Doğan AKIN
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın, kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldıkları evlerin denetimi konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan'ı TRT ekranından açıklama yapmaya çağırmasından sonra AKP TBMM Grubu iki kez toplandı. Erdoğan, ne geçen hafta salı günü, ne de bugün toplanan grupta yaptığı uzun konuşmalarda karma evlerin denetimi konusuna girmedi.
Bu durumun ne anlama gelebileceği üzerinde düşünmeden önce süreci hatırlayalım. Zaman gazetesi, 4 Kasım Pazartesi günü verdiği kulis haberinde, Erdoğan'ın AKP'nin Kızılcahamam'daki basına kapalı toplantısında, kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldıkları evlerin denetimi konusunda talimat verdiğini duyurdu. Aynı gün toplanan Bakanlar Kurulu'ndan sonra Hükümet Sözcüsü olarak açıklama yapan Arınç, haberin "asparagas" olduğunu söyledi, ayrıca "böyle bir yetkilerinin bulunmadığının" altını çizdi.
Ancak haberi yalanlayan Başbakan Yardımcısı'nı da Başbakan'ın kendisi yalanladı. Erdoğan, hem Arınç'ın yalanlama yaptığı pazartesi akşamından yaklaşık 12 saat sonra toplanan AKP Grubu'nda, hem Esenboğa Havalimanı'nda, hem de Finlandiya ziyareti sırasında "kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldıkları evlerin denetleneceğini, karma evlere anne-babaların kahir ekseriyetinin izin vermeyeceğini, buralarda yaşanan hayatın gayrimeşru olduğunu" söyledi. Arınç haber için "asparagas" derken Erdoğan peş peşe açıklamalarla bunları söylemiş, "konuştuğunu inkâr etme anlayışına sahip bir siyasetçi olmadığını" da eklemişti.
Arınç'tan Erdoğan'a usul ve esas itirazı
Erdoğan tarafından yalanlanan ve zor durumda kalan Arınç, beklediği "düzeltme" açıklaması gelmeyince 8 Kasım Cuma günü, Avrupa Konseyi Medya ve Bilgi Toplumundan Sorumlu Bakanlar toplantısına katılmak üzere gittiği Belgrad'da TRT Türk kamerasının karşısına geçti ve "birilerinin kum torbası olmadığını, aralarındaki çelişkiyi sorumlusu olarak Başbakan'ın izah etmesini" istedi.
Ancak Arınç'ın cevabı, sadece çelişkinin giderilmesinden ibaret değildi. "Kiracı ile ev sahibi anlaşmışsa kendilerinin karışamayacağını, özel hayatlara müdahale edemeyeceklerini" belirten Arınç, Erdoğan'a "esas"ta da karşı çıkıyor, ardından "Başbakan'ın geleceğe yönelik vaatlerde bulunabileceğini, ancak bu konuların Bakanlar Kurulu'nda konuşulmadığını" vurgulayarak Başbakan'a "tek adam" göndermesi yapıyordu. "Ben sadece bir bakan değilim" eklemesi de yapan Arınç, AKP'yi kuran çekirdek kadroda yer alan önemli bir isim olarak özgül bir ağırlığı bulunduğunu hatırlatıyordu.
Erdoğan, bu çıkışa, aynı gün, yani 8 Kasım Cuma günü Polonya'dan Türkiye'ye dönerken "Arınç'la görüşmediğini, ancak medya aracılığıyla konuşmayacağını" belirterek cevap verdi.
Araya, gergin ifadelerle katılınan 10 Kasım törenleri girdi. Nihayet Erdoğan, 12 Kasım Salı günü toplanan AKP TBMM Grubu'nda konuştu ve "meseleleri aralarında konuşarak çözeceklerini, kimsenin düşmanları sevindirmemesini" istedi. Ancak bu konuşmada Erdoğan, kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldıkları evlerin denetimi konusuna değinmedi. Ardından Erdoğan'ın Arınç'ı Diyarbakır'a davet ettiğini ve burada elele poz verdiklerini biliyoruz. Nihayet Arınç, dün toplanan Bakanlar Kurulu'ndan sonra, "Başbakan'la gayet güzel konuştuklarını, görevinin başında olduğunu" açıkladı.
Bu açıklamanın ardından bugün AKP TBMM Grubu yine toplandı ve Erdoğan, Arınç krizinin ardından gelen ikinci toplantıda da karma evlerin denetimi meselesine girmedi.
Sadece Arınç'a gösterilebilecek bir tahammül
Her aşamasında ilan edilen veya kendisini hissettiren ayrı sonuçlar doğurduğuna tanık olduğumuz bu sürece baktığımızda neler görüyoruz? Şöyle sıralayabiliriz:
- Arınç'ın çıkışı, 11 yıllık AKP iktidarının kameralar önünde cereyan eden en önemli kriziydi. İlk kez bir hükümet üyesi, daha önce "konuşan bakanı kapının önüne koyarım" diyen Başbakan'a, üstelik devlet televizyonundan rest çekmişti.
