Ahmet TAŞGETİREN
Bugün önemli bir gün. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın altını çizerek ifade ettiği gibi “Partisi”ne “yeniden” üye olduktan sonra, “Genel Başkanlığı”na da “yeniden” seçileceği gün.
Tayyip Bey bunu önemsiyor, daha ötede istiyordu.
Ak Parti dünyasının da bundan büyük heyecan duyduğu, bugünün Ak Parti dünyası için yeni bir coşku ikliminin çıkış noktası olarak görüldüğü kesin.
Türkiye, “Parti Genel Başkanı” olan bir Cumhurbaşkanını tanımıyor değil.
Mustafa Kemal Atatürk gibi, İsmet İnönü gibi isimler uzun süre Türkiye'yi bu statü içinde yönettiler.
Dönem farkı yok mu, var. O dönem Birinci Dünya Savaşından çıkılmıştı, Milli Mücadele'den çıkılmıştı, Osmanlı sona ermiş, yeni bir devlet kurulmuştu, o sürecin içinde pek çok şey yaşandı ve sonuçta bir “Tek Parti” süreci başladı. Dönemin ikliminin toplum tarafından nasıl karşılandığı tartışılabilir ama, sonuçta hem Mustafa Kemal hem İnönü Cumhuriyet Halk Fırkası'nın başkanı hem Cumhurbaşkanı oldular.
Türkiye'nin çok partili hayata geçmesi, aslında, bu dönemden kurtuluş gibi algılanmıştır. Demokrasi dönemidir ve bu dönem, bugün Ak Parti haline evrildiği söylenebilecek olan siyasi çizginin öne çıktığı dönemdir.
Sayın Cumhurbaşkanı gelinen konumu, Atatürk'ün statüsüne benzeterek izah etti birkaç kere. Bugün “Atatürk kadar” güçlü olduğu söylenebilir mi? İç - dış şartlar çok farklı ama Tayyip Bey'in de belli bir güç sahibi olduğunda kuşku yok.
1950'den bugüne, Cumhurbaşkanı - Parti - Devlet - Hükümet - Millet iradesi – Meclis... Pek çok tartışma oldu. Sistem sancısı başlı başına bir dert Türkiye için. Parlamenter sistem oldu mu, olmadı mı o da tartışmalı.
Bugünün muhalefeti, adeta kendi geçmişine itiraz eder gibi bir çelişkiyi yaşıyor. Ve sanki 1950'lerde “Demokrat çizgi”nin CHP anlayışına itirazını, bugün Demokrat çizgi üzerinden gelen bir siyasi kadroya yapıyor.
Evet, başa dönersek Ak Parti heyecan yaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, olmasını gerekli gördüğü şeyi gerçekleştiriyor.
Ak Parti dışında ise olan bitene daha mesafeli bir iklim var.
Yeni sistemle Cumhurbaşkanı'nın kullanacağı “Devlet gücü”nün, “Partili kimlik” ile nasıl ete kemiğe bürüneceği konusunun “partili olmayan” herkes için bir soru/sorun olarak görüleceği muhakkak. Bu yeni dönemin problem alanı.
Onu kaydedip yeniden Cumhurbaşkanı – Ak Parti ilişkisine geçebiliriz. Deyim yerindeyse bir “Fetret - Ara dönem” geçti Ak Parti'de Tayyip bey'in partiden ve genel başkanlıktan ayrılmasından bu yana. “Hasret” diye nitelendi o günler, şimdi “Vuslat” tam manasıyla gerçekleşiyor.
2019 sırat köprüsü gibi bir tarih.
Mevcut sistem 16 Nisan'da halk oyundan geçti ama sanki bir kere daha oylanacak 2019 Kasımındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde. Malum Tayyip Bey'in şu andaki Cumhurbaşkanlığı eski sisteme göre. Cumhurbaşkanı “Fiilen” Cumhurbaşkanlığı sistemini yönetiyordu, iktidarda Ak Parti ve Binali Bey'in şahsında “uyumlu” bir Başbakan olduğu için, 16 Nisan referandumundan sonra sistem “Fiilen”e daha uyumlu hale geldi ama bu defa yürürlük “partili olmak” dışında 2019'a ertelendi.
Evet, yürürlük 2019 ama şu anda “Fiilen” daha da etkin hale gelmiş bulunuyor.
Tayyip Bey önce partiyi dizayn edecek. 2019'u başaracak bir Ak Parti tasarlanması tabii. Gidenler - Gelenler, bunun yansımaları olacak, onları konuşacağız epeyce bir süre.
Hükümet yapısının 2019'a göre yeniden belirlenmesi söz konusudur. Çünkü önümüzdeki dönemin “icraat”ı da 2019 için belirleyici olacak.
Ve asıl, Cumhurbaşkanlığının yeni döneme hazırlanması. Etraf. İmaj. Kimlik.
Tabii bütün bunlar hem Erdoğan ve Ak Parti'nin bugüne kadar oluşan tabanı için önemli, hem bütün“Öteki” alan için. Belki dünya için. İslam dünyası için, Batı dünyası için...
Bugün sanıyorum Tayyip Bey'in konuşmasının son cümlesi “Yeni bir yola çıkıyoruz Allah utandırmasın” olacak.
Ne diyelim, dileyelim Türkiye için hayırlı olsun.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025