Ahmet TAŞGETİREN
İslam’da ibadetler bedeni, mali ve hem bedeni hem mali diye üçe ayrılır. Namaz ve oruç bedeni bir ibadettir, zekat mali bir ibadettir, hac ise hem mali hem bedeni ibadettir.
Bütün ibadetlerde “güç yetirebilmek” önemli bir ölçü olarak devreye girer. Çok temel bir bilgi şudur: “Allah insana ancak gücü nispetinde sorumluluk yükler.” (Bakara suresi, 286)
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” uyarısı da Hazreti Peygamber’e aittir. Yine Allah Rasulü (s.a.) İslam’ı “kolaylık dini” olarak niteler ve dindarlık adına yeni yükler yüklenmeye yönelenleri “Kimse dine galip gelemez” diye uyarır.
Bunları niye yazdım? Dinayet’in önderlik ettiği en son tartışma vesilesi ile… “Camilerden sabit sıralar kaldırılsın!”
Herhangi bir camide herhangi bir insan ilk defa bir tabure üzerine oturarak namaz kıldığında muhtemelen “Niye böyle yapıyor ki!” diye onu yadırgayan birileri olmuştur. Yine muhtemelen bu yadırgayan insanlar, yaşları, yadırgadıkları insanın yaşına ulaşıp da bedenen namazın rüku, secde gibi rükünlerini yapamaz hale geldiğinde tabureye oturarak namaz kılma gereğini duymuştur.
Namazın kıyamı vardır, rükuu, secdesi, hatta kadesi (oturma) vardır. Kişi fizik olarak ayakta duramıyorsa, beli ağrıyor rükuya gidemiyorsa, başka sebeple secde yapamıyor, hatta oturamıyorsa ne yapacak?
İslam “Ne olursa olsun namazı bırakma!” diyor. “Gerekiyorsa gözünle ima ederek kıyamı, rüküyu secdeyi yap.” “Oruç tutman hastalığını artırıyorsa iyileşinceye kadar oruç tutma, iyileşince kaza et, ya da iyileşme mümkün değilse diyet ver.”
Hacda, umrede şimdilerde yaşlı insanlar tekerlekli sandalyede tavaf ve sa’y yapıyorlar. Bütün bunlar dinin içinde. Reform falan değil.
Modernlik adına “Kiliseler gibi camilere de sıra koyma” gibi hesaplarla da alakası yok.
***
Bir vakıa var:
Cami cemaatinin yaş oranı yükseliyor. Kaç vaaz dinlemişimdir; cami cemaatine hitaben “Hani sizin çocuklarınız, evlatlarınız?” sorusunu yönelten. Yani “Çocuklarınızı namaza ve camiye alıştırmadınız, şimdi camilerde sadece ihtiyarlar var” anlamına… Doğru olabilir, ama bu işten sadece babaları, dedeleri sorumlu tutmak da pek doğru değil. Bir akışın içinde sürükleniyor herkes.
Ben insanların camide sırf keyf için tabureye, sıraya oturduğunu düşünmüyorum. Hatta insanlar kıyamda durup, rükuya secdeye giderken taburede bunları yapmak zorunda kalmaktan büyük üzüntü duyulduğunu da zannediyorum.
Bir diğer konu bazen, çok yaşlı olmayan insanların bile tabure üzerinde namaz kılması söz konusu olabiliyor. Onlara da “Genç adamsın niye taburede kılıyorsun?” demenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Niye? Özürlü olmanın yaşı yok ki. Şu veya bu özrü sebebiyle taburede kılma ihtiyacı hissedebilir. Niye yargılamalı onu?
Epeyce bir zamandır camiler, altları dükkan haline getirildiği için zeminden bir kat yükseğe yapılıyor. Bu defa devreye merdivenler giriyor. Yaşlı insanlar nasıl çıksın o merdivenleri? Ben, kapı eşiğini geçmekte zorlanan yaşlı insanlar tanıyorum. Camiden kopmak istemiyor, nasıl çıksın 10-15 merdiveni? Bazı yerlerde asansör yapılıyor, bir yerde yürüyen merdiven gördüm. Diyanet oturup Ankara’dan ahkam keseceğine insanların ibadet ortamına kolay ulaşmasını sağlayacak çareler üzerinde düşünsün.
Şu son genelge, camiye gelen insanlardan ne kadarını azaltmıştır, bir düşünmek lazım.
Cemaatten kopmama adına namazlarını camide eda etmeye çalışan, ancak mazereti sebebiyle taburede oturmak zorunda olan insanları “utanılacak bir iş yapıyormuş” hissine sürüklemenin insafı var mı? Diyanet hangi akılla böyle bir çıkış ihtiyacı hissetmiştir?
Bir gazete Diyanet’in tavrını “Bir FETÖ’cü uygulama daha sona erdi” şeklinde manşetle duyurdu. Aynı ekip, yine Diyanet üzerinden gerçekleştirdiği operasyonla “Kutlu Doğum”u da böyle bir mantıkla yemişti.
Ne yani “Simit işi”nde olduğu gibi burada da Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girip “Yanlış bu” mu desin? O zaman Diyanet ekibi “Biz zaten öyle bir şey yayınlamamıştık” diye açıklama mı yapacak?
Cemaati çoğaltma işini ne kadar başardığımız ayrı bir soru ama hiç olmazsa sun’i kısıtlamalara yönelerek azaltmayalım. Eğer bu sıra işinde mutlaka düzeltilmesi gereken bir şey varsa onu da Kur’an’ın ifadesiyle “kavl-i leyyin-yumuşak söz” ile düzeltmenin yolunu bulalım.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025