Mücahit BİLİCİ
Eskiden insanlar başını alır, dağlara çıkardı. Şehrin gürültü dalgaları dağlara kadar çıkamaz, dağlara medeniyetin kalabalık eli yetişmezdi. Ovada veya şehirde ferman çıkaran padişaha, fermanını iade etmek de dağlar sayesinde mümkündü. Dağlar bulunamayan adres olarak ovaya posta koyabilme gücüne sahipti. Dağlar erişime direnme yerleriydi. Düzenin formatından muaf kalan müstestna yerlerdi dağlar.
Bu halleriyle her zaman dağlar bir sığınak olageldi. Düzenli ordulardan kaçanlar, eski usul eşkiyalar, çaresiz mülteciler, mazlumlar hep dağlara sığındı. Göz hizasının üstünde bulutların sis ve dumanının içinde kaybolma imkanı sağlardı dağlar. Dağların anonimliği kalabalıkta kaybolma imkanından değil tenhada kayıtdışı olma imkanından geliyordu. Dağları dumanlı yapan rakım, onlara aşağıdaki fermanlara karşı bir yükseklik ve üstünlük verirdi. Yalçın dağlar başı dik bir doğal asaleti temsil ederdi.
Dağda medeniyet kuramazdın ama medeniyete tabi olmak zorunda da kalmazdın. Kürtlerin dağlarla yakın münasebetini gözlemleyen oryantalist yorumcular Kürtlere bir atasözü icad ettiler: “No friends but the mountains”. Yani dağlardan başka dostu yok. Kürdi bir aslı olmayan bu poetik yalnızlık ifadesinin zamanla pekçok Kürt tarafından da içselleştirildiğini söyleyebiliriz. Dağlar asırlarca Kürtleri Türk ve Fars düzenli ordularının elinde telef olmaktan veya asimile olmaktan korudu. Ama aynı dağlar Kürtlerin bir araya gelip düzenli bir birlik sağlamasına da engel oldu. Yani dağların faziletleri kadar kötü tarafları da var. Dağa dair romantizm bir yere kadar doğaldır. Ancak dağ aynı zamanda bir engeldir. Mesela, dağdakinin yüzleşme lüzumu yoktur. Onun özgürlüğü vahşi bir özgürlüktür (doğadaki özgürlük). Ovadaki özgürlük ise şehirli bir özgürlüktür (medeni özgürlük).
Dağın bu politik statüsü ve devlet gücünden muafiyeti zamanla daralıp günümüzde yok oldu. Dağ dağıldı. Modern devletin artan teknolojik nüfuzu dağın erişilmezliğini eritti. Uydu ve siha teknolojileri dağları erişim ve politik rakım açısından aşağıya çekti. Gözetim teknolojilerinin yaptığı fetih çalışmaları, coğrafyanın gözeneklerine ve organik gözün ulaşmakta zorlanageldiği tüm noktalara ulaşmayı başardığı için dağ, istisna mahiyetini yitirdi.
Dağın bu itfası (söndürülmesi, sönümlenmesi) dağda kaçış ve sığınma imkanı arayan aktörlerin zorunlu şehirleşmesine yolaçtı. Mesela, dağa yaslanarak yürütülebilinen gerilla mücadelesi gibi yöntemler sürdürülemez hale geldi. Türkiye’de yarım asırlık bir silahlı mücadelenin, silahtan müzakereye geçmesi ve dağdan şehire inmesi bir boyutuyla dağın tükenmesiyle ilgilidir. Kuşkusuz ondan ibaret değildir ancak dağ artık yüzey olarak ulaşılmazlık kabiliyetini kaybetmiştir.
Günümüz dünyasında dağın irtifasını kaybedip elektronik gözlerin nezarethanesine düşmesi ile birlikte dağların sağladığı görünmezlik de bitmiştir. Peki dağ görünmezlik lüksünü tesviye ile kaybederken onun yerini ne aldı? Dağların da düz hale geldiği bugünkü düz coğrafyalardaki savaşlarda görünmezliğin yolu artık yerin altından geçiyor: Tüneller. Görünmezlikte bir rakım değişikliği yaşanıyor. Yerin üstündeki o eski görünmezlik artık münhasıran tünellerde ve yerin çok daha derinlerinde aranıyor. Tüneller çağında hem elektronik gözetimin nüfuz kabiliyeti önem kazandı hem de kullanılan silahların nüfuz kapasitesi. Son yıllardaki savaşlarda bu realitenin çeşitli yansımalarını görmek mümkün. Özetle politik olarak dağların tükendiği, görünmezliğin de yerin üstünden yerin altına indiği yeni bir çağdayız.
Yazarlar
- 
			
			Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Akif BEKİBahçeli tavır mı koydu? 31.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Bahadır ÖZGÜRSavcı ‘İngiliz casusu’ olmakla suçluyor! Yöneticisi olduğu şirkete siber güvenlik ihalesi verildi 30.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Ali BAYRAMOĞLUKürt çözümüne neden olumlu bakmalı? 30.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-1 29.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Mümtazer TÜRKÖNESiyasî casusluk suçu 29.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
- 
			
			Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025
12.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025