Ahmet TAŞGETİREN
Bir referandum sürecindeyiz. Aslında “Anayasa” değişikliğinin halk oylamasına sunulması söz konusu ama oylamanın Erdoğan’ın ismi etrafında şekilleneceği hemen herkesin ortak kabulü. Ak Parti“Erdoğan’ın liderliğinin Türkiye’ye kazandırdıkları”nı işleyecek ve bunun halk nezdindeki karşılığını sandığa yansıtmaya çalışacak, muhalefet de Erdoğan’ın dominant karakterinden yola çıkarak “Tek Adamlaşma” temasından sonuç üretmek isteyecek.
Bu süreçte her malzemenin halk oyunu etkilemek üzere devreye sokulacağını tahmin etmek zor değil.
Başlıktaki üç ismin benzerliği veya ayrılığının da, referandum sürecinde artı - eksi bir anlam kazanacağı anlaşılıyor.
Şu anda bile, bu üç ismin yan yana getirilmesini, Erdoğan açısından “pozitif” yorumlayanlar var, “negatif” yorumlayanlar var.
Bir süredir mesela Habertürk gazetesinden Serdar Turgut, üç ismi “otokrat liderler çağı”nın sembolleri olarak niteleyip, bunu kaçınılmaz görürken, mesela t24 internet sitesinde yazan eski sosyalistlerden Oya Baydar, özellikle Trump’la Erdoğan’ı “Ruh ikizi” diye niteleyip topa tutuyor.
Oya Baydar’ın “negatif” yaklaşımına yakından bakarsak, onun, dünyada, özellikle kadınların tepki gösterdiği imajından yola çıktığını, onunla Erdoğan’ı birleştirmeye çalıştığını görüyoruz. Eski bir sosyalist Oya Baydar. Uzun cezaevi hayatı var. Aslında ideolojik anlamda Lenin’lerden vs geliyor. “Otokratik” liderlere yabancı değil. Ama bir özeleştiri süreci geçirdi ve şimdilerde daha liberal iklimlerde duruyor. Trump ve Erdoğan’a yönelik ortak yargılamada “ruh ikizliğinin bu kadarı mı olur! İki adamın tarzı, karakteri bu kadar mı benzer birbirine!” cümlelerinin peşine, “Ego şişkinliği, kendinden başkasını hiçe sayan üstten bakış, tehditkâr ve saldırgan üslup” gibi bir yığın negatif özelliği sıralayıvermiş.
Buna karşılık Serdar Turgut, Herfried Münkler isimli bir Alman bilim adamının görüşünden yola çıkarak değerlendiriyor meseleyi. Turgut’un naklettiğine göre Münkler “Dünyanın yeniden otokrat liderlerin yükselişine doğru gittiği”ni ve “Global dünyada lider olarak yükselecek otokratların başlıca 3 kişiden oluşacağı”nı belirtiyor. Onları da, “Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD Devlet Başkanı Trump ve de Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan” olarak sayıyor.
Serdar Turgut ondan sonra “kafa karışıklığına yol açmaması için otokrasinin ne olduğunu” anlatıyor.
Şunlar otokratik rejimler ve Erdoğan’a ilişkin Serdar Turgut’un notları:
“Otokratik rejimlerin temel özelliği yönetimlerin halk adına karar vermesidir. Yönetici, halkın direkt iradesi olarak o koltukta bulunduğundan getirdiği politikalarla, yaptığı değişikliklerle halk adına iyi, güzel, doğru olana karar vermektedir. Otokratın kararları aslında halkın direkt kararları olarak görülmektedir.
“Evet, hem dünyanın ihtiyacı bu olduğundan hem de halkın taleplerine en hızlı ve doyurucu olarak cevap verebilen sistem bu olduğundan otokratların yükselişi başlamıştır. Erdoğan yükselmekte olan trendi iyi görmüş ve dünyayı iyi çözümlemiştir.”
Turgut “2017 beklentim” başlığı altında da “Başkan seçildikten sonra Erdoğan’ın Putin ve Trump ile üçlü bir zirve yapmasını ve bölgemizde yeni düzenin o zirvede kurulmasını” beklediğini ifade ediyor.
Görüldüğü gibi Oya Baydar başka yerde, Serdar Turgut bambaşka yerde.
Turgut’un değerlendirmelerinin, Ak Parti cenahında ilgi ile okunması beklenebilir. Ancak henüz Ak Parti’nin konuyu “otokrasiye sahiplenme” boyutunda ele aldığını gösteren bir olgu yok. Ayrıca, gerek “otokrat” tanımlamasının “Jakoben” nitelemesine yakınlığı, gerekse, Trump ve Putin’in liderliğine sahiplenmek, Türkiye’de ortaya çıkaracağı negatif algılar sebebiyle riskli bulunabilir. Hatta Turgut’un “Otokrat lider” söylemi, CHP’nin propagandasına malzeme olarak kullanılabilecek bir tuzak gibi de görülebilir.
Bunun yanında ben yeni sisteme referans sunarken, “Tek Adam - Milli Şef” uygulamalarına atıfta bulunmanın da negatif algıları besleyeceğini ilave etmek isterim.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025