Doğan AKIN
“2000’li yılların başından itibaren yaşanan süreçte üstlendiği siyasi pozisyon nedeniyle ‘Kemalist’ geleneğe bağlı medyanın eleştirileriyle karşı karşıya kalmıştır. Mesleki kariyerinin temelini ise, muhafazakâr medyanın yükselişinde ve endüstriyel gelişiminde oynadığı rol oluşturmaktadır. Yeni habercilik anlayışı, mizanpaj teknikleri ve ticari ünitelerin geliştirilmesi konusunda alışılmış kalıpların dışına çıkan isimlerin başında gelmektedir. Geleneksel medya sistemine karşı haber, reklam ve tiraj rekabetini profesyonel anlamda başlatan isimlerden biri olarak bilinmektedir. Ülkedeki sert medya rekabetinde öne çıkan isimlerden biri olan Karaalioğlu’nun, 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği referandumunun ardından ortaya attığı ‘Yeni Türkiye’ kavramı değişim sürecinin kavramsallaşmasında anahtar rol oynamıştır.”
Bu satırlar, “özgür ansiklopedi” Vikipedi’deki Mustafa Karaalioğlu maddesinin “Mesleki Kariyeri” bölümünden. Kayıtlı her kullanıcının anonim biçimde oluşturduğu Vikipedi’de ölçüsüz ikramla dolu, ısmarlanmış bir kariyer karşısındayız. Mesela en fazla İstanbul’un 350 yıllık “Yeni Cami”si kadar yeni olabilecek “Yeni Türkiye” kavramını “ortaya atmak” ve böylece “kavramsallaşmasında anahtar rol oynamak” ne demektir, bilmiyorum.
Hemen her satırı densiz bir şaka gibi sıvanan bu “kariyer”i muhatabına ihbar ederek geçelim ve halenStar/ Kanal 24 grubu İcra Kurulu Başkanı olan Karaalioğlu’nun pazartesi yayımlanan tuhaf yazısına gelelim.
“Reklam bütçeleriyle korunan eski medya düzeni” başlıklı bu yazıda; “demokrat, çok sesli ve yaratıcı medya ekolünün sisteme ağırlık koymaya başladığı, ‘yandaş’ yaftalamasının bu muazzam ağırlık karşısındaki çaresizliğin eseri olduğu, ancak geleneksel medyanın toplumsal gerçekliğe direncinin de devam ettiği” savunuluyor.
Peki, nasıl mümkün oluyor bu?
“Direnç hattı bir avuç meslek insanından ve onların bir avuç patronundan ibarettir” diyor Karaalioğlu ve asıl meseleye geliyor:
“Bir avuç da güçlü ve imanlı reklam veren var!.. Kendi medyalarına para aktarmaktan asla geri durmayan; reklam bütçelerini (...) ideolojik aidiyetlerinin emrine hasreden iş dünyası bu ittifakın ortağıdır. Böylesi ittifakların ne denli etkili olduklarını hatırlamak için, sadece (...) 28 Şubat’ı hatırlamak yeterlidir...
Tek tek üzerinde de çalışmanın zamanı geldi... Mesela neden, Yeni Türkiye’nin en çok kazanan Koç, Sabancı, P&G gibi çok değerli şirketleri hâlâ reklam bütçelerini bu ülkede hiçbir şey olmamış gibi dağıtmaya devam edebilmektedirler?..
Tiraj ve reyting paylaşımı eşitlenmiştir ama ülkenin güçlü reklamverenleri (...) eski medya düzenini korumak için bu değişimi ıskalamaktadırlar...
Türkiye’de reklam demek iktidar savaşının bir parçası olmak demektir ve (...) sokaktaki insanı da yakından ilgilendirmektedir. Artık bu adaletsiz düzeni açık ve ikna edici bir şekilde sorgulamanın zamanıdır...”
Karaalioğlu “yeni medya” diyerek, her türlü iktidara müptela eski medya düzeninin yeni efendilerinin beklentilerini tebliğ ediyor aslında.
Sahi ne kadar “yeni” bu medya? Misal, Ethem Sancak, Star ve Kanal 24’ün sahibiyken Başbakan için ne demişti (Zaman, 5 Ekim 2008), hatırlayın:
“En önemli idolüm o. Çünkü ideallerime uygun davranıyor. Kendimi çok yakın görüyorum ona... Adamın sevdalısıyım...”
Sancak, SkyTürk360’ta Murat Sabuncu ile Rauf Ateş’e medya macerasını anlatırken de (26 Şubat 2012) açık sözlüydü. “Erdoğan önderliğindeki demokratikleşme hareketinin bir parçası olarak, onu savunmak babında” medyaya girdiğini açıklıyor ve “Misyonumuz bitti, bıraktık” diyordu.
Aslında misyon bitmemişti. Zira Sancak’tan sonra Star grubunu AKP kurucusu olan ve AKP milletvekili olarak parlamentoya da giren Tevhid Karakaya satın aldı.
Yine devletin el koyduğu Sabah grubu, kamu bankalarından sağlanan 750 milyon dolar krediyleAhmet Çalık’a satıldı. Çalık Holding’i yıllardır Başbakan’ın damadı, Çalık Medya Grubu’nu da kardeşi yönetiyor.
Fotoğrafa, Star’daki başyazılarına son verilen Mehmet Altan’ın sözlerini de ekleyin; “siyasi baskıyla ilan toplanıyor, normalde ilan vermeyecek olanlar ya da iktidarın manyetik alanında olanlar mecburen ilan veriyor...”
Karaalioğlu’nun “çok sesli, demokrat, yaratıcı” ve iktidarı rahatsız edecek tek haber yayımlamayan “yeni medya ekolü”nden manzaralar böyle.
Velhasıl malum mahaldeki gazeteci milleti, hep olduğu gibi, topuk selamını sadece askere vermiyor.
Twitter: @DOGANAKINT24
Yazarlar
-
Vahap COŞKUNÇözüm Sürecinin Hukuki Mutfağı 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBu kadar “kötülük”ten “iyi” bir şey çıkar mı? 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİDağlar ve tüneller 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEAltan Öymen 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞOPERASYONLARIN ARKASINDA ABD Mİ VAR? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSuriye tiyatrosunda üçüncü perde 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR“Türk-Kürt-Arap kardeşliği” Orta Doğu’ya dönük yeni bir hamle mi, yoksa yeni toplumsal meşruiyet ara 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNVahşetin idaresi! 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTarih, milliyetçilik, muhafazakarlık 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYASelahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın Tutukluluğunun Devamı Siyasi Bir Karardır: 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa… 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018