Ahmet TAŞGETİREN
Tabii ki pazar gecesi yapılacak programdan bahsediyorum. Hemen “Program”çok düşük profilli olmadı mı, diyeceksiniz. “Kapışma” var “Münazara” var, “Düello” var.
“Şişede durma” sözünü, programda adayların İstanbul için projelerinden bahsetmesi, karşılıklı centilmenlik içinde hareket etmeleri ve kavga – gürültü olmadan geceyi tamamlamaları çerçevesinde ifade ettim.
Öyle olur mu?
İşte o, bu formatın sakıntısız işlemesi ile mümkün, ama tecrübe ile sabittir ki siyaset karşılaşmalarında bir cümle, bir ima, bir geçmiş sorgulaması, bir sataşma…. Bizim Cafer Marangoz’un tanımlamasıyla “Tutuşma teorisi”ni devreye sokar.
Hem bir de “Bakalım herkesin beklentisi sakin, uslu, barışçıl bir program olmasından yana mı?” diye sormak lazım.
Reytingler, kavgalı ortamlarda yükselmiyor mu? Programlara sırf reytingler yükselsin diye, bir – iki tane kavgacı eleman çağrılmıyor mu? Ve bu ortamda söz gelmesi için “Uslu” duranların karnı ağrımıyor mu?
Demek ki “Kavga”nın alıcısı daha çok. Taraftarlar da “Düşük profil”i sevmezler. Cevap verilmesini isterler. Kavgacılık negatif algı oluşturabileceği gibi “Düşük profil” de negatif algı oluşturur. Aradaki dengeyi bulmak sorundur ve o sorun kolay aşılmaz.
Hani denir ya, demir gibi sinir gerektirir. “Öfke kontrolü” onun için her insan için sorundur. Öfke, insanlar kendilerine hakim olamadıkları için kontrolü zor bir duygu patlamasıdır.
Neyse şimdi ekipler, kendi aktörlerini ve karşı aktörü okuma yarışındadırlar.
Tayyip Erdoğan’ın ilk zamanlarında rakip dünyalar, “Damarına basıldığında öfkesini kontrol edemeyeceği” tespitine oynarlardı.
Güncel konuya gelince…
Binali Yıldırım bilinen bir isim. Sakin tabiatlı. Sakin konuşuyor. Yer yer sesini yükselttiği de oluyor meydanlarda. Ama kendine hakimiyeti çok daha belirgin.
Ekrem İmamoğlu sürpriz bir isim. Daha önce onun için “Çalışılmış, kendi üzerinde çalışmış” ifadesini kullanmıştım. O yönü, “sinirleri alınmış, zorlamalar karşısında kendisini tutan vs..” gibi bir İmamoğlu portresi koydu ortaya.
Ama, bu iş de şişede durduğu gibi durmaz. Siyaset arenası, arenadır tam anlamıyla. Formatlanmış halinizle kalmanız kolay değil, belki mümkün değildir. Ananız, babanız, çoluk-çocuğunuz, sülaleniz, gelmişiniz geçmişiniz hedefe konur ve patlarsınız.
Bir süredir İmamoğlu her yönden silkeleniyor. Bir pot kırsın, bütün pozitifleri negatife dönsün, isteniyor. Normal. Bu beklenir. İktidar medyası dün üç – beş koldan “İmamoğlu yalancı” temasını işlemiş. Bu işlerde her kesim için bel altı vuruşlar da olağandır. Ahlak naiftir, “Ahlak duyarlılığı” “ahlakçılık” haline getirilip en kural adamları tarafından bile yadırganır.
Çetin bir gece olacaktır Pazar gecesi.
“Projeler”in konuşulması söz konusu olduğunda herkes “Şu fasıl bir geçilse” diye bakacaktır.
“Salvo”lar beklenecektir.
İmamoğlu mutfağının 17 yılı Ak Parti’ye ait olan 25 yıllık İstanbul sürecini sorgulayacağı, bunun içine “İstanbul’a ihanet ettik” sözünün gireceği açıktır. “İsraf” zaten konuşuluyor, 18 günlük başkanlıkta dosyalananların geceyi hareketlendireceği de beklenmelidir. Binali Yıldırım İstanbul’ adaydır ama, 17 yıldır Ankaralıdır da… Yani merkezi yönetimin içindedir. Dolayısıyla hesaplaşma boyutu Ankara’ya kadar uzanacaktır.
Cumhurbaşkanı tartışılacak mıdır? Bu seçimde meydanlarda az görünüyor olmasına rağmen tartışma zeminine gireceğini sanıyorum. Tabii ki İçişleri Bakanı ile birlikte “Tüm devlet”le yarışan bir İmamoğlu silüeti çizilmek istenecektir.
31 Mart’ın iptali bir tartışma alanıdır. Böyle onlarca kritik alan söz konusu Pazar gecesi buluşması için.
Sizce pazar akşamı gözler daha çok kimi izleyecektir?
Bence İmamoğlu’nu.
Neden?
Çünkü İktidar cenahı için onun düşmesi gözlenecek, İmamoğlu cenahı için ise, göstereceği başarı.
Binali Bey, bir – iki künde atarsa İktidar cenahının “Oley!” sesleri etrafı çınlatacak, İmamoğlu röveşata yapar, fileleri dalgalandırırsa muhalif dünya ayağa kalkacaktır.
Herkes biliyor ki seçim hiç kimse için çantada keklik değildir. İktidar, 7 haziran – 1 kasım sürecinde olduğu gibi “Giden”i almaya çalışıyor, işin zorluğunu biliyor. Muhalefet kesimi ise, sürpriz bir şekilde elde edilmiş olanın “Elden gitmemesi”sancısını yaşıyor.
Pontus- montus tartışılır mı o gece, Kürdistan – Lazistan tartışılır mı, “Ökümenik Patrik” gündeme gelir mi? Bunların hepsi olur. Ve bunların hepsi, bıçak sırtı işlerdir. Sonunda kime ne getirir, bilinmez. En küçük oy kümesinin sonuç belirlediği bir zeminde küçük kaymalara yol açacak gaflar, dil sürçmeleri, mimikler – jestler…. Anlam kazanacak.
İki aday sırat köprüsüne doğru ilerliyor. Kim düşecek kim geçecek, adaylarla aynileşenlerin kalbine dikkat etmesinde yarar var.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025