Cafer Solgun
İlk olarak Çin’in Hubey eyaletindeki Wuhan kentinde ortaya çıktığında, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19), bu kadar kısa sürede dünya üzerinde yayılacağı herhalde öngörülmüyordu. Virüs ürkütücü bir şekilde dünya sathında yayılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre hâlihazırda yüzden fazla ülkede yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybetti. “Çevremizdeki bütün ülkelere bulaştı, bizde neden yok?” demeye kalmadan Türkiye’de de virüs bulaşmış insanlar olduğu ortaya çıktı, ardından olağanüstü önlemler alındı.
Hastalıkla ilgili gelişmeler anlık olarak duyuruluyor. ABD’de, İsrail’de, son olarak Belçika’da hastalığa karşı aşı, yeni tedavi metotları geliştirildiği haberleri var. Bu haberler doğruysa bile test ve deneyler yapılması ve üretime geçilmesinin birkaç seneyi bulacağı söyleniyor.
Alınması gereken önlemlerle ilgili yapılan açıklamalar, daha çok hastalığın yayılmasını engellemeye yönelik tedbirler niteliğinde. Artık her birimiz ezberlemiş olmalıyız; Kovid-19’un yayılmasının önüne geçmek için öncelikle bireysel temizliğe önem verilmesi şart. Bu kapsamda insanların toplu şekilde bir arada bulunduğu bütün etkinlikler, yayılma riskini artırdığı için, sakıncalı. Çok gerekmedikçe herkesin evinde kalması isteniyor. Kuşkusuz WHO ve yetkili kurumlar tarafından yapılan açıklamaları izlemek ve yapılan uyarıları hassasiyetle dikkate almak, önemli.
En son 2006-2008 yıllarında “kuş gribi” vakalarında benzer bir küresel salgınla karşı karşıya kalmıştı dünya. Ancak Covid-19 daha korkutucu, daha ürkütücü bir etkiye yol açtı. Dünyanın uzak köşeleriyle sınırlı kalsa, bu denli “küresel” bir duyarlılığa neden olmazdı. Nitekim ilk günlerde Çin’den gelen ölüm ve karantina, izolasyon haberlerini “Her bir şeyi yedikleri için oluyor, bize bir şey olmaz” vurdumduymazlığıyla karşılayan insanlar az değildi. Olayın ciddiyeti, belki de virüs çok sayıda insanın hayatını kaybetmesinin ardından İtalyanları evlerine hapsedince anlaşıldı.
Bu küresel salgın ve insanlarda ortaya çıkan haklı yaşam kaygı ve endişeleri, okulların tatil edilmesi, gerekmedikçe evlerden çıkmama, tokalaşma, öpüşme gibi alışkanlıkların terk edilmesi, insanların bir araya gelecekleri etkinliklerin iptal edilmesi, spor müsabakalarının seyircisiz oynanması, hatta ertelenmesi, bir tür “küresel OHAL” uygulamasını çağrıştırıyor. Durum bu denli vahim…
Söz konusu olan sınır tanımayan ve ayrım gözetmeksizin insanların hayatına mal olan bir salgın olunca, düne kadar adeta “hayat memat meselesi” olan gündemler anlamını, önceliğini yitirdi.
Benim üzerinde durmak ve insanları bu uğursuz vesileyle hiç değilse üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim, sorunun bu boyutu…
Dünya ekonomisi ciddi bir küresel krize girme olasılığıyla karşı karşıya. Zaten krizdeki kapitalist sistem, Kovid-19 salgınıyla ciddi bir küresel bunalımın eşiğine gelmiş görünüyor. Bunun gündelik hayatlarımızı doğrudan etkileyen sonuçları olacak. Aslında bu şimdiden hissedilebiliyor; sağlık yetkilileri “eğer evlerinizden dışarı çıkacaksanız maske takın” diyor ama kısa sürede karaborsaya düşen maske bulunmuyor. Virüse karşı korunmak için kolonyanın etkili olduğu açıklandığı gün, piyasada kolonya bulunmaz oldu. (Yoksulların evde izole iken aç kalmamak için makarnaya yönelmeleri de, makarnayı “pasta” bilen bazı “beyaz” kalemşorlar tarafından alaya alındı.)
