Cafer Solgun
Caddelerinin, sokaklarının partilerin bayrak ve flamalarıyla dolu olduğu şehirlerden geçerek Dersim’e geldiğiniz zaman dikkatinizi çekmemesi mümkün değil: Dersim’de yollara asılmış parti bayrakları neredeyse hiç yok. Sadece halk arasında ‘Palavra Meydanı’ olarak bilinen Cumhuriyet Meydanı’ndaki HDP seçim bürosu çevresinde bayrak ve flamalar var. Ama duvarlar sol parti ve grupların eski, yeni afişleriyle dolu.
Dersim değil Türkiye’nin seçimi tartışılıyor
Bayrak ve flamalar bir yana, Dersim’de size yakında seçim olacağını düşündürecek bir atmosfer de yok. Oysa Dersim’de seçim zamanları her yerde bu atmosferi hissederdiniz. İşsizlik nedeniyle (işsizlik Dersim’in en önemli sorunu olmayı sürdürüyor maalesef) gece-gündüz dolu olan kahvelerde, kafelerde hararetli tartışmalar olur, meydanlar boş kalmaz, fazla büyümeden önlense de gerginlikler yaşanırdı. Herkesin benzer nedenlerle ‘çok önemli’ olduğunu bildiği, söylediği 7 Haziran seçimleri neden Dersimlileri heyecanlandırmamıştı peki?
Bu sorunun sürpriz bir cevabı yok. Görüştüğüm insanların tamamı, meselenin, herkesin son derece net olmasıyla ilgili olduğunu vurguladı. Sol parti ve gruplar HDP adaylarını destekliyorlar. Bu, ‘rekabet’ ortamını ortadan kaldırmış. AKP’ye bir ‘ders’ vermek gerektiği konusunda herkes zaten mutabık. AKP’nin buradan milletvekili çıkarması olasılığı bulunmadığı gibi, önceki seçimlerde aldığı oylarda görülen artışın da düşeceği söyleniyor. Tabii, AKP’nin oylarının genellikle burada çalışan dışarıdan gelmiş güvenlik personeli ve memurlardan geldiğini belirtmeliyim.
Birer vekil
Merkezde HDP güçlü ve kendinden emin. CHP de bunun farkında ve esasen ilçe ve köylerde oy potansiyeli var. Bu nedenle her iki parti de seçim çalışmalarını ilçe ve köylerde yoğunlaştırmış durumdalar. İsimlerini yazmayacağım ama bazı CHP üyesi, CHP’li belediye meclisi üyesi Dersimliler de bana açıkça HDP için çalıştıklarını söyledi. “CHP’nin oylarının birkaç puan ileride veya geride olması önemli değil; ama HDP’nin barajı geçmesi hayati önemde” diyorlar. HDP’nin olmadığı bir mecliste AKP’nin ‘çok rahat’ olacağını vurguluyorlar. HDP iki milletvekilinin ikisini de kazanabilmeyi hedefliyor. Ancak yaygın kanı, HDP ve CHP’nin birer milletvekili kazanacağı yönünde. Dersimliler Dersim’den ziyade Türkiye genelindeki seçim atmosferi ile daha çok ilgili. Bu yüzden konuştuğum hemen herkes bana özellikle İstanbul’daki durumu sordu.
Davutoğlu’nun mitingi
Dersim’de iken Başbakan Davutoğlu’nun mitingi vardı. Plakası değiştirilen resmi araçlarla konvoy yapılacağı söyleniyordu. Mitinge çevre il ve ilçelerden minibüslerle insanlar taşınmıştı. Ancak yine de ‘miting alanı’ doldurulamamıştı. Davutoğlu’nun miting yaptığı alan, şehrin mütevazı stadyumunun arkasındaki kapalı spor salonunun önündeki halı saha büyüklüğündeki boşluk idi. Oysa madem ‘kalabalık’ beklenmiyordu, Palavra Meydanı’nda konuşsa, hiç değilse herkes oturduğu kahveden onu dinleme imkânı bulur, sesini duyurmuş olurdu.
Dağdakiler baskı yapıyor mu?
