Ahmet TAŞGETİREN
Ne dersiniz, Selahattin Demirtaş, önümüzdeki herhangi bir seçim kampanyasında “Türkiyelileşme” temasını kullanır mı? Kullansa herhangi bir karşılık üretir mi?
O gün o temayı kullanmanın ne kadar samimi olduğu da sorgulanabilir ama o günden bu yana Demirtaş dahil - ya da pek azı müstesna- HDP kadrolarının “Türkiyeli” bir dilin çok uzağına düştükleri aşikar.
Başka yerlere oynuyorlar.
Suriye ile gelen konjonktür Kandil’in ayarını değiştirdi, HDP kadroları kendilerini Kandil’e göre ayarladı ve kanaatimce “duygusal kopuş” Kürtlerde değil ama HDP’de gerçekleşti.
Onların şu anda Türkiye içindeki birinci misyonları, ellerinde bulunan kürsüleri (parlamenterlik, belediye başkanlığı vs.) Türkiye ile hesaplaşma ve muhtemel bir “kopuş” için uluslararası destekler oluşturma istikametinde kullanmak.
İkincisi de, Kürt halkını etkileyerek “Türkiye’den kopuş”un arkasında bir “Kürt halk iradesi” bulunduğu izlenimi vermek.
Allah’tan ki Kürt halkı en azından “Kopuş” projesinde HDP ile de PKK ile de aynı düşüncede değil. Bölgede yapılan kamuoyu araştırmaları bile halkın yüzde 92’sinin “Ayrılmak”tan yana olmadığı sonuçlarını veriyor.
Örgüt halk üzerinde çok çalıştı. Bazen tehditle, bazen siyasi bilinç empozesi ile çoğu zaman bölge çocuklarını dağa çıkarıp halkta çocukları üzerinden aidiyet oluşturmakla, bazen sadece “Kürt aidiyet”ini kullanarak ve bunların hepsi ile birlikte “Devlet adına yapılan yanlışlar - ret, inkar, asimilasyon ve yanlış terörle mücadele” zemini üzerinde çalıştı, çalıştı, çalıştı. Bunun bölgede ve tüm Kürt oylar üzerinde HDP’ye önemli bir temsil imkanı sağladığında kuşku yok.
Ancak tüm bu temsiliyet, aynı zamanda “Kürtler’i alıp başka dünyalara taşıma yetkisi” anlamına da geliyor
mu diye sorulursa, işte orada her şey değişiyor.
Kürt halkı Ak parti döneminde gördü ki devlet değişebilir.
Barış sürecinin ardından başlayan terör tırmanışı yine halka gösterdi ki örgüt, devletten çok daha sorumsuzca bir zulmün aracı haline gelebilir.
Sokağına, evine, çocuğuna el koyan bir örgüt var bölge halkının önünde şimdi ve halk devletin gelip sokağını, evini, çocuğunu bu örgütün elinden kurtarması beklentisi içinde.
Halk “Bu örgüt bölgede iktidar olursa” gibi bir korkuya sürüklenmiş bulunuyor.
Bence bölge halkındaki asıl “duygusal kopuş”un örgüte karşı gerçekleştiği vakıasını yaşıyoruz.
İşin garibi, halkın bölgeden milletvekili seçip temsil etsinler diye Ankara’ya gönderdiği HDP milletvekilleri de ilçelere el koyan silahlı örgütün levazımatçıları haline gelmiş durumdalar. Halk bunu da görüyor.
Mesela halk HDP’ye, “Örgüt bu ilçelerde hendek kazarken neredeydiniz? Belediye araçları hendek kazma işinde rol alırken, ilçelerin caddelerine sokaklarına patlayıcı yerleştirirken neredeydiniz?” diye soruyor.
Ve halk yine devletten “Niye bu örgütün böylesine silahlanmasına göz yumuldu?” diye hesap soruyor. Güvenlik güçlerine “Neden geç kaldınız?” diye sitem ediyor.
Halk doğum için HDP kadrolarını değil, hasta için belediye kadrolarını değil, devleti çağırıyor. Çünkü HDP’nin “halka hizmet” diye bir derdinin olmayacağından emin. HDP niye var, terör örgütü niye var? Bu sorunun cevabı Kürt halkı nezdinde nedir? Pozitif bir cevabı var mı bu soruların?
Örgüt eşittir terör... Halk nezdindeki kanaat, seslendirilsin seslendirilmesin budur.
HDP çok kötü bir sınav verdi, gitti örgüte eklemlendi. Ben “Türkiyelileşme” tema’sı ile ulaştığı toplum tabanının da çoktan HDP’nin altından kaydığı kanaatindeyim.
Soru şu: Acaba HDP’nin hali, anlık bir bilinç kayması mı, yoksa küresel odakların vaatlerine bağlı bir stratejik tercih mi?
Bunun doğru okunması ve ona göre de tedbirler alınması gerekiyor.
Devlet, güvenlik operasyonlarında çok, çok, çok daha titiz olmak zorunda. Terörle mücadelenin ana hedefinin, Kürt halkını örgüt zulmünden kurtarmak olduğu bilincini asla ve asla kaybetmeden... Ve bunu dosta - düşmana sürekli anlatmak kaydıyla...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025