Bu küresel salgının devamı halinde zincirleme bir etkiyle küresel çapta üretim ve ticari faaliyetlerde sarsıcı düşüşler yaşanması kaçınılmaz olacak. Merkez bankalarının ha bire para basmaları da, devletlerin “korumacı” önlemleri de, belli ki hiçbir sorunun “çaresi” olmayacak; aksine ekonomik krizin derinleşmesine neden olan sonuçlar ortaya çıkartacak: Yüksek enflasyon, işsizlik, gelir eşitsizliğinin uçurum boyutlarına varması ve bunun tetikleyeceği sosyal patlamalar, toplumsal çürüme ve çöküntü…
Sınıflar, toplumsal katmanlar arasındaki eşitsizliğin keskinliği, bu salgının açığa çıkardığı düşündürücü gerçeklerden biri. Kovid-19 ırk, renk, sınıf veya sosyal statü ayırt etmeksizin bütün insanlığı tehdit ediyor, ama misal, UNICEF’in açıklamasına göre dünya genelinde insanların yüzde 40’ı temel el yıkama imkanlarına sahip değil. Uluslararası rapor ve istatistiklerde adları “az gelişmiş ülkeler” olarak anılan ülkeler ve o ülkelerde yaşayan insanlar DA bu dünyanın ve insanlık ailesinin birer parçası oysa…
Dünya, önemli bir kısmı aç, yoksul, geleceğinden ümitsiz, etnik, mezhepsel veya “toprak” uğruna yürüttüğü savaşlardan bitap düşmüş iken, diğer kısmı müreffeh yaşam standartlarına sahip olarak yaşanılası bir dünya olamaz. Bu “sistemi” insanileştirmek, küresel bir sorumluluk konusu olarak önümüzde duruyor…
Küresel bir salgına karşı milliyetçilik, ırkçılık yapılabilir, “milli çıkarlarımız gereği” diye başlayan cümleler kurulabilir mi?
Hastalığın tespitine yönelik testlerin mümkün olan en yaygın şekilde ve ücretsiz olarak yapılması gereği var. Bunun için “para” gerekiyorsa, “para” tam da bunun için harcanmak zorunda değil mi? Sahi, İdlib krizi gündemden düştü. “Beka” söylemleri de öyle. Düşmese miydi? “Para” silah için mi sağlık için mi harcanmalı? Devlet dediğimiz öncelikle ne için “devlet” olmalı? Bunlar üzerinde şimdi düşünmeyeceksek, şom ağızlılık yapmak istemem ama ülkemizde halen sayılı olan “vakalar” İtalya’da yaşandığı gibi önü alınamaz bir tırmanış gösterirse… Bunu karşılayacak, daha da önemlisi, önceden önlemini alacak durumda mıyız? Sağlık sistemimiz olağanüstü bir yönelimi taşımaya hazır mı; Kovid-19 testleri halen yurt sathında sadece birkaç hastanede yapılabiliyorken?
Yakın bir örnek olarak kuş gribini hatırlattım ama bu, dünya ve insanlığın maruz kaldığı ilk küresel salgın değil kuşkusuz. 20. Yüzyıl başlarında baş gösteren İspanyol gribi milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştu. Avrupa’da Ortaçağ’ın sonunu getiren veba salgını, Avrupa nüfusunun üçte birini yok etmişti…
Ama Ortaçağ da, 20. Yüzyıl da çok geride kaldı. Dünya ve insanlığın sonuçta bir bütün olduğu bilincinin günümüz şartlarında gelişmesinin imkân ve araçları hiçbir geçmiş dönemle kıyaslanmayacak kadar çok. Bu küresel salgını bir “ortak kader” olarak yaşadığımızın ayrımında olmak zorundayız.
Tokalaşmayalım, öpüşmeyelim, maske takalım, kolonya kullanalım, mümkünse evlerimizden çıkmadan sağlık yetkililerinin uyarılarına riayet edelim açıklamaları sadece bizde değil dünyanın her yerinde yapılıyor. Hastalığa her kim “çare” bulursa, herhalde bulduğu çareyi kendine saklamayacak ve biz de “gurur” filan yapmadan o çareden yararlanmak isteyeceğiz…
Sözün özü şu olsun: Ulus devletler, sınırlar, ırkçılık, milliyetçilik, “milli çıkarlar”, daha fazla silah, daha fazla savaş… hepsi yalan ama bu salgın olanca çıplaklığıyla gerçek…
Bu küresel salgının otoriter liderler ve rejimler için “fırsat” oluşturacağı yorumları da yapılıyor. Bu, kuşkusuz dikkate değer ve düşündürücü bir olasılık. Bu olasılığı sadece dünya kamuoyunun duyarlılığı tersine çevirebilir.
Sınır boylarında bekleşen mültecilerin bırakalım temizlik için, içmek için suları var mı acaba? Bırakalım sağlıklı beslenmeyi, açlıklarını yatıştıracak bir parça ekmeği, bir tas çorbası var mı acaba? Sınır kapılarını olmayası politik gerekçelerle açanlara, kapayanlara bunun bir insanlık sınavı olduğunu hatırlatmak bizim, hepimizin görevi. Devletlerin “vicdanı” yoktur. Ama bizim var ve o devletler, sözüm ona “bizim” için var…
Virüsün ilk defa peydahlandığı Çin’de beddua niyetine “İlginç zamanlarda yaşayasın” denirmiş. “Rahat, huzur bulamayasın” manasında.
Tam da öyle bir zamanda yaşıyoruz galiba.
Bu “huzursuzluk” herkesin ortak bir insanlık ülküsünde buluşmasına vesile olursa, bu yönüyle de ortak hafızamızda bir “milat” anlamı kazanır. Diğer ihtimal, açıkçası, “kıyamet” değil ama yeni türde bir “barbarlık” çağına gireceğimizin alametlerini düşündürüyor bana.
Yazarlar
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025