Ahmet TAŞGETİREN
Önce TIR’lara operasyon yapıldı.Beraberinde “Türkiye’nin terör örgütü IŞİD’e yardım ettiği” propagandası geldi. Operasyonda ve bu propagandada “Paralel yapı”nın aktif rol oynaması dikkat çekici idi.
Başından beri Suriye olayında Türkiye Hükümetinden çok Esed’e yakın duran Kılıçdaroğlu’nun TIR olayından heyecan duyması dikkat çekici idi.
Türkiye’nin Bayırbucak Türkmenlerine yardım ettiği söylemi TIR operasyonu ile boğuldu.
Bu arada Kobani olayı meydana geldi. Kobani’de Kürtlerin IŞİD’le mücadele ettiği teması işlendi. HDP, “Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği” teması ile Kürtlerin IŞİD’le savaştığı temasını birlikte işleyerek, Türkiye’deki Kobani olaylarına benzin taşıdı. Bu dönem aynı zamanda, Suriye’deki konjonktürün PKK’ya yeni sıçrama imkanı vereceği değerlendirmesi ile çözüm sürecinin bitirildiği, silahlı grupların Türkiye’den çekilmeyi durdurduğu, aksine şehirlere yığınak yapılmaya başlandığı dönemdir.
Bu dönem aynı zamanda Amerika ile Türkiye’nin Suriye zemininde farklı perspektifler içine girmeye, mesela ABD’nin Kobani çatışmasından yola çıkarak PYD-YPG’ye yakınlık duymaya başladığı dönemdir.
Türkiye, TIR operasyonu ile başlayan IŞİD gölgesini aşmak için çok uğraştı.
Ve bir gün, Cumhuriyet gazetesinin malum TIR haberi patlatıldı. Haberin özü, Türkiye’nin Suriye’ye silah sevk ettiği iddiasına dayanıyordu. Fotoğraflar vs. bu algıyı oluşturmayı amaçlamaktaydı.
Çok belli ki bu malzeme Cumhuriyet’e servis edilmişti.
Acaba kim tarafından?
O günler ve devam eden günler, Cumhuriyet’le Zaman’ın manşetlerde sık sık pişti olduğu zamanlardır. Zaman camiası çok heyecanlandı Cumhuriyet’in TIR dosyasını yayınlamasından dolayı. Zaman, benzeri heyecanı, savcı-jandarma işbirliği ile MİT TIR’larına operasyon yapıldığında da yaşamıştı.
Türkiye’nin Suriye politikası bir kere daha vurulmuş olmaktaydı bu dosya ile.
Rusya dosyası değildi bu, İran dosyası değildi, Amerika dosyası bile değildi. Türkiye’de bir gazete, Türkiye’yi vuruyordu.
Can Dündar ve Erdem Gül “Türkiye’nin Suriye politikası”nı medya üzerinden vuran bu yayın sebebiyle tutuklandılar. Dava casusluk üzerinden açıldı.
Hemen bir “medya özgürlüğü” propagandası başladı.
Daha önce de başka medya mensupları tutuklanmıştı ve tutuklulukları devam etmekteydi.
Ancak Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutukluluğu, Amerika ve Avrupa’dan özel ilgi gördü.
ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın bile Türkiye ziyaretinin bir boyutu bu konu ile ilgili idi.
Hidayet Karaca ve Mehmet Baransu da tutuklu idiler ama demek ki küresel odaklar nezdinde gazeteciden öte gazeteci vardı.
Nihayet konu AYM’ye geldi ve AYM bilinen kararı verdi.
Söz konusu kişiler tutuklu olmadan yargılansalar olur muydu, bu yüzden AYM’nin kararı yerinde mi değil mi, diğer gazeteciler neden hala içerde, ABD ve AB’nin özel ilgisi nereden ileri geliyor gibi pek çok soru sorulabilir. Bunların her birinin de bana göre yargının tavrı, çifte standartlar vs. açısından irdelenecek birçok cevabı var.
Ama işin özü, kesinlikle medya özgürlüğü falan değildir.
Tıpkı TIR’lara yapılan operasyonun bir yargı-güvenlik operasyonu olmaması gibi.
TIR’lara yapılan operasyonda eğer jandarma ve savcılar, ülkenin dış politikasını vurmak için kendi kendilerine kumpas kurma yetkisine sahiplerse savunulabilir noktadadırlar.
Ve Cumhuriyet’in TIR operasyonu ile ilgili yayınında, eğer medya, kendi ülkesinin dış siyasetini vurmayı medya özgürlüğü içinde görüyorsa, savunulabilir noktadadır.
AYM’nin şu çerçeve içindeki konumu da yukarıdaki iki alan ne kadar savunulabilirse o kadar savunulabilir durumdadır.
AYM’nin kararı karardır ama saygı duymak zorunda değiliz.
TIR operasyonunun da Cumhuriyet’in yayınının da Suriye’de Türkiye’yi vurma malzemesine dönüştüğü aşikardır.
Ortada bir medya özgürlüğü varsa, bu özgürlüğün kendi ülkesini vurmak için kullanıldığı açıktır.
Burada Baykal’ın “Erdoğan karşıtlığı -milli çıkar farkı”na dair uyarısını bir kere daha hatırlamak gerekiyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025