Ahmet TAŞGETİREN
27 Nisan 2007. Gece yarısı. Altında, kısa süre önce “Sözde değil, özde laikliğe bağlı bir Cumhurbaşkanı talebi”ni seslendiren bir Genelkurmay Başkanı’nın imzası olan ve malum -irtica- vs.den yola çıkan bir bildiri. Bu bildiri her şeyi ile kötü bir şeydi ve iktidarın bundan darbe iması çıkarması kadar normal bir şey olmazdı. O yüzden de sabahleyin Cemil Çiçek’in seslendirdiği karşıt bildiri muhteşem bir demokrasi manifestosu idi. Unutmayalım ki o zamanlar, Anayasa Mahkemesi’nde, yüzde 47 oyla iktidarda bulunan Ak Parti’ye uyduruk iddianamelerle kapatma davası açılan zamanlardı. -2008-
-Gelelim 2021’e. 15 Temmuz’dan 6 yıl sonraki bir zaman. Bir darbe kalkışması püskürtülmüş. Ondan sonra memleket çapında operasyonlarla darbe izi taşıyacak bütün alanlara girilmiş, tasfiyeler gerçekleşmiş. TSK’dan kafile kafile ihraçlar olmuş. Yargıdan kafile kafile ihraçlar olmuş. Hala tarassut devam ediyor. Böyle bir zamanda bir kısmı muhtemelen çok ileri yaşlarda olan 104 emekli amiral bir bildiriye imza atacaklar ve darbe kalkışmasında bulunacaklar. Bu emekli amirallerin TSK bünyesinde bir karşılığı var mı? Sayının kalabalıklığı dışında bu kişilerin bir kıymet-i harbiyesi bulunuyor mu? Bu kişiler bildiri ile ortaya çıktı diye TSK bünyesinde “hadi biz de harekete geçelim” diyecek zabitan mevcut mudur? Akla ziyan işler, evet.
-Haaa, tabi ki iş -gece yarısı- olunca, “gece yarılarında bir yerlerin ışığı yanıyorsa orada fitne vardır” kanaati saklı bulununca birilerinin işkillenmesine kapı aralamak da beklenir. 104 emekli amiral vatandaş, neden gece yarısını tercih ettiler, bunlar hep birlikte oturup, “yahu bu işi gece yarısı yapalım ki kıymet-i harbiyesi artsın” gibi bir karara mı vardılar, yoksa içlerinden birisi bu işi bu hale mi getirdi, bilinmiyor. Gelinen noktada işi ellerine yüzlerine bulaştırmış bulunuyorlar. Maksatları iktidarı uyarmaksa evet uyardılar, iktidar mensupları, bilmem hangi ilçenin tarım müdürüne varıncaya kadar durumdan vazife çıkaran herkes darbe kalkışmasına karşı kahramanca duracağını ifade eden açıklamalar yaptılar. Ülke gündemi darbe oldu. Pandemi bile gölgelendi. Ekmek davası bile geri planlara düştü. Nasıl kurmay aklı imiş ama.
-104 emekli amiralin bildirisi iki şeye dikkat çekiyor. Bir, “Montrö’ye dokunulmasın, iki, TSK bünyesinde FETÖden sonra başka cemaat – tarikat vs örgütlenmesin.” Montrö, Meclis başkanı Mustafa Şentop’un “ne olacak ki Cumhurbaşkanı teorik olarak ondan da çıkarabilir ülkeyi, ama bu Marmara’dan ayran yapmak kadar uzak bir ihtimal” gibi bir sözüyle ısındı, “orduda irtica” meselesi de üniformalı bir amiralin cübbe ve sarıkla çekilmiş fotoğraflarının medyaya düşmesiyle. Herkes biliyor ki, 104 amiral bu bildiriyi gündüz vakti bir otelde bir basın toplantısı ile açıklamış olsaydı, bu kadar tansiyon yükselmesi gerçekleşmezdi. Bunu düşünmek, demek ki, 104 kurmayın aklı ile bile gerçekleştirilemiyor. Vah memleketim.
-İktidarın tepkisine gelince, Ben şu soruyu sormak durumundayım: Acaba iktidar gerçekten 104 emekli amiralin bildirisini gerçekten darbe kalkışması olarak mı okudu, yoksa bundan bir şey çıkmayacağını bildiği halde en duyarlı alanda eline düşen bu malzemeyi kullanmayı mı tercih etti? Diyorum ki eğer bu işi ciddiye aldığına inanılırsa, içerde dışarda iktidarın ciddi manada endişe içinde olduğu izlenimi uyandıracaktır. Ne diyoruz topluma ve dünyaya? Bizde hala darbe tehlikesi var, ona göre yaşayın. Bu mudur? Böyle bir izlenimin zaten ekonomi alanında “öngörülebilirlik” sorunuyla cebelleşen ülkeyi daha belirsiz bir duruma sokacağı muhakkak. İkinci ihtimal, muhalefetin, “her hafta bir düşman üretip beka meselesini yenileyerek ilerleyen iktidarın bu haftaki -düşman üretimi-nin de böylece gerçekleştiği”iddiası ki, iktidar çevrelerinin konu üzerine yoğun abanışı, muhalefetin bu yöndeki iddiasını tartışmayla değer hale getiriyor.
-Kitleler inandı mı 104 emekli amiralin darbe işine soyunduğuna? Kitleler… Ah kitleler… Eve nasıl ekmek gideceği meselesiyle boğuşan kitleler. Ateş soluyan kitleler. Bir yandan “lebalep kongreler” yapılırken diğer yandan indirilen kepenklerin arkasında boğulan kitleler… Şu iktidar cenahında patlayan darbe karşıtlığı heyecanı, biraz da bu kitlelerin feryatları karşısında gösterilse, diyorsunuz. Şu lebalep hoyratlığı karşısında da bir ses yükseltilse, diyorsunuz. Ne garip, orada ses-soluk kesiliyor.
-Ve Saadet Partisinden “Geçim İttifakı” teklifi. Şahane bir buluş. Emekli amirallerin gündeminde geçim meselesi var mı, Cumhur İttifakının gündeminde geçim meselesi var mı?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025