Ahmet TAŞGETİREN
Doğu-Güneydoğu’da yükselen terörün en büyük etkiyi, HDP’yi eskilerin deyimiyle “keenlemyekün - sanki yok gibi” hale getirmekte gösterdiği çok net bir gerçekliktir.
Bölgede Kandil’in planlaması ile bir silahlı özyönetim cinayeti işleniyor, mabetler, okullar, evler... Masuniyeti korunmuş alanlar olmaktan çıkmış, ilçe ilçe şehirler can çekişiyor, onbinlerle ifade edilen “Kitlesel Göçler” bölgeyi neredeyse bir demografik arındırma vakıası ile karşı karşıya bırakmış.
HDP ne yapıyor?
Şu andaki girişimlere bakılırsa, sadece hendeklerin ve barikatların arkasındaki eli silahlı, maskeli ve gerçekten kim oldukları bilinmeyen tiplerin varlık gerekçesini savunmaya adamış durumda.
Kurşunlu Camii’nin bahçesinde bir polis suikast silahı Kanasla, belli ki çok uzaklardan ateş edilerek başından vurulmuş.
HDP’nin her milletvekiline sormak istiyorum:
Kim bu Kanas kullanıcısı? Biliyor musunuz? Onlara da YDG-H’li ya da Kandil savaşçısı diye sahip çıkıyor musunuz?
Söyleyin, şu anda hangi öz yönetime sahip çıkıyorsunuz?
Devlet, bir örgüt bir ilçeye el koyduğunda onu görmezlikten gelemez.
Aslında, diyelim Diyarbakır’ın 9 milletvekilini almış bir parti olarak, HDP’nin, YDG-H’ye “Sur’a, Silvan’a nasıl el koyarsınız?” diye seslenmesi gerekmiyor mu?
Orada yaşayan insanların silahlı militanların oluşturduğu olağanüstü hal ya da sıkıyönetim durumuna maruz kalması HDP’yi hiç rahatsız etmiyor mu?
Evet, niye var HDP? Ne işe yarar?
TBMM’de grubu var. 59 milletvekili gibi önemli bir ağırlığa sahip. Devlet içinde rolü bulunuyor.
Tüm bunların bir anlamı olmalı.
Ama sanki şu son zamanlarda bütün anlamlar silinmiş, adeta yok hükmünde bir varlık haline gelmiş.
Neden?
Çünkü akraba olduğu silahlı yapının yanında bir fark ortaya koyamıyor.
Normalde “Türkiye’nin bir kuruluşu”, her parti gibi. Yani Türkiye’nin varlığını, güvenliğini önemsemesi gerekiyor. Çünkü TBMM’nin parçası bir siyasi parti olarak her türlü meşru çalışma, ancak Türkiye’nin güvenliği içinde mümkün. Ama siz Türkiye’ye karşı suikast halindeki bir yapının kolayca fırçalanan bir kıytırık uzantısı, bir propaganda organı haline gelmişsiniz. Kimi milletvekilleri varlıklarını teröristlerin şu veya bu şekilde uzantısı olmakla ispat etmeye çalışıyorlar.
Şimdi, bütün bunları HDP’yi yargılamak için yazıyor değilim. Gerçekten bunu düşünmüyorum. Bunun faydalı olduğunu da düşünmüyorum. HDP gerçek bir siyasi parti olarak var olsun ve o var olacaksa silahlı yapı devreden çıksın demek istiyorum.
Bir dönem Türkiye’de askeri vesayet vardı ve o dönemde tüm siyasi partilerin kimyası, askeri vesayetin etkisi ile belirleniyordu. Buna rağmen o dönemlerin askeri vesayeti bile, kendi hukukunu kendisi yaparak belli bir meşruiyyet arayışı içinde hareket ediyordu.
PKK ve tüm uzantılarının bölgede oluşturduğu fiili şiddet-terör ortamı, hiçbir meşruiyyet kaygısı taşımadığı için, HDP’nin maruz kaldığı vesayet, Türkiye’nin vesayetli günlerine rahmet okutacak bir mahiyet arz ediyor.
Bölgede “Türkiyelileşme” gibi azıcık hassasiyeti kalmışsa, HDP’nin normal görevi, mesela Sur’un, YDG-H teröründen arındırılması yolunda güvenlik birimlerine yardımcı olmaktır. Güvenlik birimlerinin hukuk içinde hareket etmesi hassasiyetini gözetsin, o noktada girişimlerde bulunsun ama “Bırakın örgüt öz yönetim ilan etsin” gibi bir tavrın içinde olmasın. Çünkü YDG-H hakimiyeti olursa, HDP orada da siyaset yapamaz.
Bilmiyorum, belki Hükümet-Devlet HDP’nin örgüt vesayetinden kurtulmuş bir parti olmasına yardımcı olmalı.
Halktan oy alıp halk temsilini örgüte toka etmek gibi bir misyon en çok HDP’yi silecektir ve oy verenlere ihanettir.
HDP’nin çok acil bir varoluş muhasebesi yapması kaçınılmazdır. Parti içinde bu zarureti hisseden en azından birkaç milletvekili bulunduğunu düşünüyorum ben. Eğer Demirtaş bu zarureti hissetmiyorsa, o da ancak örgüt vesayetini içselleştirmiş olmakla mümkündür.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025