Cafer Solgun
Son zamanlarda çok yineler oldum bunu; “Şu yaşıma geldim, böyle pahalılık görmedim.” Gerçekten de öyle. Öncesi bir yana, son üç yıldır hayatı çekilmez hale getiren, insanları bunaltan bir pahalılık var.
“Öncesi” ile birçok yönden kıyaslama yapılabilir ama naçizane kendi şartlarımdan hareketle benim kıyaslamam asgari ücretle ilgili. Bir zamanlar asgari ücretle kira ve faturalarını ödeyip kalan paranla da iyi kötü idare edebilirken şimdi sözüm ona peş peşe arttırılmış asgari ücretle neredeyse kiralayacak ev bile bulamazsınız. Çünkü asgari ücretle birlikte her şeye furya halinde fahiş zamlar geliyor.
Mevcut zamlara belki “alışacağız”, kendimizi ona göre düzenleyeceğiz ama fiyatlar yukarıya doğru her gün değişim halinde; “alışmak” ne mümkün? Misal, geçen hafta mahalle pazarında 20 Lira olan domates bu hafta 35 Lira ve haftaya ne olur, meçhul.
Son zam yağmuruyla beraber, sosyal medyada hayli zorlama espriler peydahlama modası var. Birinde, “Zamlar belimizi büktü, derhal erken seçime gidelim ve tekrar Tayyip’i seçelim” deniyordu. İnsan acı acı gülüyor. Bu tarz düşünenlerden bazıları hissiyatlarını daha açık ve doğrudan dile getiriyor ve “müstahak size!” demeye getiriyorlar. Sanki iktidar değişmiş olsa farklı bir durum yaşayacakmışız gibi.
Tam da orada duralım işte...
Çünkü iktidar değiştiğinde “Her şey çok güzel olacak” durumuna sıçrama yapacağımızdan pek de emin değilim.
Aslında bu tartışmayı yapmanın kendini tatmin etmekten gayrı bir anlamı ve yararı yok kimseye. Seçim (adı üzerinde, seçim) dilediği gibi sonuçlanmadı diye aynaya bakmak yerine seçmeni suçlamak huyundan vazgeçmeyen muhalif parti ve taraftarları, muhtemelen yerel seçimlere bir ay filan kalana değin kendi inandırıcılıklarını tartışılır kılmaktan başkaca bir şeye yaramayan bu totolojiyi sürdürecekler.
Bir an için gözlerimizi kapayıp düşünelim ki “reis” ve tabii hükümet düşmüş olsun, parlamentoda da muhalif partilerin çoğunluğu var. “Başkan Kemal Kılıçdaroğlu”, beş adet parti başkanı ve iki de belediye başkanını başkan yardımcısı olarak tayin etmiş. Bir tür başkanlık konseyi. Sonra da bakanlar ve “kritik” kamu kuruluşlarına atamalar. Mesela Ümit Özdağ İçişleri Bakanı olacakmış, öyle pazarlık yapmışlar Kemal Bey ile, MİT’i de alacaklarmış. (“Beterin beteri var” özdeyişini haklı çıkartacak türden bir kabus.) Sırf bu süreç, taşların yerine oturması ve bu bağlamdaki tartışmalar, herhalde bir yıl filan sürerdi; kimin görevi ne olacak, kim kimden daha önemli alanlara bakacak, kim memnun kim küskün vb. Gözlerimizi açalım şimdi; hala seçmene kızıyor musunuz?
Demem o ki insanlara umut veren, güven veren bir muhalefet yoktu ortada ve halen de yok. “Sana söz yine baharlar gelecek” derken birçok seçmen şu “yine”ye takılmıştı; hangi baharlar “yine” gelecek acaba? Kimsenin hafızasında yok ki öyle bir “bahar” Türkiye’si? Kış mı bahar mı derken çöl sıcakları bastırdı, o da ayrı bir konu...