Köyden henüz gelmiş bir Dersimliye dağdakilerin kendilerine herhangi bir parti lehine ya da aleyhine baskı yapıp yapmadıklarını soracak oldum, sözü ağzımdan alıp, Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yöndeki iddialarını yalanladı: “Hayır. Baskı, tehdit filan yok. Karşılaştığımızda, normal sosyal yaşama katılmak istediklerini söylüyor, barışı savunduğu için HDP’yi işaret ediyorlar, ama asla baskı, tehdit söz konusu değil”.
Dersimlilerin “Dersim’de seçim sonuçları ne olur?” gibi bir heyecanı yok ama 7 Haziran seçimlerinin Türkiye’nin yakın geleceği açısından ifade ettiği anlamın bilincindeler. Bana anlattıkları olasılıkları, senaryoları, öngörüleri yazmaya yerim yetmez. Seçimden sonra tekrar gelmeye söz verdim tabii.
Dersim’de Suriyeliler?
Sokaklarda Suriyelileri gördüğümde şaşırdım. Kendi halinde, yoksul Dersim’e de mi gelmişlerdi? “Hayır” dedi hemşehrilerim, “Burada bir tek Suriyeli bile yok. Buraya gelip ne yapacaklar? O gördüklerin Davutoğlu’nun mitingi için çevre illerden getirilmişler.”
Aklınızda olsun, Dersim’i görmeden doğamızın güzelliklerinden haberdar sayılmazsınız.
Dersimliler ümitvar
Dersimliler AKP’nin oylarında ciddi bir düşüş olacağında hemfikir. Özellikle daha önce AKP’ye oy veren Kürtlerin HDP’ye yöneldiğini dile getiriyorlar. Mehmet Bidav, bu öngörüsünün nedenini öncelikle AKP’nin Kürt sorunu ve Alevi talepleriyle ilgili tutarsızlığına bağlıyor ve yolsuzluk, hırsızlık yapan bir parti olduğunun anlaşılmasının da payına vurgu yapıyor. Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Cengiz, demokratikleşme sürecinin devam etmesinin HDP’nin barajı geçmesine bağlı olduğunu söylüyor. Hasan Kılıç, “Türkiye’de iki siyasetçi var” diyor ve devam ediyor: “Biri Recep Tayyip Erdoğan ve diğeri de Selahattin Demirtaş. Toplum aklı ve vicdanıyla hangisini doğru ve dürüst buluyorsa tercihini ona göre yapmalı.” Aydın Karataş ise “Rejim sorunu var, HDP’nin barajı aşması diktatörlüğün önünü kesmek için hayati önemde” diyor. Cemal Taş, HDP’nin oluşturduğu ittifak ve dayanışmayı sürekli kılmasının önemli olduğunu belirtiyor ve insanların ‘umut’ etmeye duyduğu ihtiyacın altını çiziyor. Yaşar Moğoltay HDP’nin bu seçimde Türkiye’nin geleceğiyle ilgili çok önemli bir sınav verdiğini söylerken, emekli öğretmen Ali İhsan Erdoğan, 7 Haziran’ın Türkiye için bir milat olabileceğini vurguluyor...
YARIN: DİYARBAKIR
.jpg)

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Stalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi?
19.09.2025 - “Em hemû Tirk in!”
14.09.2025 - ‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’
5.09.2025 - Barışın kaçınılmazlığı…
29.08.2025 - Barışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam…
22.08.2025 - Aslolan yoldur, yürümektir
17.08.2025 - Özlemek ne uzun bir mesafe, Dersim…
10.08.2025 - Suyun akışı ya da meramı barış olmak
1.08.2025 - Vazgeçmeyeceğiz!
25.07.2025 - “Geri zekalıya anlatır gibi”
19.07.2025
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
faruk tuncay
Cemaat, .... bilumum sol güçlere kadar çok geniş bir yelpazeyi arkasına almış durumdayken cümlesiyle saçmalamış. Yerel seçimlerde %60lık AKP oyunu görünce uyanır. Cemaat tabanı bile AKP seçmeni olmuş durumda, haberiniz yok. Bencileyin AKPyi günahı kadar sevmeyenler bile, Cemaat mafyası yüzünden RTEye arka çıkabilir.