Ahmet TAŞGETİREN
Psikiyatri seansları, bir ülkenin problemli ruh durumunun yansıdığı platformlardır.
Türkiye televizyonlarında şu sıralar, psikiyatri seanslarından senaryolaştırılmış diziler seyrediliyor. Bir dizi, doğrudan psikiyatri seanslarının senaryolaştırılmasından oluşuyor. Çünkü her olay bir filme konu olacak gerilim ihtiva ediyor.
Bu senaryoların içinden çıktığı psikiyatri ekolü, çocuklukta yaşanan travmaların kişinin bütün hayatını etkilediği görüşünü benimsediği için, hikayeler geri dönüşlerle işleniyor ve seansa problem taşıyan kişinin çocukluk dünyasından sunulan kesitler derin kişilik yaralarının altındaki kanamayı ortaya çıkarıyor.
"Delikanlı Sadi" diye bir dizi fenomeni var. Panik ataklarda yaşadığı ölüm korkusu ile psikiyatriste gelen bir kabadayı o. "Ruh cerrahı" diye nitelediği psikiyatristin odasında çocukluk dünyasına gidiliyor, anne – baba, üvey anne, üvey kardeşler, sokağa atılış, sokak hayatı ve bütün bu gelişmeler içinde kendisi de "Ruh cerrahı" olmuş bir kabadayı "Delikanlı Sadi."
Ailede yaşanan sancı, sonunda belki merhameti de öğrenen ama panik ataklar halinde ölüm korkusu yaşayan bir kabadayıyı ortaya çıkarıyor.
Sancının başka boyutları ailenin devam ettiği ama ömür boyu süren mutsuzluklar, şiddet, cinayetler, boşanmalar, çocuklara yansıyan travmalar, cinsel suçlar, sapmalar, kürtaj, çocukların eğitim problemleri…. daha sayamayacağınız görüntüler halinde ortaya çıkıyor.
İşin yargıya yansıyan safhası, sancıyı ortadan kaldırmıyor, bir başka safhaya taşıyor sadece.
"Ailede sancı" dünyada çok önce başlamış, şimdilerde battı balık yan gider başıboşluğuna terkedilmiş, bir tür ümitsiz vaka durumunda.
Bizde de gelenekler dünyasında kol kırılır yen içinde kalır usulüyle yürüyen daha çok tahammülün problemsizlik zannedildiği aile düzeni, bugün artık "Sancı" diye nitelenecek boyutlarda gündemi işgal ediyor. Hakim kadın hareketinde problemler yok mu? İstanbul Sözleşmesinin, sözleşme ile bağlantılı yasal düzenlemelerin doğurduğu problemler yok mu? Konuya "Sözde namus" söylemiyle bakmanın doğurduğu, LGBT bağlantılı tartışmaların her şeyi bürümesinin doğurduğu problemler yok mu? Erken yaşta cinsel uyarılmanın, buna karşılık evlenme yaşının çok ilerilere taşınmasının doğurduğu problemler yok mu? Nüfus azalması başlı başına -hem de geri döndürülmesi on yılları bulan- problem değil mi?
Dünya kadar problem sayılabilir bu alanda.
Bir ara ben "Ailede sancı ve mutluluk arayışı" başlıklı konferansları verirken, "Bir Müslüman toplum olarak Peygamberimizin tarif ettiği sevgi - rahmet ortamı niteliğindeki İslam ailesini gerçekleştirebilseydik, bu alanda derin sancılar yaşayan dünya, gelip bizim aile yapımızı örnek olarak incelerdi" demiştim. Diyor ki Peygamberimiz: "Eşler birbirinin gözlerine şefkatle bakarsa Allah da onlara rahmet nazarıyla bakar. Eşler birbirinin elini sevgi ile sıkarlarsa, elleri ayrıldığında günahları, buruklukları, öfkeleri, kalbi yükleri dağılır gider." Evet, öyle olsaydı öyle olurdu. Ama şimdi biz "Ailedeki sancı"yı konuşuyor olduk.
Muhafazakar bir siyasi kadro, 19 yıllık tek başına bir iktidar sonrasında üstelik yola Aile Bakanlığı kurarak çıkmışken, Eğitim-Aile-Kültür alanında -siz ona Gençliği de ilave edin- yapılamayanlara işaret ediyor ve o alana ağırlık verileceğini vadediyor.
Muhafazakarlık eğer toplumun bazı değerlerini korumak ise, muhafazakar bir siyasi kadronun en fazla duyarlılık göstereceği konunun "Aile" olması gerektiğini düşünmek yanlış olmaz.
Demiş ya şair: Elde var hüzün.
Elde var sancı. Problem.
Ba’de harabi Basra.
Şunu söyleyeyim: Bu iş sadece siyasi kadrolarla halledilecek bir iş değil. Akl-ı selim diye çok güzel bir kavramımız var. Sağduyu diye çevirmişiz onu. Sağ-sol, dindar-laik-ateist, kadın – erkek, baba – anne – çocuklar, Din alimleri – Sosyologlar – Psikologlar, Aile konusunda akl-ı selim ile, kalb-i selim ile, sağduyu ile yaklaşıp çare aramalıyız.
Bir tv dizisinin parolası ile bitirelim: "Aile her şeydir."
***
Ramazana 15 gün kaldı. Gece Berat Kandilini kutladık. Ramazana daha duyarlı, daha kararlı hazırlanmak gerekiyor. Her gün önemli, her an önemli. Yüreklerin farkında olma zamanlarındayız. Bu teyakkuzu kuşananlara ne mutlu.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025