Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
Eller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı...
6.10.2025
492

“İlle dostun gülü yaralar beni,
Yaramı sarmaya tabip gelmez mi?
Ben de bir zamanlar sevdim yâri,
Şimdi ayrılıklar ağlatır beni.”

Pir Sultan’ın bu dizeleri, halkın tarih boyunca yaşadığı derin yaraları, dost bildiği ellerden gelen kırgınlıkları dile getirir.
Bugün bu sözler, Meclis açılışında DEM Parti milletvekillerinin ellerini bağlı tutarak sergilediği sessiz ama anlamlı duruşta yankılanmaktadır.
Bu duruş, öfkenin değil, vicdanın sesi; nefretin değil, barışın çağrısıdır.

Nelson Mandela’nın sözüyle; “Düşmanınıza bile insanlıkla yaklaşın; nefret sadece zincirleri güçlendirir.”
Bu duruş, tam da bu anlayışın, ahlâkî bir politik direnişin ifadesidir.

Sessizliğin Direnişi ve Demokratik Anlamı

Ellerin bağlı durması, teslimiyet değil; iktidarın tekçi, militarist ritüellerine karşı ahlâkî bir reddiyedir.
Bu sembolik eylem, toplumun derin vicdanında yankı bulan bir politik mesajdır:

Barış talebinin sessiz çığlığıdır,

Halkın adalet arayışının sembolüdür,

İnsan onurunu siyasetin merkezine koyan bir etik uyarıdır.

Bu nedenle, “bir kaşık suda fırtına koparan” eleştiriler, bu eylemin derin anlamını küçümsemekte; oysa mesele bir jest değil, demokratik modernitenin ruhunu temsil eden bir politik duruştur.

Eleştiri ve Özeleştiri: Ahlâkî Olgunluğun Gereği

Eleştiriler, politik yaşamın doğasında vardır; bizi geliştiren, yenileyen, daha sağlam kılan bir aynadır.
Ancak biz de biliyoruz ki, kimi eleştiriler dostluk sınırını aşarak, politik saflık yerine kırıcı bir yargıya dönüşebilmektedir.
Bu noktada bizim görevimiz, öfke ile değil; örgütsel bilinç, ahlâk ve sorumlulukla yanıt vermektir.

Aynı zamanda, kendi özeleştirimizi de veriyoruz:

Sembolik eylemin anlamını halkla daha güçlü buluşturmalıydık,

Parlamenter jestleri, tabandaki komün ve meclislerle daha derin bir örgütsel bağ içinde taşımalıydık,

Demokratik modernite çizgisini yalnızca eylem değil, program düzeyinde daha görünür kılmalıydık.

Bu eksiklikleri görmek, zayıflık değil; ahlâkî cesaretin, politik olgunluğun ve örgütsel sorumluluğun ifadesidir.

Politik Sorumluluk ve Halkın Gücü

Diplomasi az sayıda kadronun işi olabilir, ancak politik mücadele halkın bütününü kapsar.
Sembolik eylemler, halkın örgütlü bilinciyle birleştiğinde gerçek bir dönüşüm gücü yaratır.
Eller bağlı duruş, barışın, halk iradesinin ve örgütlü mücadelenin bir davetidir.

Cumhuriyet’in yeni yüzyılında önümüzde iki yol vardır:
Ya tekçi devlet anlayışı derinleşecek,
ya da barış, eşitlik ve demokratik toplum ilkeleriyle özgür bir Cumhuriyet yeniden inşa edilecektir.

Bu nedenle;

Halk meclisleri ve komünler güçlendirilmelidir,

Parlamento eylemleri ile taban örgütlenmeleri arasında canlı bir bağ kurulmalıdır,

Barış hukuku, yalnızca yasalarda değil, halkın günlük yaşamında somutlaşmalıdır.

Bir Kaşık Suda Fırtına Koparmak Değil, Vicdanın Sessiz Gücü

Eller bağlı duruş, bir “teslimiyet” değil, halkın vicdanının sessiz yankısıdır.
O eller, zincirlere değil; insanlık onuruna, barışa, özgürlüğe bağlıdır.
Bugün o duruş, ayrılıkların değil; birlik, dayanışma ve demokratik yaşamın habercisidir.

Çünkü biz biliyoruz ki:
Gerçek değişim, bağırarak değil, vicdanla ve örgütlü bilinçle olur.
Eller bağlı duruş da, tam bu bilincin sessiz ama güçlü çığlığıdır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar