar.
Eğri otursak da doğru konuşalım, onlar olayı “PKK’nın feshi”nden ibaret görmüyorlar. Aslında soruna ilişkin analiz yapanların hiç birisinin olan biteni PKK’nın feshinden ibaret görmediği de açık. PKK’nın feshi tabii ki önemli. Ama şu an olan biten, PKK’nın feshi ile başlayan bir “süreç” durumunda.
DEM dünyası, süreç sonunda Öcalan özgürlüğe kavuşursa bununla mutlu olur mu? “Lider – Önder” her ne ise Öcalan’a bağlılığın onları mutlu etmesi beklenebilir. Ama “Süreç”ten beklenen ondan ötesi… Ya da “40 yılın liderliği böyle ‘feshettim’ demekle sonlanmaz” yaklaşımı akla gelebilir.
Ondan ötesi… Onun için de DEM adına yapılan açıklamalarda “Devlet”ten başka şeyler bekleniyor. Erdoğan’ın tavrına kuşku ile bakılıyor, süreci 1 Ekim’de başlatan Devlet Bahçeli’den daha sıcak adımlar umut ediliyor.
Ne onlar?
Devletten beklenenler neler?
Kürtler sadece bir “Türkiye gerçekliği” değil. Irak’ta, Suriye’de, İran’da varlar ve oldukça ağırlıklı bir nüfus olarak varlar. “İç Kürt sorunu – Dış Kürt sorunu” en son Külliye danışmanı Mehmet Uçum’un sözlüğüne girdi ve “olumsuz” girdi. “Dış Kürt sorunu” emperyalistlerin oyunu idi ona göre, Öcalan’ın çağrısı da “İç Kürt sorununu bitirmişti.”
Acaba Ankara’nın tamamı böyle mi düşünüyordu?
Kürt siyasi hareketinin ana ayağını oluşturan DEM böyle mi düşünüyordu?
Bir kere Irak’ta bir “Kürt sorunu çözümü” vardı.
Suriye’de bir başka “çözüm empozesi” söz konusu idi. İran’da ise PKK’nın uzantısı bir sorundu.
Öcalan’ın çağrısı Türkiye’deki Kürt sorunu için “Oldu da bitti maşallah” türü bir sonucu mu getiriyordu?
Onun olmadığını da cümle alem biliyor. “Cümle alem” yani ülkeyi yöneten kadro, muhalefet, alandaki Kürt örgütleri, artık bu meselenin paydaşları haline gelen uluslararası odaklar…
Şu sıralar DEM adına “Çözüm için bir şeyler yapılmalı” çağrılarından geçilmiyor. En azından “Kayyım sistemi bitsin ki bir iyi niyet görelim” beklentisi hâkim. “Öcalan sürece katılsın, Meclis harekete geçsin, demokratikleşme süreci başlasın” çağrıları boş mu? En azından “siyasi bilinci yüksek” Kürt halkına “Dolduruşa gelmedik” savunmasını yapmaya çalıştıkları görülmüyor mu?
Öte yandan, diyelim Suriye’deki Kürt varlığı için, artık ABD’nin – İsrail’in de içinde olduğu bir pazarlık zemininin bulunduğu açık değil mi?
Amerika SDG’yi desteklemekten vaz geçecek, Suriye’de sistem yeniden oturacak, İsrail’in işgal ettiği alanlar ne olacak, orada bir Dürzi yapılanması teşekkül ediyor, o ne olacak? Anayasa’da Kürtlerin statüsü ne olacak, o Türkiye Kürtlerine nasıl yansıyacak?
Erdoğan Trump için bir şey söylemiyor. İkili arasında henüz bir iletişim de sağlanmadı. Trump’ın yapay zekâ ile ürettirdiği ve instagramdan paylaştığı “Gelecekteki Gazze” videosu, başka çılgınlıkları ile birlikte çılgınlığın dibe vurmasıydı. Gazze konusunda öylesine duyarlı Erdoğan, bu çılgınlık gösterisi için bir şey söylemedi. Neden acaba? Suriye – Ortadoğu pazarlığında iletişim ortamını saklı tutmak için mi? Ürdün Kralı’na, Zelensky’e karşı terbiyesizleşen bir adamın, Türkiye Cumhurbaşkanına karşı da haddi aşabileceği ihtimalini önlemek iç in mi?
“İç Kürt – Dış Kürt…” Türkiye’nin bir Kürt sorunu var belli ki… Ankara bu soruna Mehmet Uçum diliyle de yaklaşamaz. Böyle hassas bir meselede onun vırt – zırt konuşması bile abestir. PKK’nın saf dışı kalması -o bile Ankara – İmralı – Kandil arasında bir uygulama projesi gerektiriyor- içerdeki ve dışardaki Kürt varlığının Türkiye’ye kendi vatanları gibi sahiplenmelerini sağlayacak bir gelişmenin başlangıcı olursa anlamlı olacaktır. Herkesin bu çaba içinde olması aklın gereğidir. Birbirimize oyun oynamak ve bu büyük meseleyi, siyaseten araçsallaştırmak… bu bir fırsat ise onu heba etmek olacaktır. Akl-ı selim diye bir şey var şu dünyada…
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025