Ahmet TAŞGETİREN
Söze şöyle başlayayım: - Allah Tayyip Erdoğan’ı korusun. Çünkü millet onu Türkiye’nin temsilcisi yaptı, o ise adeta yedi düvel ile mücadele halinde. Buradan bakıldığında Tayyip Erdoğan’ın başarısı Türkiye’nin başarısı, onun düşüşü Türkiye’nin düşüşü ile eş anlamlı hale gelmiş bulunuyor. Bu sebeple “Allah Tayyip Erdoğan’ı korusun” demek, Türkiye yere düşmesin demektir.
Bu mücadele kolay değil.
Elbet, gerçek bir tevekkül ile, önce deveyi kazığa bağlayıp, sonra onu Allah’ın korumasına havale etmek lazım.
Deveyi kazığa sağlam bağlamak demek, “Her işte sünnetullaha riayet” demektir.
Sünnetullah ise sözlükte “Allah’ın adeti-sünneti, Allah’ın koyduğu nizam. Tabiat kanunu. İlahi kanunlar” anlamına geliyor.
Dini kavram olarak sünnetullah ise Allah’ın tabiatı yaratıp devam ettirmek ve toplum hayatını düzenlemek üzere koyduğu kurallar anlamında bir Kur’an-ı Kerim terimidir. Kur’an’a baktığımızda mesela Yaratıcı’nın düşmanla savaşın gereği olarak “Gücünüz yettiğince kendiniz için kuvvet hazırlayın” gibi bir Sünnetullaha dikkat çektiğini görüyoruz.
Bir insan için, bir toplum için, bir devlet için, bir ümmet için kuvvet hazırlamak hayatta kalmanın temel şartıdır. Bir kuşatmayı kırmak için de, yükseklere tırmanmak için de kuvvete ihtiyaç vardır.
İster Türkiye bağlamında düşünelim, ister kaderi pek çok alanda kesişen İslam dünyası bağlamında, 100 yıldan beri güncellenerek dayatılan bir kuşatmayı yarmaya ve yeni nefes alma zemini oluşturmaya çalıştığımız bir vakıa.
Sadece Türkiye bağlamında ele alsak bile, dünyada farklı bir ligde oynamayı hayati önemde gördüğümüz ve bunun adımlarını atmaya başladığımız anda, bunun güç gerektirdiğini gösteren dirençlerle karşı karşıya kalıyoruz.
Türkiye, güç arayışında İslam dünyasını tabii hinterland olarak değerlendiriyor. İster kültürel derinlik olarak bakın, ister tarihi, ekonomik derinlik olarak, potansiyel bir güçlenme alanı olarak İslam dünyasını efektif hale getirmeye yöneldiğinizde, yine bir dirençle karşılaşıyorsunuz. Bu dirençleri, bir süre sonra öfke ile okumak zorunda kalıyorsunuz. Size dayatılanı da, dünyaya dayatılanı da sorguluyorsunuz. Sorgulamanın son derece reel karşılığı var. Ama sorguladıkça, karşınızdaki direncin büyümesi de gündeme geliyor.
Türkiye bir süredir bu gerçeklik ile karşı karşıya.
Dünyanın Türkiye’nin şahsında bir “Tayyip Erdoğan fenomeni”ne tanık olduğu söylenebilir. Ben Tayyip Erdoğan fenomeninin Türkiye için yeni olmadığını düşünenlerdenim. 100 yıldan beri biz, damarlarında paranteze alınmışlığın acısını yaşayarak geliyoruz ve bunun, bizi yönetenlerde yansımasının olmadığını düşünemeyiz. Belki “reel politika” çerçevesinde “risk”in, ülkenin başına daha büyük gaileler açılmasına yönelik “kaygı”nın etkisinden söz edebiliriz. Zaten bu tür niyetler, darbelerle pusturulmuş.
Tayyip Erdoğan, eminim ki reel politik değerlendirmeler yapıyordur, ama hani deyim yerindeyse “Allah’a sığınıp” yolculuk yaptığını da ifade etmek mümkün. “Allah’ın da bir planı var” sözünü, onun derin bir imanla söylediğinde kuşku yok. Belki birilerimizin yüreğinde çok çok reel politik kaygılar dolaşıyordur, “sünnetullah uyarıları”nı yapma gereği kimilerimizin içinde depreşiyordur, Tayyip Erdoğan ise yürüyor. “Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan” gibi yürüyor. Hakikaten de millet arkasından geliyor. Türkiye, bu birliktelikle ilk defa bir darbeyi yere seriyor. “Yedirmeyiz” çığlıkları afakı dolduruyor ve yedirmiyor millet.
“Amerika ve Avrupa Tayyip Erdoğan’ı sevmiyor” dedi bir Amerikalı. Bir başkası “Önce o öldürülmeliydi, darbenin başarısı için” dedi. Tayyip Erdoğan bir paratoner gibi İslam dünyası üzerine yağan şimşekleri kendi üzerine çekiyor ve toprağa veriyor. Yanmadı, onun şahsında Türkiye de yanmadı Allah’a hamdolsun.
Millet adeta onun üzerine kapandı başına bir şey gelmesin diye. 240 şehit, binlerce yaralı o üzerine kapanmanın resmi.
Tayyip Erdoğan kendisine dikkat etmeli, millet kendisine ve liderine dikkat etmeli, Türkiye Türkiye’ye dikkat etmeli, çünkü tüm bir gönül coğrafyasında gözler Türkiye’nin üzerinde.
Allah muhafaza etsin.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025