Ahmet TAŞGETİREN
“Kendim için istiyorsam namerdim” dermişim. Evet, yaşım 72. Evde meşgul olmak için bir yığın meşgalem var. İşim okumak, yazmak… bunlar da zaten sükunet ve bir mekanda kalmayı gerektiriyor.
Karar tv mülakatları da online yapılabildiğine göre “Evde kalmak” bana zor gelmiyor diyebilirim. Ama gene de nefes almak istiyor insan, şöyle bir turlamak istiyor, şöyle bir dağa bayıra çıkmak istiyor. Hani o, tıkanıp kalma psikolojisinin daraltması yok değil.
Ya böyle ev meşguliyetleri olmayan 65 yaş üstü insanlar için nasıl bir daralma söz konusudur düşünmek lazım.
Bazı gerçekler var:
-Bu virüs, evet 65 yaş üstünü daha çok vuruyor ama kategorik bir vuruş değil bu. “Başka kronik hastalık” diye ek bir bileşeni var kahrolası virüsün. Doğrusu bu bileşen de, evet 65 yaş üstü insanlarda daha çok bulunuyor ama, diyelim, 25 yaşındaki insanlarda da bulunuyor. Kanser, ağır diyabet, akciğer, karaciğer rahatsızlığı vs…
-65 yaş, Türkiye’de, -dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde de öyle- artık bir “yaşlılık yaşı” değil. Hele bir çok iş alanı için “emeklilik yaşı” hiç değil. Siyasi alana bakın, medya alanına bakın öndeki isimlerin çoğu 65 yaşın üstünde. Daha erken yaşlarda diyelim kanser hastalığına yakalanıp hayatını kaybedenler var, ama ileri yaşlarda aktif siyaset yapanlar var. Fizik güçleri yerinde, akılları yerinde.
-Ayrıca söz konusu insanlar için iyi hayat şartlarına sahiptir, kendine bakmıştır, şudur budur, gibi değerlendirmeler yapılsa da, mesela taşradaki insanlar açısından da 65 yaş meselesinin çok farklı görünüşlerinden söz edilebilir. Benim merhum babam bağ – bahçe - ziraat işleriyle uğraşırdı, nerede ise 80 yaşına kadar çalıştı. Benim onun yanında 10 dakikada yorulduğum işlerde o gün boyu çalışıyordu. O işlerde öyle emeklilik falan dikkate alınmıyor.
-Kaldı ki, 65 yaş üzeri olup da bugün ekonominin içinde bulunan sayısız insan var. Banka işlemleri şu bu sebebiyle evden çıkmaları lazım, ne yapacaklar? “Yolunu bulacaklar!” değil mi?
-Sağlık Bakanı açıkladı, 601 sağlık çalışanı virüse yakalanmış. Bir profesörü kaybettik koronavirüsten. Hastalığa yakalanan bir çok bilim adamının yoğun bakım ortamındaki ürküten hikayelerini okuduk. Bunlar herkesi ürkütüyor ama sonuçta virüsün bazen yaşı değil kronik hastalık olmamasını bile takmadığını gösteriyor. Tıp adamları, bu gibi sonuçların, yoğun virüse maruz kalmakla alakalı olduğunu belirtiyorlar. O zaman kategorik yaş sınırlamasından ziyade insanların yoğun virüse maruz kalmasının önünü kesmek gerekiyor.
-Peki asıl soruya gelelim: 65 yaş üstünü evlere kapatınca hani o dilimizden düşürmediğimiz “sosyal izolasyon” gerçekleşiyor mu? Bu nasıl mümkün olabilir ki? Türkiye’de aile, 65 yaş üstü ve altı diye ayrışmış değil ki. Yani 65 yaş üstü insanların barındığı bir “Huzur evi”nden söz edilse anlaşılır. Ama Türkiye’de aile hala farklı yaş gruplarını bir arada bulunduran bir hüviyete sahiptir. 65 yaş altında ve dışarı gidip gelebilen bir tek kişinin bulunduğu aile ortamında bile sosyal izolasyon gerçekleşmiyor demektir. Dışarı çıkan o bir kişi, hani şu Pazar yerlerinin tıka basa görüntüsü içine giriyorsa, alın size virüsle buluşmayı. Eve getirmeyecek mi virüsü?
-65 yaş uygulaması, evet, “büyüklerimizi korumak” gibi bir “şefkat” kurgusuna büründürüldü, ama, sokakta yakalananın cezalandırılması olgusu da dikkate alındığında, açık söyleyeyim, bir tür sosyal tecride, bir tür cezalandırma psikolojisine de yol açtı. Sokak, yakalanma, zabıta, polis, yaptırım, kınanma… bunlar öyle pek “büyüklerimiz” ve “şefkat”le alakalı değil.
-Eve (belki pek çoğu sağlıksız olan) kapattıklarımızın fiziki ve ruhsal problemler yaşayacağına dair değerlendirmeler de var bu arada. O alandaki kayıplar günlük çetelede gözükmüyor henüz. Orada “Ölümü gördük sıtmaya razı oluyoruz” özdeyişi hakim. Virüs korkusu varken psikolojik bunalıma kim bakar!!
Sözün özü: Bu 65 yaş işinin mantığı aşınmış bulunuyor. Öyle üç saatlik serbestliğin de bu alandaki problemi gidermesi mümkün görünmüyor. İnsanlar tehlikeyi gördü. Kendini koruma telkinleri en çok ileri yaş grubunu etkiliyor. Hele başka kronik hastalığı varsa onların kendilerini koruma hassasiyetleri daha yoğun. Onun için her uygulamayı her yaş grubu için düşünmenin zamanı gelmiştir. Sosyal mesafe ise sosyal mesafe her yaş grubu için, tecrid ise tecrid her yaş grubu için…
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025