Ahmet TAŞGETİREN
Türkiye’de bir sistem sorunu olduğu doğrudur. Parlamenter sistem dün de sorundu, doğru. Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Ecevit arasında yaşananları da biliyoruz, yine Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan arasındaki problemleri de biliyoruz.
Cumhurbaşkanı halk oyu ile seçildikten sonra ve hele bu Cumhurbaşkanı Ak Parti’nin kurucu lideri ve Tayyip Erdoğan gibi dominant bir karakter ise Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın ilişkilerinin daha çok problem potansiyeli taşıyacağı muhakkaktır.
Bu durumun ortaya çıkaracağı gerilimleri, sorunları ortadan kaldırmak için sistemde yeni bir düzenleme kaçınılmazdır.
Fiili durum çözüm değildir ve sorunları azaltmaz, artırır.
İki türlü formül mümkündü:
Bir: Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmiş olsa bile yetkilerinin azaltılması ve Başbakanlığın belirleyici olması.
İki: Cumhurbaşkanlığını Başkanlığa dönüştürmek için yeni bir sistem düzenlemesi yapmak.
Ak Parti ikincisini istiyor. Meclis’te anayasa değiştirmeye kafi gelmese de önemli bir çoğunluğu var ve anayasayı değiştirme inisiyatifini Ak Parti yürütüyor.
Bu arada “fiili” bir “Başkanlık modellemesi” sergileniyor. Aynı zamanda Ak Parti’de bir dönüşüme gidiliyor. Genel Başkan ve Başbakan görevi bırakıyor. Bu da “fiili durum”la bağlantılı olarak kamuoyuna yansımış durumda. Yeni Başbakan söz konusu olduğunda da Başbakan’ın, “Cumhur - Başkanı” ile ilişkisinin niteliği ön plana çıkıyor. “Profil” meselesi de o noktada gündeme gelmiş bulunuyor. Kamuoyuna yansıyan ifade şık bulunsun - bulunmasın, Başbakan’ın Cumhur-Başkanı ile “mutlak uyum”u vazgeçilmez olarak öngörülüyor.
Bir geçiş süreci yaşadığımız açık.
Bu geçişin içinden “Başkanlığa” varmamız hedefleniyor.
Dikkat çekmek istediğim husus şu: Acaba bu süreçte toplumda “Başkan’ın profili”ne ilişkin nasıl bir izlenim oluşmakta?
Buna Ak Parti çevrelerinde ve Cumhurbaşkanı’na yakın görünen medya ortamında ne kadar dikkat ediliyor bilmiyorum ama ben, şu yaşanan süreçte toplumda bir algı oluştuğunun bilinmesi gerektiğini ifade etmek isterim.
Bir süredir ülkemizdeki karşıt odaklarda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili bir algı operasyonu yürütüldüğünü biliyoruz. Bunun uluslararası odaklarca da paylaşıldığı ve global medyada bu alanda yoğun bir “otoriterleşme teması”nın
tüketildiğini biliyoruz.
Şu an içerde yürüyen tartışmada, Başkanlık konusu ve Ak Parti’deki değişim zemininde gerek yazılı - görsel, gerekse sosyal medyada sergilenen dilin Cumhurbaşkanı Erdoğan adına nasıl bir “profil” oluşturduğuna bir kere daha bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın farklı toplum kesimlerinde farklı profilleriyle ilgi odağı olduğu söylenebilir. Diyelim Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı yüzde 52’nin tamamı, aynı hassasiyetlerle Cumhurbaşkanına oy vermiş değildir. Belki bir kısmı Filistin için sesini yükselten, İslam dünyasında yiğitliği ile öne çıkmış bir lider hüviyetiyle, bir başkası yönetiminde gerçekleşen istikrar sebebiyle, bir kısmı Marmaray, üçüncü köprü, üçüncü havaalanı gibi mega projeler sebebiyle, bir kısmı inanç özgürlükleri alanında getirdiği büyük ferahlık dolayısıyla onu desteklemiştir.
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkanlık” için halkın huzurundadır ve Başkanlık halk tarafından çok da bilinen bir statü değildir. 2016 yılında Türkiye’de “Nasıl bir Başkan profili” sağlıklı olur, sorusu da net olarak cevaplanmış değildir. Tam da bu süreçte Ak Parti bünyesindeki değişim ve yeni yapılanma tartışmaları, Başkanlık tartışmalarının içine doğmuştur. “Nasıl bir başkan?” sorusu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın sergilediği imajla bir kere daha değerlendirilecektir, diye düşünüyorum.
Bence oturup, olan bitene yeniden bakmak ve halka sunulacak “Tayyip Erdoğan’ın Başkan Profili”ni tanımlamak gerekiyor. Bu, herkesin kendi durduğu yerden bir fırça darbesi atmaması ve gelişigüzel algıları önlemek için hayati önem taşıyor bana göre. Halkın doğru kararlara varabilmesi için de tabii ki.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025