Ahmet TAŞGETİREN
Bir ara benim yansıttığım duygu: '12 Mart’ta yazdım, 12 Eylül’de yazdım, 28 Şubat’ta yazdım, kendimi bugünkü kadar kısıtlanmış hissetmedim.'
Ne tepkiler gelmişti. 28 Şubat’ı mı özlüyordum, bunları nasıl söylerdim?
Yooo, sadece bugün yaşadığım kısıtlanmışlığı yansıtıyordum.
Birisi sormaz mıydı, “Neden böyle duygular yaşıyorsun ki?” diye…
Yakın zamanda Abdurrahman Dilipak’ın yaşadığı duyguları anlıyorum. 50 yıllık “Camianın kalemi”, yılların Dilipak’ı boy hedefi seçilivermişti trol güruhu tarafından.
Bir süre önce Fehmi Koru ara vermişti yazılarına. Bu camianın insanı idi ama zaman zaman farklı şeyler yazıyor ve belli ki bunun tepkisel yansımalarına maruz kalıyordu.
Bunlar “içerden” farklı seslerin maruz kaldığı şeylerdi.
Fatih Portakal’ın işi gücü bırakıp Ege’de toprakla haşır neşir olmaya dönmesi gündem olmaya değer bir olay mı?
Bir kesimin “oh oldu” tepkisi vereceğini tahmin etmek zor değil. Medyada “Sesi ne zaman kısılacak?” soruları farklı sütunlara çoktandır yansıyordu. “Amerikan portakalı” idi onun iktidar medyasındaki nam-ı diğeri. İktidara aşkla bağlı toplum kesimlerinden de, onun eleştirel tavrına yönelik tepki sebebiyle “İyi oldu, bir aykırı ses daha kesildi” tepkisi beklenebilir. İşte “medeni ölü” haline geldi Fatih Portakal.
Ama acaba iyi mi oldu?
Biliyorum hala yazanların bir kısmı, iktidarın hışmından çekinmese bile, aynı zemini paylaştığı kamuoyunun dışlayıcı tavrı sebebiyle boğuluyor. Biliyorum, insanların bir kısmı, falanca tv kanalına çıkmaya çekiniyor, falanca gazetede manşet olmaya, falanca yazar tarafından takdir edilmeye korkuyor. Biliyorum kimi gazetelere reklam vermek kimi işadamlarının ürküntü alanı.
Bunlar iyi şeyler mi?
Medyanın tepeden tırnağa hizaya getirilmesi iktidar için iyi bir gelişme mi?
“Dikensiz gül bahçesi” haline dönüşürse memleket iyi mi olur?
Aykırı ses çıkmasın. Herkes yeknesak olsun.
İyi midir bunlar memleketi yönetenler açısından?
İşin demokrasi, düşünce hürriyeti, memleketin sergilediği imaj boyutu bir yana, sırf iktidarın selameti açısından baktığınızda iyi midir farklı ses çıkarılmaz hale gelmesi memleketin?
Şöyle sorayım:
-Tayyip Erdoğan’ın etrafında yolun sonunda uçurum varsa bile “Reis’in gidişine mani olur” düşüncesiyle onu söylememek Erdoğan’a iyilik midir?
Aklıma şu soru geliyor:
-Acaba FETÖ’nün devletin kılcal damarlarına nüfuz ettiği günlerde, Tayyip Bey’e “Efendim bunlara bu kadar alan açılması sağlıklı değildir. Bunlarla fazla görüşmeseniz. Bunlar bulundukları alanda yanlış şeyler yapıyorlar. Sizin yanınıza rahat girip çıktıkları için bunu sahada kullanıyorlar” türünden bir ikaz geldi mi? Böyle ikazlar karşısında ne dendi? Acaba dikkate alınsa, 15 Temmuz gibi bir facia gerçekleşir miydi? Sonradan “Safmışız, Allah affetsin” demek zorunda kalınmasa daha iyi olmaz mıydı?
Bazen bugün hoşunuza gitmeyen bir uyarı, yarın sizi hayati risklere düşmekten korur.
Bir ülkede muhalefetin varlığı, düşünce çeşitliliği, farklı siyasi yapılar halinde örgütlenebilme imkanı, ülkenin felakete düşmesi için değildir. Muhalefet karşısında yıprandığınızı düşünmek yerine muhalefetin size yenilenme imkanı sağladığını düşünseniz sizin için de sağlıklı olur, memleket için de. Farklı düşünce “sistem körlüğü”ne karşı bir supapdır. Yöneticiler için sağlıklı olan, her gün bütün kamuoyunda dolaşan farklı düşünce ve itirazları derleyip, onların aynasında kendi kendisine bakmaktır.
Gazetelerin yazı işleri masasında her gün “Başkalarında ne var, neyi atlamışız, neyi başkaları farklı görmüş?” ona bakılır. Biz başka yazarları okuruz, kendi durduğumuz noktayı irdeleriz.
Memleket yönetimi de böyle bir interaktifliği gerektirir. Öylesi sağlıklı olur.
İnsanların bunalıp kenara çekilme duygusuna itilmesi, medyada kendi sesimizin yankısını dinler hale gelmemiz, sağlık alameti değildir. Farklı düşünceyi boğmak, iktidara yönelik sevginin alameti de değildir. Yıllarca içinizde yaşayıp bugün farklı bir düşünceyi seslendiren insanı boğmak da, sizin erdeminiz olamaz.
Tayyip Erdoğan’ın Fatih Portakal’a da ihtiyacı var, Dilipak’a da… Hem de hınk deyicilerden daha fazla. Bilmem buradaki nüansı anlatabiliyor muyum?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025