Cafer Solgun
Asla demokrat değillerdir, eleştiriden hoşlanmazlar. Onların nazarında ‘eleştiri’ bozgunculuk, yıkıcılık, kıskançlık veya çekememedir. Çünkü eleştiri, ‘muhalefet’ demektir, beğenmemek, şikâyet etmek demektir ve esas olarak da kendi liderliğinden, otoritesinden hoşlanmayanlar var demektir.
Eleştiriden hoşlanmazlar ama kamuoyuna “Bizim reis istişareye çok önem verir, herkesi dinler, danışır, kararını öyle verir” imajı vermeye de büyük özen gösterirler. Aslında ‘diktatör’ olmaktan yana bir şikâyetleri yoktur, içten içe bundan haz duyarlar; problem, isimlerinin tarihte Hitler, Stalin gibileriyle birlikte anılacak olmasıdır. O yüzden ‘otoriter’ olmak neyse de ‘diktatör’ lafına yüksek dozajda alerjileri vardır.
İmaj meselesinin ‘mühim’ olduğunu bilirler. Güçlü, kuvvetli, kudretli, sağlam ve yaman kişiler olduklarına inanırlar ve herkesin de buna inanmasını sağlamak için sarf ettikleri çaba, mesailerinin en önemli kısmıdır. Güçlü, kuvvetli, sağlam ve yaman oldukları kadar şefkatli, sevecen görünmeye çalışırlar; çocukları kucaklarına alıp fotoğraf çektirmek en gözde pozlarıdır.
Eleştiriden hoşlanmayınca, tabii en genel bağlamında muhalefetten de hoşlanmazlar. Devir-devran değiştiği ve herkesin demokrat değilse bile öyle görünmek ihtiyacı duyduğu bir dünyada yaşadığımız için, gerçekte bir kaşık suda boğmak istedikleri muhalefete tahammül ederler. Tabii muhalefetin ‘muhalefet’ olarak kalması kaydıyla. Muhalefet, ‘makul’ sınırlarını zorlamaya başladığında asapları bozulur. Asapları bozulmakla kalmaz tabii, ‘derin’ önlemler alırlar. Bazen ‘kasetler’ devreye sokulur, bazen ‘yıkıcı, bölücü, terör örgütlerinin maşası’ propagandalarıyla, bazen ‘muhalefeti kapatsak ne olur’ hesapları yaparak onları kendi sınırları içine çekilmeye zorlarlar. Çünkü onların gözünde muhalefet, sadece demokrasi varmış gibi görünmek için gereklidir.
Medya, ona yalakalık yapmakta yarış ettiği zaman faydalıdır. Kendi başına bir ‘medya’ havasına girdiğinde, mesela ‘habercilik’ yaptığında, baş belasıdır’. Yapabildiklerince o medyanın manşetlerini de kendileri atmak isterler. Bu yüzden her biri telefonun diğer ucunda olmalıdır.
Büyük kalabalıklara hitap etmek, zevklerinin en büyüğüdür. Milyonlarca insan bir meydana toplanmış onu dinlemekte, alkışlamakta, onun adına yapılmış şarkılar, marşlar söylemekte ve ‘öl de ölelim’ türü sloganlar haykırmaktadırlar... ‘Millet’ işte budur ve zaten o da ‘milletin’ en yüksek temsilcisidir, lideridir, reisidir, duruma göre babası, güneşi, her şeyidir. O olmasa bu milletin hali nic’olur?
O sadece ‘millet’ değil aynı zamanda ‘devlet’tir. Zaten ‘devlet’ dediğin, onun gücünü, kudretini, her an ‘millete’ hatırlatmaya, öğretmeye yarayan bir aygıttır. Polis ve asker de bunun içindir, mahkemeler, hapishaneler de. O ‘devlet’ ki, kendisi sayesinde ‘devlet’ olmuştur.
Bir de bu hikmetinden sual olunmaz hallerinin damgasını taşıyan ‘düzen’in sürüp gitmesi için dahili ve harici düşmanlarla kuşatılmış olmaları gereklidir. O düşmanlar yoksa bile icat edilmelidir.
Zamane diktatörlerinin ortak özellikleri saymakla bitmiyor. Bu arada sonları da benzer özellikler arz ediyor. Gelecek yazıda...
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025