- Başbakan, hem "düşmanları sevindirme, medya önünde konuşma" mesajlarıyla eleştirdi Arınç'ı, ama hem de başka hiçbir hükümet üyesi için göstermeyeceği tahammülü Arınç'a gösterdi. Arınç dışında bir hükümet üyesinin benzer bir tavır sergilemesi durumunda bakanlıktan azledilmesi yüksek bir ihtimal olurdu.
- Bülent Arınç'ı, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin tarihi nitelikteki ziyareti vesilesiyle Diyarbakır'a çağıran Erdoğan, elele poz verdi. Böylece, peş peşe üç seçim yaşanacak zorlu bir sürece girilirken AKP'nin zirvesinde, dolayısıyla seçmen tabanında büyüyebilecek bir çatlağı sıvadı. Erdoğan, AKP'nin kurulduğu 2001'den beri geçen 12 yılda olduğu gibi, önemli bir sorunu daha kendi içinde çözme becerisini göstermiş bulunuyor.
Arınç etkili oldu mu, geri adım mı attı?
- Ancak, "Görevimin başındayım" diyen Arınç'ın Erdoğan'a karşı geri adım attığını düşünmek, gerçeğin bütün boyutlarını kapsamaz. Zira Erdoğan, "tek adam" göndermesi de içeren bu süreçte, karma evlerin denetimi meselesini bir daha gündeme getirmedi. Aslında bunun ilk işaretini Arınç'ın çıkışının hemen ardından Polonya'da vermişti Erdoğan. Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'nın 14 Kasım Perşembe günü köşesine yansıttığı sohbete göre, Erdoğan daha birkaç gün önce "gayrimeşru" ilan ettiği karma evler için Arınç'ın çıkışının ardından, Polonya'da, "isteyen istediğiyle kalır. Ancak biz ailelerden gelen taleplere uyacağız" sözleriyle bir manevra yapmıştı. Dönüşünden sonraki grup toplantılarında da bu konuya bir daha girmeyip, parti içini de karıştıran tavrını terk ederek yeni pozisyonunu sürdürdü.
- Hükümetin diğer üyeleri ve parti temsilcileri "Başbakan terör ve fuhuş evlerini demek istedi" benzeri sözlerle karma evleri "gayrimeşru" hayat alanı ilan eden Başbakan'a AKP-Hükümet cenahından sadece Bülent Arınç "Böyle bir yetkimiz yok. Ev sahibiyle kiracı anlaşmışsa biz karışamayız. Özel hayatlara müdahale edemeyiz" görüşüyle karşı çıkabildi. Başbakan'ın kendisine itirazları algılamakta adeta körleşen radarları Arınç'ın çıkışını algılamış görünüyor. Bu durum, Arınç'ın partide ve tabandaki özgül ağırlığından, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte AKP'nin yakın geleceğinde alınacak kararlarda etkili olabilecek birkaç isim arasında bulunmasından kaynaklanıyor. Seçim maratonunda yüzde 50'lere oynayan AKP'nin lideri olarak Erdoğan da, Arınç krizini en rasyonel formül ve en yüksek süratle durdurmuş bulunuyor.
- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, daha iki hafta önce dile getirdiği "AKP'yi birlikte kurduk, Türkiye'yi birlikte dönüştürdük" sözlerini de hatırlatarak noktalayalım. Ulaşılan noktanın, AKP'nin zirvesinde yeni bir mutabakatın işaretlerini verdiğini söyleyebiliriz. Her ne kadar partinin başarısındaki en büyük paya sahip olsa da, Erdoğan'a, sürekli tek başınahareket etmesinin en yakınındaki yol arkadaşlarına bile rahatsızlık verdiğini gösteren bir sürecin ardından ihtiyaç haline gelen yeni bir mutabakat...
- Başlıktaki soruya dönersek; evet, kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldıkları evlerin denetimi projesi rafa kaldırılmış görünüyor.
Twitter: @DOGANAKINT24
Yazarlar
-
Vahap COŞKUNÇözüm Sürecinin Hukuki Mutfağı 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBu kadar “kötülük”ten “iyi” bir şey çıkar mı? 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİDağlar ve tüneller 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEAltan Öymen 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞOPERASYONLARIN ARKASINDA ABD Mİ VAR? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSuriye tiyatrosunda üçüncü perde 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR“Türk-Kürt-Arap kardeşliği” Orta Doğu’ya dönük yeni bir hamle mi, yoksa yeni toplumsal meşruiyet ara 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNVahşetin idaresi! 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTarih, milliyetçilik, muhafazakarlık 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYASelahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın Tutukluluğunun Devamı Siyasi Bir Karardır: 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa… 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018