Ahmet TAŞGETİREN
Beşiktaş’ta terör: 44 can. Kayseri’de terör: 14 can. Ve Ankara’da terör: Bir Büyükelçi’nin katli. Hepsi 10 güne sığan bir cinayetler silsilesi. Hepsi Türkiye’de. Bu, sadece terör boyutu ile Türkiye’yi güvensiz ülke görüntüsüne itmek gibi bir hesabı içeriyor. Bu hesap, başlı başına karşı karşıya bulunduğumuz saldırılar silsilesinin uzantısı.
- Türkiye - Rusya ilişkilerinin uzun bir gerilimin ardından iyileşmeye başladığı bir dönemde Rus Büyükelçisinin öldürülmesi... İlk sadmede Türkiye - Rusya ilişkileri yeniden gerilime mi giriyor, sorusuna yol açacak bir karambol gibi görülüyor.
- Bununla birlikte bu eylemin Türkiye - Rusya ilişkilerini olumsuz etkilemeyeceği, aksine daha ilk planda gelişmekte olan ilişkileri sabote etme amacını taşıdığı yolunda yorumlanacağı çok açıktır.
- Ancak bu eylem, Türkiye’nin güvenli ülke olmadığı, yabancı büyükelçilerin bile korunamadığı gibi bir propagandaya malzeme teşkil edeceği de açıktır. Düşmanı bulmak için bundan sonra bu propagandayı işletenlere bakmak doğru olacaktır.
- Olaya Türkiye – Rusya ilişkileri açısından verilecek bir anlam, Suriye’deki silahlı gruplar konusunda iki ülkenin bir ölçüde farklı bakışlara sahip olmalarıyla ilgili olabilir. Malum, Türkiye’nin muhalifler arasında kabul ettiği bazı silahlı gruplar, Rusya tarafından terör grubu olarak görülüyor ve mücadele edilmesi isteniyor, üstelik Rusya, Esed’in bu gruplara yönelik saldırılarını meşru kabul ediyor. Halep’in bombalanması da Esed tarafından bu gruplara yönelik gösterilerek savunuluyor.
- Buradan bakıldığında ve Büyükelçi’yi öldüren teröristin İslami sloganlar attığına dikkat edildiğinde, Türkiye’nin uluslararası alanda İslami oluşumlara yaklaşımlarının daha bir bloke edilmesi gibi bir sonucun doğması söz konusudur. Suriye’de de herhalde Türkiye’nin muhalefete sahip çıkma tavrı kısıtlanmış olacaktır.
- Ankara’da bir Rus büyükelçisini öldürüp, o esnada Halep’in intikamı alınıyor gibi sloganlar atmanın hiçbir inandırıcılığının bulunmayacağı, küçük bir zihin çabasıyla anlaşılabilir. Neden? Çünkü Halep konusunda en duyarlı olan ülke Türkiye’dir, Türkiye Rusya nezdindeki girişimlerle vahşeti önlemeye ve bir kurtuluş yolu açmaya çalışmaktadır, Rusya da en azından Türkiye’nin çabasına duyarsız kalmamaktadır, bu durumda Rus Büyükelçisini dini sloganlar atarak öldürmek, aslında Halep’i vurmak anlamına gelmektedir. Halep sloganı, çok çarpık bir aldatmacadır. O zaman ne amaçlanmıştır?
- Evet, Türkiye’nin güvenli ülke olmadığı propagandası açılan savaşın bir parçasıdır. Bu yönüyle olay, Batı’da işleyen propaganda ile buluşmaktadır. Cinayet sırasında atılan, hadi “sözde” diyeyim, “islami sloganlar” Türkiye’yi yönetmekte olan “Dindar kadro”nun İslam coğrafyasıyla kurmaya çalıştığı iletişim dilini sabote etmek gibi bir hedefi güdebilir.
- Ölmeyi göze alarak cinayeti gerçekleştiren kişinin, Çevik Kuvvet bünyesinde bir polis olduğu açıklanmıştır. 7 Şubat 2012’den bu yana paralel eylem gücünü kademe kademe devreye sokan, poliste, askeriyede, yargıda, hatta bürokrasinin tamamında etkinliği olan bir yapının, 15 Temmuz’da nasıl bir kamikaze eylemine kalkışabileceği ortaya çıkmıştır. Acaba Mert Altıntaş isimli suikastçi bu yapının içinde midir? İddia edildiği gibi soruların çalınması olayında şüpheli olarak ifadesi alınan birisi midir? Eğer böyle bir şüphelilik durumu varsa ve bu olayda güvenlik sağlaması için görevlendirilmişse ortada ciddi bir zaaf var demektir. Böyle bir şüphelilik yoksa, o da Paralel Yapı’nın halen devlet içinde kripto olarak tehlikeli bir varlık taşıdığını ortaya koyacaktır.
- Ancak atılan sloganlar o yapının dili değildir. O yapının dili olmamasına rağmen o yapıdan birisi bu sloganları atmışsa, bu başlı başına bir ihanet projesini ortaya koyar.
- Türkiye... Büyük bir hesaplaşmanın odağında, hedefinde mücadele ediyor. Allah devlete- millete zeval vermesin!
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025