Cafer Solgun
Adli suçlardan tutuklu veya mahkûm olmuş 45 bin kişinin hemen tahliyesini, bir o kadarının cezalarında ciddi düzeyde indirim yapılmasını düzenleyen yeni infaz yasası yürürlüğe girdi. Kimisi konvoyla kimisi yollandığı terminallerde bulabildiği ilk otobüsle evlerine ulaştı. Kalanlar, kalan günlerini yeniden hesaplayıp saymaya başladı.
Tıklım tıklım hapishanelerin “doluluk” oranları bir nebze düştü. Bu yasa da zaten bunun için çıkarılmıştı, değil mi? Malum, koronavirüs salgını var ve insanların alt alta üst üste atıldıkları cezaevleri riskli alanların başında geliyor. En azından yasanın gerekçesinde söylenen bu ve zaten kamuoyu da böyle biliyor. Şimdiye değin yasanın sahiplerinden hiç kimse çıkıp “Aslında Alaattin Çakıcı’yı salmak için çıkardık bu yasayı, beraberinde çıkanlar bu maksadımızı perdelemek için bırakıldı” filan demedi.
Peki hapishaneler “ferahlamış” mı oldu sahiden? Oysa siyasi tutuklu ve hükümlüler bakımından hapishane şartlarında hiçbir şey değişmiş değil. Zira siyasi tutuklu ve hükümlülerin kaldıkları cezaevleri ve koğuşlar açısından adli mahpuslarla zaten herhangi bir ilişkileri yoktu. Geride kalanlar daha “rahat” koğuşlarda kalıyor değiller yani. En azından siyasiler için böyle.
Hapishanelerin korona salgını nedeniyle “riskli” yerler olduğuna katılmayan, aksine, “ne güzel işte karantinada gibiler, dışarı ile temasları ziyaretler de iptal edilince hiç kalmadı” diye düşünenler var. İnsan hayret etmekten kendini alamıyor. İçerideki insanlara günde üç öğün karavana yemeği veriliyor. O yemeklerin malzemeleri içeride üretilmiyor. Mesela ekmek cezaevlerindeki fırınlarda pişmiyor.
Cezaevi kantininde satılan şeyler de “dışarıdan” geliyor neticede. Ve cezaevi dışında jandarma erleri, içinde de infaz koruma memurları görev yapıyor. Bu insanlar “mahkûm” değil. Yani içeridekilerin “dışarı” ile yegâne temasları ziyaretçileri değil. Ziyaretlerin yasaklanmasıyla “önlem” alınmış olmuyor. Aksine özgürlüklerinden mahrum edilmiş insanlara katmerli bir tecrit cezası verilmiş oluyor. Çünkü kapalı ziyaretlerde, görüşçülerinizle zaten fiziki bir temasta bulunma imkânınız yok…
Bunları kafası kötülüğe koşullu kişiler için değil şartları bilmedikleri için iyi niyetle içeridekilerin virüs karşısında daha “güvenli” olduğunu zannedenler için yazma gereği duydum.
Geçen hafta cezaevlerinde 17 mahkumda koronavirüs tespit edildiğini, üç mahkumun korona nedeniyle hayatını kaybettiğini açıklayan, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül idi.
Unutmayalım ki söz konusu olan bir salgın ve ürkütücü bir süratle bulaşıyor. Bu virüsün kapalı bir mekânda yaşamak zorunda olan insanlarda nasıl bir süratle yayılacağını kestirmek hiç kimse için zor olmasa gerek…
Bu infaz düzenlemesinin gerekçesi koronavirüs salgını ise, geride kalanlar başlarındaki jandarma ve gardiyanlarla birlikte bu salgına kurban edilecek olanlar mıdır?
Bu infaz düzenlemesini hazırlayanların umursamaya değer görmedikleri bir konu da, hasta tutuklu ve hükümlülerin durumu…
Salgının tehdit ettiği en riskli grupların başında hasta tutuklu ve hükümlüler geliyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2019 raporuna göre cezaevlerinde 458’i ağır olmak üzere 1334 hasta mahpus var.
Adli suç çeşitlerinden mahkûm olanları serbest bırakanların “devlete karşı işlenen suçlar” konusunda ne kadar kopkoyu “devletperver” olduklarını biliyoruz tabii. Hastalık söz konusu olduğunda da aynı “hassasiyetlerini” elden bırakmıyorlar; öyle ya, hasta var, “hasta” var… Mafyacı, uyuşturucu kaçakçısı bir “hasta” ile, devlete karşı “suç” işlemiş bir “hasta” bir olur mu? Olmaz!
Bitirmeden “alakasız” görünen bir haberi de paylaşmış olayım: Adalet Bakanlığı başsavcılıklara “aman dikkat” manasına gelen bir mesaj yollamış; salıverilen hırsızlar, gaspçılar, mafyacılar nedeniyle “toplumsal suçların artabileceği” endişesi taşındığı için. Neyse. Çok da telaş yapmaya gerek yok aslında; hiç değilse devlete karşı “suç” işlemeyecekler…
Bu arada CHP, AKP ve MHP’nin TBMM’den geçirdiği infaz yasasının “af düzenlemesi” olduğu gerekçesiyle “şekil yönünden” iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmaya hazırlanıyor. “Şekil” önemli. Çünkü bu fiili ayrımcı af yasasının adı dosdoğru “af” olarak konulmuş olsaydı, meclisten bu şekilde geçirilmesi mümkün olmayacak, kapsamı da bu denli dar tutulamayacaktı. CHP, ayrıca esas yönünden ikinci bir başvuru için de hazırlık yapıyor.
CHP içindeki ultraulusalcıların “Ama bize teröristleri salmak mı istiyorsunuz demezler mi?” şeklinde “kazan kaldırma” ihtimali var tabii. Ne var ki adamına göre hak-hukuk-adalet diye bir anlayışla ilkeli siyaset olmuyor, olamıyor işte…
Korona ablukası altında olduğumuz bu günler, bu ayrımcı infaz yasası ile de derin bir iz bıraktı ve unutulmayacak…
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025