Ahmet TAŞGETİREN
Büyük ihtimal, İngiliz halkının AB’de kalmaktan yana oy kullanacağı idi. Son gün bile anketler yüzde 52-48’i AB’de kalma yönünde gösteriyorlardı. Onun için de herkes biraz rahattı. Şu an yaşanan şok, bu beklentinin tersine çıkması yüzünden. Sanki hiç kimse “AB’ye red”di satın almamıştı, sonuç “kötü sürpriz” oldu. Şoka soktu.
- “AB’ye red” öncelikle İngiltere’yi sarsacak. Başbakan Cameron’un istifası sarsıntının en hafif boyutu. “Domino etkisi” “AB’ye evet” diyenlerin ayrılmasıyla parçalanmaya ve “Birleşik Krallık”ın “İngiltere”ye indirgenmesine kadar varabilir.
- İngiltere’de ikinci bir halk oylaması şimdiden konuşuluyor. Umut, redçilerin bile bu sonucu beklemediği ve yeni değerlendirme yapılabileceği üzerine kuruluyor.
- İngiltere’deki “AB’ye red”din diğer yansıması hiç kuşkusuz AB’nin bütününe ve bütünlüğüne yönelik olacaktır. Üç fil ayağından birisi çökmüş bir AB’den söz edilecek bundan sonra. Almanya-Fransa ağırlıklı bir AB. Bu, “Avrupa Birliği” anlamında bir AB mi olacak, tartışılacak. Bir de tıpkı İngiltere’deki gibi “Yabancı - Türkiye - İslam karşıtlığı”nın motive ettiği bir çizgi, başka ülkelerde de “AB’den çıkma” eğilimini devreye sokarsa... Bunun zemini yok değil.
- AB, evet Avrupa’da savaşları bitiren ve bu yönüyle “Barış projesi” olarak nitelenen bir yapıydı. Etkin bir siyasi- askeri güç olamadı ama gene de bir cazibe merkeziydi. İngiltere’siz ve başka dağılma potansiyellerini de bünyesinde taşıyor hale geldikten sonra cazibenin değil, kopuşların konuşulduğu bir gündemi oluşturacak.
- Anlaşılıyor ki, ayrılma süreci epey zaman alacak. Bu, sancılı sürecin devam etmesi anlamına geliyor. Tüm Avrupa diken üstünde olacak. Ayrıca ayrılma gerçekleştikten sonra İngiltere - AB ilişkileri nasıl olacak sorusu da ortada. Şu anda bile İngiltere’nin özel bir statüsü bulunuyor AB içinde. Para birimi ve Şengen istisnaları var. Ayrılma gerçekleştiğinde Merkel’in Türkiye’ye teklif ettiği “İmtiyazlı ortaklık” türü bir formül mü bulunacak?
- Türkiye nasıl bakmalı AB’deki sancıya? “Oh olsun, bize yaptıklarının cezasını çekiyorlar, hele şu Cameron, 3000’li yılları söylüyordu utanmadan, vs...” mi demeliyiz? AB’ye söylenecek çok söz var kuşkusuz. 60 yıllık sürüncemeli ilişki, çifte standartlar, Müslümanlığımızı AB ile bütünleşmenin önünde engel olarak görmeleri vs... Bunlar AB ile iyi gitmeyen ilişkilerimizin sancı alanları. Bu yüzden de halkımızda AB’ye girme konusu düşen - yükselen bir seyir izliyor ki, son dönemdeki gelişmelerin üzerine İngiltere’nin kararı da gelince “Biz de bir referandum yapsak mı?” sorulmaya başladı. Adil Gür de böyle bir referandumda Türkiye’nin kararı da “Red” yönünde çıkar, diyor.
- Ama AB ile ilişkiyi aynı zamanda “stratejik ilişki” diye niteleyen de biziz. Ak Parti iktidarları, başından beri, mesela içinden doğduğu Refah Partisinden farklı olarak özellikle sistemin restorasyonunda AB normlarının getirilmesini hayati önemde buldu. Ekonomi çevreleri de dış ticarette Avrupa ile ilişkiyi hayati önemde buluyor.
- Şunu da not etmek gerekiyor: İngiltere’de “AB’ye red” kararının çıktığı zemin, yoğun biçimde “Türkiye aleyhtarlığı”nın at koşturduğu bir zemin oldu. Cameron bile, AB’de kalmayı savunurken, Türkiye’nin AB’ye giremeyeceğini ifade ederek oy istedi. Yani Avrupa’da AB taraftarlarında bile “İslamofobi- Yabancı düşmanlığı - Türkiye aleyhtarlığı” atbaşı gidiyor.
- AB dağılsa bile belli ki Avrupa ile ilişkilerimiz devam edecek. Zaten AB ile ilişkiyi “stratejik ilişki” diye nitelerken, tarihi akış içinde şu veya bu şekilde Avrupa ile ilişkinin devam edip geldiği gerçeğinden hareket edilmiş, Türkiye’nin aynı zamanda bir “Avrupa ülkesi” olduğunun altı çizilmiştir.
- Müslümanlık - Hıristiyanlık, farklı iki medeniyet zemini, evet bunlar belki değiştirilemez aidiyetler. Ancak ilişki kaçınılmazsa, olaya “Haçlı dünya çöküyor” gibi “Oh olsun” boyutunda yaklaşmak yerine, problemlerin akılcı analizlerini yapıp, AB’deki irrasyonel gelişmeleri tahlil edip, sağlıklı açılımlara pencere açmak da söz konusu olabilir.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025