Cafer Solgun
AKP bu ‘kayyım’ işini pek sevdi. ‘Muhalif’ gördüğü gazetelere, şirketlere ‘kayyım’ aracılığıyla el koyuyor, tez zamanda tanınmaz hale getirip sonra da batırıyor. Oysa bu ‘kayyım’ işinin esprisi, ‘usulsüzlük’ tespit edilen şirketin, çalışanlar mağdur edilmeden düze çıkarılması. Aynı şekilde, yargı konusu olan ve ‘kayyım’ atanmasına gerekçe teşkil eden iddiaların netleşmesine değin, faaliyetlerini aksatmadan sürdürebilmesini sağlamak. Geçici ve kolayca başvurulması düşünülemeyecek bir ‘önlem’.
Hale bakın ki ‘kayyım atandı’ artık rutin bir haber. Bu arada ‘kayyım’ diye bir ‘meslek’ de türemiş oldu. Şu veya bu nedenle kayyımlık görevinden azledilenler yeniden ‘kayyım’ olabilmek için mahkeme kapılarını aşındırıyor, ‘işlerini’ geri istiyorlar.
Sanırsınız adamın babasından miras kendi işi. Fahiş maaşlar söz konusu olunca bir tür ‘akbaba’ kesiliyor mübarekler. En ‘ballı’ kayyımlık ‘işi’ (!) de göründüğü kadarıyla Koza İpek Holding şirketlerine ‘kayyım’ olmak. 70 bin liradan fazla maaş alıyorlar, eş, dost, akraba, ahbap çavuş şirketin otellerinde kalıyor, bedavadan yiyip içiyorlarmış. Akın İpek ve avukatları bağırıp duruyor ama “Her şey gerçek olamayacak kadar iyi” gerekçesiyle el koyup batırmaya çalışanlar mı duyacak?
Ve şimdi de beğenmedikleri belediyelere ‘kayyım’ atamayı planlıyorlar. İnanılır gibi değil.
Sudan iddia ve gerekçelerle şirketlere el koyup batırarak, batırmaya uğraşarak çok sayıda anayasal hakkı ihlal ettiler. Çalışanları mağdur ettiler. İşten attılar. El koydukları şirketlerin ticari itibarlarını yerle bir ettiler, bazılarını batırdılar. Ama belediyelere kayyım atamak, bundan daha vahim bir hak ve hukuk katliamı olur. Çünkü bunun doğrudan ‘milli iradeyi’ hedefleyen bir anlamı var…
Hedefteki belediyeler, malum, DBP-HDP’nin belediyeleri. Bu belediyeleri teftiş ve denetim manyağına çevirdiler. Tespit edilen bir usulsüzlük olsa, herhalde sağır sultana bile duyururlardı. Varsa da gereği neyse yapılırdı. Demek ki kayda değer bir ‘usulsüzlük’ yok. Zaten ‘rüşvet, yolsuzluk, havuz’ iddialarından ziyade ‘terör örgütüne finans sağlamak’ iddiası var. Tabii ki bu iddia da delillerle, kanıtlarla ortaya konulur ve muhatapları da yargılanır. Yani yine de ‘kayyım’ atamak başvurulacak bir ‘yol’ değildir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘milli irade’ konusunda çok ‘hassas’ idi bir zamanlar. Yüzde 52 oy ile cumhurbaşkanı seçildiğini her fırsatta vurgulayarak söylüyor ve yaptığı her şeyi ‘milli irade’ ile gerekçelendiriyordu. 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması gündeme geldikten sonra kazandığı yerel seçimleri bile böyle izah etmişti. ‘Milli irade’ kendisini desteklediğine göre iddialar da asılsızdı vb.
Fakat ne hikmetse HDP söz konusu olduğunda bu ‘milli irade’ hassasiyetinden eser kalmıyor. Milletvekillerini içeri atmak, belediyelerine el koymak, bir anda ‘mümkün’ hale geliyor.
El koymayı düşündükleri yerleşim birimlerinin belediye başkanları, mesela Cizre’de yüzde 93.2, Silopi’de 89.4, Yüksekova’da 86.4, İdil’de 83.7, Sur’da 81.6, Şırnak’ta 71.5 oy alarak seçilmişlerdi.
Yoksa ‘milli irade’ dedikleri ‘reis’i destekleyenlerden mi ibaret? Gerisi ‘kayyımlık’ mı oluyor? O kadar ‘kayyım’ bulmak kolay olmasa gerek; hem, üstüne bir de maaşları var…
Her şey iyiden iyiye zıvanadan çıkmadan birisi şu ‘üst akıl’a bir şey dese…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Stalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi?
19.09.2025 - “Em hemû Tirk in!”
14.09.2025 - ‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’
5.09.2025 - Barışın kaçınılmazlığı…
29.08.2025 - Barışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam…
22.08.2025 - Aslolan yoldur, yürümektir
17.08.2025 - Özlemek ne uzun bir mesafe, Dersim…
10.08.2025 - Suyun akışı ya da meramı barış olmak
1.08.2025 - Vazgeçmeyeceğiz!
25.07.2025 - “Geri zekalıya anlatır gibi”
19.07.2025
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
el kürdi
sayin dumanli polislerin halka ve cocuklara tecavüzünü niye yazmiyorsunuz exer gazetecilik anlayishiniz buysa vay zaman gurubun haline sizin haber türklere kötülük yapilinca birde cemaata saldirilincami haber yapilir bu tavrinizla bence bir yerlere yaranmayami calishiyorsun sen bir kere halka yapilan zülmü önce haber yap ozaman bak gör halki nasil cemaata sahib cikiyor senin gibi basireti kisa olanlarin yüzünde halka cemaata pek yaklasmiyor Allahtanki hoca efendi hayatda halk cemaati sahibleniyor ama genede sayica az sahib cikanlar ever dumanli halka yapilan zülüm polisin tecavüzüna uxriyan cocuklari ortalixin yoxun fitne dumanindan dolayi görmüyorsan dumani daxitan rüzgari firsat bil mazlumlara sahib cik shuanki tcde sadece mazlum olanlar cemaat dexil ondan önce insanlik mazlum yetim hale getirildi yoxun dumandan dolayi aydinim diye gecinenler ya görmediler yahut duymadik görenler duyanlarda axizlarini tuttular yoxun duman icinde kacmaya calistilar sen en iyisi soy adini dexishdir belki basiretin acilir emi