Cafer Solgun
İsrail ve Rusya ile ‘barış’ yapınca (ne savaşı vardı ki, o da ayrı konu) AKP dolaylarından bazılarının ‘sıra iç barışta’ çıkışlarına bazı yandaş kalemler, ‘Ne iç barışı ya? Önce bir biat etsinler bakalım’ mealinde cevaplar geldi. Durumdan vazife çıkartan Ertuğrul Özkök ‘Bizimle de barışsanız, medyamız da var…’ diyerek el sallamaya başladı.
Bu enteresan tartışmaya, ‘Barış düşmanla olur, biz düşman mıyız ki?’ diyerek ses verenler de oldu. İlk bakışta mantıklı gibi görünüyor tabii. Ama kavram ve sözcüklerle oynamadan eğri oturup doğru konuşalım, evet, ülkemizde devlet öteden beri Türkiye toplumunun ‘bazı’ kesimleriyle kavgalıdır. Bunlar ‘derin’ devlet konseptlerinde, milli güvenlik belgelerinde ‘iç mihrak’ ya da ‘potansiyel tehdit’ olarak adlandırılan kesimler. Etnik kimliği veya inancı ya da ideolojik tercihleri nedeniyle...
Kaldı ki devletin yurttaşları arasında ‘özde ve sözde’, ‘makbul olan-olmayan’ ayrımcılığı yaptığını herhalde hepimiz biliyoruz.
Bu açıdan baktığımızda tabii ki bir ‘iç barışa’ ihtiyacımız var; daha yerinde bir deyişle, ‘toplumsal barışa’. Ve bu barışın olmazsa olmaz gereği, devlete hakim olan zihniyetin değiştirilmesidir. Devletin yurttaşlara karşı herhangi bir neden veya gerekçeyle ayrım yapmaktan vazgeçmesi, sosyal, demokratik, laik bir hukuk devleti olarak yeniden yapılandırılmasıdır.
Bizim devletimiz kendisini adeta bir ‘iç savaş’ haline göre konumlandırmış, misyonlandırmıştır. Bugüne değin bölücülük, irtica, komünizm tehlikesi gibi kodlarla toplumu demokratik değerler etrafında birleştiren değil, kendi icat ettiği tehdit ve tehlike konseptleri üzerinden bölen, parçalayan, kutuplaştıran bir rol oynamıştır.
Güncel gerçeklerimiz açısından baktığımızda bu realitenin en doğrudan yansıması kutuplaşma şeklinde karşımıza çıkıyor. Yaşadığımız kutuplaşma durumunun baş aktörü de bu işten siyaseten rant devşiren AKP’den başkası değil. Yani devlete ve iktidara rağmen ortaya çıkan bir kutuplaşma değil, aksine devletin ve iktidar partisi politikalarının ortaya çıkardığı ve tahrik ettiği, derinleştirdiği bir kutuplaştırma siyasetidir söz konusu olan.
Düşünün ki Kürt sorunuyla ilgili ‘barış’tan söz eden, ‘çözüm’ diyen, AKP’nin tehlikeli tutarsızlıklarını eleştiren, devlet politikalarına itiraz eden takibata uğruyor, protokol sırasına göre devleti yönetenler tarafından ‘hain’ ilan ediliyor…
Alevilerin ‘eşit yurttaşlık’ talepleri, AİHM kararlarına rağmen görmezden duymazdan geliniyor ve Alevi olmak, bir hayatı tehlikede olmak endişesi demek…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kurmaylarının içeride ve dışarıda yürüttüğü politikalara itiraz etmek, ülkeyi ‘çiftlik’ gibi yönetme arzu ve çabasına karşı çıkmak da ‘hainlik’.
‘Paralel, bölücü, terörist, terör yandaşı’ ithamları sudan ucuz. ‘Cadı avı’, muhalif medyayı yok etme baskısı rutin devlet faaliyetleri…
‘Sıra iç barışta’ diyen Cemil Çiçek’in bahsettiği barış ve Özkök’ün beklediği barış ne tür bir barıştır acaba? Demokrasi, hukuk, adalet ve hak ve özgürlüklerimizi hareket noktası olarak benimsemiş bir barıştan bahsetmedikleri açık. Bunlara cevaben ‘önce biat edin, bakarız’ diyenlerin barıştan ne anladıkları ise zaten belli: ‘Biat et, rahat et’…
Kirlenmeyen, bir ‘barış’ kavramı kalmıştı…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025