Ahmet TAŞGETİREN
Aslında Washington Post havacılık alanındaki“Trump katakullisi”nin bütün boyutlarını yazmış. Katakulli dediysem, hafife alınmasın.
Bu, yeni ABD Başkanı'nın İslam dünyasına karşı namluya sürdüğü yeni bir mermi. Dünlerde bu mermi, 8 İslam ülkesine özel vize uygulaması şeklindeydi, bugün, içine Türkiye'nin de dahil edildiği bir saldırıya dönüşmüş bulunuyor.
Washington Post'taki makalede, çok farklı uzmanların görüşleri ile özetle;
“- Bu, deniyor, kesinlikle güvenlik eksenli bir karar değil. Terör ihtimali ise bunun Brüksel veya Paris'te olmayacağının garantisi yok. Ayrıca kargoya verilen laptop veya bilgisayarın terör aracı olmasını nasıl önleyeceksiniz? Bunlar bahane.
“- Asıl, Bir, Amerikan şirketlerini Katar, Emirates, Türk Hava Yolları gibi yükselen havayollarına karşı koruma yönünde ticari savaş var.
“İki, İstanbul, Dubai gibi, Avrupa, Asya ve Afrika'dan transit geçişlerde kullanılan şehirleri “güvenlik riskli” bağlantı alanları haline getirme ve caydırma hesabı var.
“Üç, bu listeye bu defa Türkiye'yi de dahil etmek suretiyle, Türkiye'ye karşı özel geliştirilmiş bir tavır söz konusu.”
Başlıkta “Savaş” dedim. Tabii ki “tehlikeli” bir kelime savaş.
Ama sanki bizdeki politik - medyatik dil de, işi “savaş boyutu”nda görüyor izlenimi veriyor.
Eğer gerçekten ekonomik boyutta olsa bile, bir “Savaş”tan söz ediyorsak, işin o raddeye geldiğini düşünüyorsak ve bizim dilimiz de o ölçüde sertlik kazanmışsa, o zaman, mesela Amerika'ya “Bu yaptığınız tutarsız” demek gibi itirazlar, çok netice vermez. Çünkü bu bir güç kullanımıdır, sizin canınızı acıtacağı biline biline seçilmiştir, onu, ancak aynı tarzda canını acıtacak bir hamle ile durdurabilirsiniz. Sizin söylemden başka bir yaptırımınızın olmadığı bilindiğinde, daha çok canınızı acıtırlar.
Amerika müttefikimiz!
Acaba Amerika ve İngiltere Türkiye ile Avrupa'dan farklı bir denklem mi kuruyor, gibi yorumlar yapıldığı bir dönemde, Amerika ve İngiltere birlikte yaptı bu operasyonu.
Avrupa ile ciddi bir gerilim yaşıyoruz. Karşılıklı olarak kavgada söylenmeyecek sözler söyleniyor. Büyük küçük demeden her gün bir AB üyesi ülke, damarımıza basacak uygulamalara yöneliyorlar. Biz de Avrupa'nın tavrını, tarihi arka planla bağlantı kurarak değerlendiriyor ve “Düşmanlık” olarak görüyoruz.
“Rusya ile nerelerdeyiz” diye sorulduğunda, önümüze Afrin'de kolunda YPG arması bulunan ve YPG militanlarıyla kucaklaşan Rus askerlerinin görüntüleri çıkıyor. Aslında tercih etsek, Amerika'ya, Avrupa'ya kızdığımız kadar Rusya'ya da kızabileceğimiz gerekçeler var.
Biz Rus uçağını düşürdüğümüzde Rusya, buna karşı bir cevap verdi ve bizim o cevaptan canımız yandığı için, barışmanın yollarını aradık. Putin sessiz sedasız bizi sıkıştırdı. Ekonomik olarak sıkıştırdı, Suriye'de askeri olarak sıkıştırdı.
Şimdi de Amerika - Avrupa sıkıştırıyor.
Amerika ve Avrupa ile daha üst perdeden bir hesaplaşma halindeyiz.
Ancak Amerika'nın Avrupa'nın canımızı yakan tavırlarına karşı henüz “sözel” bir tepkiyi ortaya koyuyoruz.
Bu tepkilerin belki en caydırıcı boyutu, “Türkiye'nin Batı'dan kopabileceği” algısını verebilmesidir. Bu tepkiler “Retorikten öteye gitmez” tarzında algılanırsa, daha ileri kararlar vermemiz gerekebilir.
Batı bir bütün müdür, tartışması ayrı. Bazen bizler de özellikle“tepki” söz konusu olduğunda Batı'yı bir bütün gibi görüyoruz. Şu an mesela,“Batı'da hangi ülke ile iyiyiz, hangisi 'Kötü Batı'nın uzantısı?” gibi bir soru var mıdır masamızda?
Batı dünyası, “Yükselen Türkiye, Batı ile hesaplaşacaktır, bu kaçınılmazdır” tarzında bir stratejik değerlendirme içinde ise bunun nasıl politikalar ortaya koyacağını görmek gibi bir zaruret vardır.
Avrupa kuşkusuz kendi içinde “Türkiye'yi kaybedersek” yollu özeleştiriler yapıyordur.
Son cümlem şu olsun: Dostluğundan vazgeçilemeyecek, düşmanlığından kaçınılacak ülke olmanın bütün hesaplarının yeniden yapılmasının gerektiği günlerdeyiz.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025