Doğan AKIN
Türkiye, uzun süredir tanık olmadığı görüntülere sahne oldu dün. İstanbul'dan ülkeye yayılan protestolarda on binler sokağa çıktı.
Ve yine Türkiye, çok uzun süredir tanık olduğu bir tavrı, dün bir kez daha tecrübe etti. Ana akım medya, sokaklara dökülen on binlerce insanın bu ülkenin toplumsal protesto tarihine geçirdiği görüntüleri geçiştirmeye çalıştı.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a göre, İstanbul'da Gezi Parkı'na sahip çıkmaya çalışan onbinlerce protestocu birileri tarafından kandırılmış, istismar edilmiş insanlardan oluşuyordu.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Mısır'da Hüsnü Mübarek'ten Suriye'de Beşşar Esad'a kadar“Sesine kulak ver” dediği halk, bu ülkede ses verince böyle oluyor işte; kandırılmış!
Ne düşünmüştür 17 yaşındaki o kız çocuğu, polisin 1 Mayıs'ta kafatasını kırdığı Dilan? Ne düşünmüştür, vali ve belediye başkanının “kandırılmış, istismar edilmiş insanlar” teşhisini dinlerken? Vali Mutlu'nun daha bir ay önce, öyle olmadığı halde kendisini “yasadışı örgüt üyesi bir militan” ilan etmesini; taşımadığı halde elinde molotof kokteyli olduğunu öne süren emniyetin iddialarını hatırlamış mıdır?
Mutlu ve Topbaş'ın açıklamalarından sonra, büyük bir nefretle kullanılan biber gazı ve tazyikli suya rağmen Taksim'de toplanan “kandırılmış” insanlar on binleri buldu. İstiklal Caddesi, Sıraselviler, Tarlabaşı, Cihangir, Harbiye, Osmanbey'de insan seli vardı. Helikopterler, sabahın ilk saatlerine kadar Taksim bölgesinde uçarken, cadde ve sokaklar binlerce gaz bombası kapsülüyle doldu.
Sabah saat 02:00 sıralarından itibaren, Taksim'den Kabataş, Fındıklı, Cihangir ve Gümüşsuyu bölgesine, Beylikdüzü'nden Kozyatağı'na, Küçükçekmece'den Ümraniye'ye kadar binlerce evin pencerelerinde tencere ve tavalar, borular ve ıslıklar çalındı, ışıklar sürekli yakılıp söndürüldü.
Ekranlara sızamayan bir Türkiye de var
T24'ün ofisinin de bulunduğu Sıraselviler Caddesi'nde, vakit gece yarısını geçiyorken polis aralıksız gaz bombası fırlatmayı sürdürüyordu. Her gaz taarruzunda onlarca kişi T24'ün küçük ofisine sığındı. Çoğu önlerini göremez halde ve nefes almakta zorlanarak girdiği T24'te koridora uzanıp nefes almaya çalıştı. T24 editörleri, kriz geçirmekte olan insanlara küçük terasta soluk aldırmaya, eczaneden aldığımız solüsyonlarla gözlerindeki yangını söndürmeye uğraştılar.
Peki neden?
“Bu insanlar, kandırıldılar ve istismar edildiler!”
Açıklamanız bu mu?
Size bir şey söylemeye çalışan bu insanlar, kandırıldıkları için mi gaz bombalarınıza meydan okuyor?
Kaybedecekleri para, iş, ihale korkusu eşliğinde terbiye edilen medyada anlatılandan başka bir Türkiye ihtimali mi sizi bu kadar acımasızlaştırıyor?
Demokrasiyi sandıktan ibaret sayan bir dayatmacılığın sancısını yaşıyor Türkiye. O dayatmacılığın tahammül sınırlarını giderek daralttığı bir Türkiye'den söz ediyorum.
O tahammülsüzlük, kâh kentlerine kendi doğruları peşinde sahip çıkmaya çalışan insanlara gaz bombası olarak yağıyor; kâh alkol satışı, pazarlaması ve tanıtımını sınırlandıran bir düzenlemeyi“İnancın emrine neden karşı çıkıyorsunuz” sözleriyle Başbakan'ın öfkesinde dile geliyor.
İktidar görüşünün “bütün ihtimallerin toplamı” sayıldığı demokratik bir ülke var mıdır?
Her dinden, her inançtan insanın yaşadığı, inançsızların nefret görmediği hangi demokratik ülkede bir yasal düzenleme tek inancın emirleriyle gerekçelendirilebilir?
Hangi demokratik ülkede topluma emredilebilir?
Roboski'den son olaylara kadar biliyoruz ki, emir demiri medyada kesebiliyor.
Ama topluma emredemezsiniz.
Eğin kulağınızı, Gezi Parkı direnişi bunu size söyleyecek...
Ve “Gezi Parkı isyanı sadece Gezi Parkı isyanı değildir” de diyecek!..
Twitter: @DOGANAKINT24
Yazarlar
-
Vahap COŞKUNÇözüm Sürecinin Hukuki Mutfağı 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBu kadar “kötülük”ten “iyi” bir şey çıkar mı? 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİDağlar ve tüneller 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEAltan Öymen 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞOPERASYONLARIN ARKASINDA ABD Mİ VAR? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSuriye tiyatrosunda üçüncü perde 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR“Türk-Kürt-Arap kardeşliği” Orta Doğu’ya dönük yeni bir hamle mi, yoksa yeni toplumsal meşruiyet ara 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNVahşetin idaresi! 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTarih, milliyetçilik, muhafazakarlık 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYASelahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın Tutukluluğunun Devamı Siyasi Bir Karardır: 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa… 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018