Ahmet TAŞGETİREN
Aslında bir klinik vak'a söz konusu.
Ama medyamızın hastalıklı yapısı, bu tür klinik vak'aları da bir süre içinde barındırıyor, gündem olmasına imkan sağlıyor.
Adam, ya da duvar dibi yaratıklarından oluşan bir internet sitesi, ya da kuştan kurttan isim seçen bir özel yapılanma, büyük harfle “DEVLET” adına racon kesiyor.
“DEVLET”in kime güvendiğini, kime güvenmediğini, kimin ne zaman boynunu kıracağını on(lar)dan öğreniyoruz.
Öylesine “DEVLET” adına konuşuyor(lar) ki, adeta “DEVLET” gücünü kullandıklarını hissediyorsunuz.
Bir parmak oynatmasıyla yazarları deviriyor, hani deyim yerindeyse öldürüyor, diriltiyor(lar).
“Ene rabbüküm'ül âlâ”deyişi vardır ya hani Firavn'ın.
Nihayet bu yapının bu gücü Cumhurbaşkanı'ndan aldığı izlenimleri yaygınlaştı da ya da Ak Parti teşkilatında “Bu adam(lar) bizim adımıza racon kesiyor intibaı veriyor ve bizim bunu savunmamız zorlaşıyor” gibi serzenişler yukarılara taşındı da, Sayın Cumhurbaşkanı, önce, aylar önce, “Benim adıma yalnız sözcüm konuşur” deme gereği duydu.
Ama yetmedi, adam(lar) devlet adına racon kesmeye devam etti. Bu defa sayın Cumhurbaşkanı çok daha net “Kimse benim adıma racon kesemez” dedi, bir de ilavede bulundu: “Racon kesilecekse bunu da ancak ben keserim, bu böyle biline!”
Racon böylece devlet dilimize girmiş oldu.
Racon, şu anda kullanılan muhtevası ile, yer altı dünyasında “Hakim güç” adına -ki buna Kabadayı denir, Baba denir- konulan kuralı, tayin edilen haracı ifade eder. “Buraların raconu budur” denir, “Buralarda raconu falanca baba keser” denir vs. Siyaset adına sıkıntılı bir kelime racon. Racon, hukukun ulaşamadığı alanı ifade ediyor çünkü. Onun için devlet diline girmese daha iyi olur.
Devletin dışındaki alanda ise, gerçekten böyle kerameti kendinden menkul adamların racon keser hale gelebilmesi, ayrı bir pörsümeyi ifade ediyor.
Aslında dikkatli bakıldığında “DEVLET” adına konuşmak, bütünüyle Cumhurbaşkanı adına konuşmak anlamına gelmiyor.
Daha geniş bir şey var “DEVLET”te.
Bir tür Fuat Avni'lik var. Sanki MİT adına da konuşuyor izlenimi verilmek isteniyor. Oralardan bilgi alınıyor, birilerinin hesabının oralarda kesildiği kanaati oluşturuluyor. Adam bir parmak oynatmasıyla medyaya yeni düzen verebileceğini söylüyor. Bunu Cumhurbaşkanı yapmaz. Bunu aslında MİT bile yapmaz. Emniyet İstihbarat bile yapmaz. Çünkü bunların tamamı hukuka bağlı çalışır. Ama bu yeni tür “Fuat Avni”lerin hukuk çerçevesi diye bir kaygıları yok. Nerede ise hukukun bile “racon kesme” formatına indirgenebileceği izlenimi vermeyi tercih ediyorlar. Bu da sanki “Bu dönemin Zekeriya Özleri” ile birlikte hareket edildiği algısını oluşturuyor. “Zekeriya Öz tipi” sözümona hukuk uygulamalarında, sabahın 5'inde kimin kapısının çalınacağı bilinmezdi, öylesine güçlüydü “Zekeriya Öz tipi”, TV kanalından parmak sallayan adam(lar) şimdi böylesine racon kesiyorlar.
Racon!
Aslında bence Sayın Cumhurbaşkanı'nın “Benim adıma kimse racon kesemez” demesi, klinik vak'ayı çözmek adına yeterli değildir.
Belki de bir bakmak lazım! Racon kesilmiş mi, kim kesmiş, neden kesmiş, bunun mağdurları var mı, adam(lar) racon kesme yetkisini kimden, nereden alıyorlar, Sayın Cumhurbaşkanı böyle “Falanca yerlerde racon kesebilirsiniz” gibi bir yetki vermediğine, vermeyeceğine göre, bunlar hangi cesaretle Cumhurbaşkanı adına racon kesmeye yeltenebiliyorlar? Hani böyle racon kesenler hakkında da “DEVLET”in bir tavrı olmalı değil mi? “DEVLET” ne zamandan beri böyle taşeron raconcular kullanıyor olabilir ki?
Tabii ki “DEVLET”in bir takım adamlara racon kesme yetkisi vermediğini biliyorum.
Ama nasıl bir ortamda yaşıyoruz ki, adam(lar) uzunca süredir üstelik Beyoğlu'nun arka sokaklarında değil, medya ortamlarında “DEVLET şunu yapacak” diye racon kesiyor ve biz klinik vak'a haline gelmeden buna mani olamıyoruz. Neden, nasıl?
Bu adam(lar)ın güven mektubunu alıp temiz kağıdı oluşturanlara ise, eskiden kullandıkları temiz kağıtlarının şimdi çöpte olduğunu hatırlatmak isterim.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025