Seneye Mart ayında yerel seçimler var ve sayın ana muhalefet partisinde sular bir türlü durulmuyor. Görünen köy kılavuz istemez denir. Burada “görünen köy”, gidişatın yerel seçimlerde de muhalefeti ağır bir yenilginin beklemesi oluyor.
Bu çapsız, omurgasız, ilkesiz, seçmenle, halkla istikrarlı bir ilişki ve iletişim kurmaktan aciz muhalefet, ülkenin demokrasi sorunlarının bir parçası gerçekten de. Bir başka ifadeyle Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin “Bizden sonrası tufan” siyasetinin sorumlusu.
“Lafa zam diye başladın, muhalefetle devam ediyorsun, sıcak başına mı geçti nedir? Sanki zamları muhalefet yapıyor!” diye söylenen olursa eğer... Sıcakla başım belada o ayrı, ama zam furyası ile muhalefet meselesi arasında ciddi bir ilişki var; az sabır, anlatıyorum işte.
12 Eylül öncesi solun sol olarak insanların dikkatinde olduğu zamanlarda, hükümet(ler) yine ekonomik sorunlarla ilgili en iyi bildikleri şeyi yapıyorlardı; her şeye zam ve sürekli yeni vergiler... Ama bu zam, zulüm düzenine karşı dinamik bir toplumsal muhalefet de vardı: On binlerce işçi grevdeydi mesela. Büyük mitingler, protesto gösterileri yapılıyordu. İzmir’de yurt sathında destek eylemleriyle karşılanan Tariş direnişi vardı. “Zam, zulüm, işkence. İşte faşizm!” ve “IMF’ye hayır!” sloganları hükümeti sarsıyordu... Süreç kendi doğal seyrinde gelişmeye devam etseydi, darbeyle kesintiye uğratılmasaydı, saflık demeyeceksiniz eğer, bence Türkiye kendi sorunlarını elbet çözer ve demokrasisini inşa etme yoluna girerdi...
Kafasına vura vura solun “etkisiz hale getirildiği” bir ülke nasıl olur sorusunun cevabını herhalde gayet iyi biliyoruz artık...
Sözün özü: İktidar partisi kafasına göre takıldığı bir keyfiyetle hareket edebiliyorsa, ona bu cüreti veren, her biri diğerinden sağcı, milliyetçi, muhafazakar görünümündeki bu muhalefettir. Bunun başını çeken de, kızmaca yok, CHP’dir...
Etkili, halkın nabzını tutan, yeri geldiğinde muhalefetini meşru zeminde sokaklarda da yürüten, hadi soldan vazgeçtim, sahici bir sosyal demokrat muhalefet olsaydı hükümet bu kadar acımasız bir zam ve vergilendirme politikası güdebilir miydi?
Hayal işte. Öyle bir sosyal demokrat muhalefet olsa, muhtemelen şimdi iktidarda olurdu zaten ve biz de ona karşı “daha fazla demokrasi, hak, hukuk, özgürlük” eleştirileri yapardık...
Neyse. CHP’de yeni bir “kaset” krizi var; ne idüğü belirsiz “değişim” nidalarına “ihanet” feryatları karıştı. Zamlara karşı insanların feryatlarına tercüman olmak filan diye çok da üstlerine varmamak lazım. Birbirleriyle çok meşguller. Sırası değil.
***
Bazı haberlere inanamazsınız. “Roni Margulies öldü” böyle bir haberdi. Ölümü yakıştıramadığınız insanlardandı. Anısına saygıyla...
Zaten
Nasıl kırık dökük,
yarım yamalak, eksik,
nasıl yamalı hayatlar
geçiyor gözlerimin önünden.
Bir zanaat mutsuzluk sanki:
Öğrenip bir önceki nesilden,
onyıllarca didiniyoruz
ve kuşkuya düşsek de bazen,
sanıyoruz ki
böyledir, iyidir,
ne olacak ki başka,
budur hayat zaten.
Ya beceremiyoruz biz bu işi,
ya da becerecek bir şey yok zaten.
–Roni Margulies
-----
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025