Ahmet TAŞGETİREN
Önce bir dil uyarısı yapmak lâzım. Bilhassa sayın Bahçeli’nin konuşmalarıyla ilgili. Çünkü bu seçimlerde en çok kullanılacağı görülen kelimenin yanlış telaffuzu, kelimenin kendisine de, o kelimenin doğrusunu bilenlere de eziyet olacak.
Tahmin edeceğiniz gibi “Beka” kelimesinden söz ediyorum. Bu kelime Arapça kökenli. “B” ve “Kaf” harflerinden oluşuyor. “Kaf”ın sonuna bir de onu uzatmak için “Elif” gelmiş. “Baki kalma”yı biliyoruz. İşte “Beka” o anlama geliyor. “K”yı kalın okumak lâzım.
Bir de “B” ve “Kef” harflerinin sonuna “Elif” ilavesiyle oluşan “Bekâ” kelimesi var. Bu da “Ağlamak” anlamına geliyor. Sayın Bahçeli bu kelimeyi muhtemelen dil alışkanlığı ile hep “Bekâ” diye söylüyor. Farkında olunmaya bilir, dil alışkanlığı ile olabilir, düzeltilse iyi olur, diye düşünüyorum.
***
Gelelim asıl meseleye:
Seçimler ittifaksız olmuyor. İttifakta bir yapıştırıcı lâzım. Şu anda iki ittifak alanı söz konusu ve yapıştırıcılar aşağı yukarı belli olmuş durumda.
Muhalefet için yapıştırıcı “Erdoğan karşıtlığı.” CHP ve İyi Parti, muhalefeti “Erdoğan karşıtlığı”na odaklayarak kendi tabanlarını aynı kulvarda oy verdirmeye çalışıyor.
İktidar cenahı için “Beka” ana yapıştırıcı alan. AK Parti ve MHP liderlikleri kendi toplum tabanlarının en duyarlı bileşeninin “Ülkenin bekası” olduğuna hükmetmişler ve o vurgu ile iki parti bağlılarını aynı adaya oy vermeye yönlendiriyorlar.
Her iki cenahta sıkıntı var.
Bağlıların ortaklaşa benimseyecekleri bir adayı bulmak kolay değil. Kendi partiniz seçime girmeyecek, öteki partinin adayına oy vereceksiniz. Heyecan duyacaksınız, parti örgütü iseniz sahada çalışacaksınız vs. Siyasi motivasyonun, iktidara gelen partinin bir takım imkanları nasıl kullanacağı sorusuyla alakalı olduğu ülkemizde, oylara bir yığın hesap karışır. İttifaklarda o hesapları yönetmek de büyük önem taşıyor.
Baktığımızda, liderlerin öncelikle kendi teşkilatlarını ve tabanlarını “İttifak”a ikna etmek için yoğun çaba harcadığına tanık oluyoruz. Haftalık grup toplantıları, iç motivasyonu tahkim etmeye yönelik oluyor. İttifaka halel getirecek çıkışlara müsamaha gösterilmiyor, ihraçlar bile gerçekleşiyor.
Yukarda belirttiğim gibi Cumhur İttifakı, “Beka” temasını buluşma noktası olarak belirledi. Söylem şöyle: “Ülkenin bekası Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin bekasına bağlı. Orada bir gedik açılırsa, ülke beka sorunu ile karşı karşıya kalır. Muhalefetin kazanması ülke için beka sorunu oluşturur.” Son grup konuşmasında sayın Bahçeli kendi tabanında oluşması muhtemel siyasi çıkar hesabını bertaraf etmek için ortaya “Beka olmazsa belediye neye yarar!” gibi bir kıyas koydu.
Bu temanın her iki parti tabanında bir karşılığı olur mu? Tabanların önemli bir yüzdesinin bu konuya duyarlı olduğu biliniyor. “Neden beka sorunu oluşur?” sorusunun ikna edici malzemeleri ortaya konur, “karşı ititfak”ın beka sorununa yol açacağı inancı pekişirse belli bir yöneliş sağlanır. Şu anda “HDP’nin karşı ittifakı destekleyeceği” teması “Beka” sorununun en önemli malzemesi gibi görünüyor.
Ama Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı olarak Ak Parti’nin sadece “Beka” söylemini yeterli görmediği, geniş halk kitlelerini yanında tutmak için oldukça zengin bir ekonomik – sosyal açılım sağladığı da gözleniyor.
Burada belki şu söylenebilir: “Beka” sorununu aşırı ölçüde kullanmak, toplumda “Kamplaşma” kaygısı yanında ümitsizlik de doğurabilir.
“Millet İttifakı” alanı da belli ki ciddi zorluklar yaşıyor. Bir kere iki farklı partinin birbirine oy taşıması zorluğu burası için de söz konusu. Herkesin kendini güçlü gördüğü ve “Burayı neden ona verelim?” duygusu yaşadığı bir ortamdan söz ediyoruz. İttifak pazarlığı yapanlar herhalde çok çetin sorunları aşmak zorunda kalıyorlardır.
Bunun yanında CHP-İYİ Parti oylarının, İstanbul, Ankara gibi metropollerde iktidarla hesaplaşmak için yeterli olmadığı, HDP desteğine ihtiyaç bulunduğu, ancak HDP’ye dokunmanın ateş gibi yakıcı olduğuna inanıldığı bir ortamda tavanda, tabanda ittifak son derece zor. Ayrıca “Erdoğan karşıtlığı” da tavanları yapıştırsa bile tabanda aynı heyecanı uyandırmayabilir. Bu noktada İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun “Düşmanlık”la değil, pozitif dille yol almaya çalışması anlamlı.
Binali Yıldırım’ın ve Mehmet Özhaseki’nin toparlayıcı dil sergilemesi gibi.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025