Doğan AKIN
Siyasi partilerin, iç işleyişi düzenleyen "tüzük" dışındaki temel belgesi "program"dır. Siyasi Partiler Kanunu'na göre, partilerin merkez organları programa uymakla yükümlüdür.
Parti programları, bu yasal yükümlülüğün üzerinde siyasi bir ağırlık taşır. Zira, partiler oyunu istedikleri seçmene bu programlarla "söz" verirler. Türkiye'deki gelenek aksi yönde, ancak parti programları dikkatle takip edilmesi gereken belgelerdir.
Bu köşede daha önce "AKP iktidarının AKP Programı'yla imtihanı" , "AK Parti Programı ne diyor, AKP'nin anayasa paketinde ne var?", "Bugün grev yasaklayan imzalar, dün hangi sözlerin altına atılmıştı ...", "Gezi Parkı eylemleri suçsa, AK Parti Programı o suçun delili sayılır!", "Erdoğan, medya için ne söz verdi, ne yaptı?" başlıklı yazılar yayımlandı.
Bu yazılarda Erdoğan ve hükümetinin genel olarak demokrasi açığı tartışmalarındaki tavrı; özel olarak ifade ve medya özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, grev hakkı ve yeni anayasa yaklaşımları konularındaki icraatı, AK Parti Programı'nda halka verilen sözlerle karşılaştırılıyordu.
AK Parti Programı'nı bu kez de, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını içeren operasyonun ardından Erdoğan'ın tavrı ve hükümetin icraatı üzerinden okudum.
Malum, Erdoğan, dört bakanı ile üç bakan çocuğunun da adı geçen yolsuzluk soruşturması için "kirli operasyon, ihanet, yolsuzluk kılıfı altında hükümetimizi hedef alıyorlar" gibi bir söylem tutturdu, emniyette eşi görülmemiş bir görevden alma dalgası gerçekleştirdi, savcı ve polisi suçladı, nihayet yargının talimatıyla operasyon yürüten kolluk güçlerini amirlerine bilgi vermeye zorlayan yönetmelik değişikliğine gitti. Bütün bu süreçte, adı geçen bakanların hiçbiri görevden alınmadı veya istifa olmadı.
Sizi, sözü daha fazla uzatmadan; 14 Ağustos 2001'de kurulan ve 3 Kasım 2002'de iktidara gelen AKP'nin kamuoyuna taahhütlerini içeren "AK Parti Programı"nda yolsuzluklara, adli kolluğa, yargıya ve kuvvetler ayrılığına ilişkin olarak verdiği sözlerle başbaşa bırakıyorum. Yolsuzluk soruşturması üzerine Başbakan'ın öfke içide söylediklerini ve icraatını unutmadan okuyun, bakın bakalım AKP, parti programında kendisini eleştirenlere hiç söz bırakmış mı:
'Yolsuzluk ve despotluk en yoğun mücadele alanımız'
- Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır."
- Kamusal yaşamın her alanında tam şeffaflık ve hesap verme anlayışını hakim kılacak (...) bir siyasi program takdim ediyoruz."
- Siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır,
- Siyaset bir rant aracı görüntüsünden kurtarılacaktır,
- Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgi ve denetimine sunulacaktır.
- Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacak; dokunulmazlık, tüm kamu görevlilerinin yargılanabilmeleri önündeki engeller ve ayrıcalıklarla birlikte ele alınacak ve milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerine inhisar ettirilecektir.
'Kuvvetler ayrımı uygulanacak, yargıç güvencesi korunacak'
- Yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ilişkiler açık, net ve anlaşılabilir bir biçimde belirtilecektir.
- Kuvvetler ayrımı ilkesi hassasiyetle uygulanacaktır. Yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında ve denge denetim sağlanacaktır.
- Kurallara uymama alışkanlığı ortadan kaldırılacak, kayıt dışılık her alanda önlenecek, kanunlar ve kurallar konuldukları amaç doğrultusunda uygulanacak ve bunların kalitesi evrensel standartlara kavuşturulacaktır.
- Yargıç tarafsızlığı ve yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanacak, yargıç güvenceleri korunacaktır.
- Yargıçların; örgütlü suçlar, haksız rekabet, döviz işlemleri, sigortacılık, kara para aklama ve sermaye piyasası suçları gibi alanlarda uzmanlaşmaları sağlanacaktır.
Programın 'Yolsuzluklarla Mücadele' bölümünden
'Kamu gücüyle yapılan yolsuzlukla öncelikli'
- Ülkemiz son yıllarda siyasi iktidarın kötüye kullanılmasından kaynaklanan bir yolsuzluklar kıskacına girmiştir. Her geçen yıl kamu yönetimindeki yolsuzlukların hacmi daha da artmaktadır. Kamu gücünün kötüye kullanılması sonucu ortaya çıkan yolsuzluklar başta olmak üzere, her türlü yolsuzlukla mücadele partimizin öncelikli politikaları arasında olacaktır.
Partimiz bu amaçla aşağıdaki politikaları izleyecektir:
- Yolsuzluklarla mücadele için kapsamlı bir program hazırlanıp derhal uygulamaya konulacaktır. Kamu yönetiminde şeffaflık ve ihale mevzuatının yeniden düzenlenmesi bu program çerçevesinde ele alınacaktır.
- Yolsuzlukların önlenmesi, tespiti ve soruşturulmasında görev alacak tüm kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlayacak bir birim kurulacak, bu birim yolsuzluklara karşı oluşturulacak politikaların ve alınacak önlemlerin koordinasyonunu sağlayacak, yolsuzluklarla mücadele stratejisini sürekli izlemeye alacaktır.
- Yolsuzluklarla mücadele alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin yolsuzluk denetimine katılmaları sağlanacak, sivil toplum örgütlerinin bu alanda yapacakları çalışmalardan doğrudan ve hızlı bir biçimde yararlanılacaktır.
- Yolsuzluk yapılma ihtimali yüksek kamu yönetimi alanlarında çalışacak personelin belirlenmesinde özel kriterler getirilecek, bu personelin denetimi de özel bir usule tabi tutulacaktır.
'Savcılıkların yetkisi artırılacak'
- Kamu Yönetimi’ndeki yolsuzluklarla mücadele için ilgili başsavcılıkların yetkileri artırılacaktır.
- Tüm kurum ve kuruluşlarda yolsuzlukları izlemek üzere özel birimler kurulacaktır. Bu iç denetimin yanında bağımsız dış denetim kurumlarından da yararlanılacaktır. Yolsuzluk bu birimlerce tespit edildiğinde sorun derhal uzman savcılıklara havale edilecektir.
- Maliye Bakanlığı kamu görevlileri tarafından yapılan mal bildirimlerinin doğruluğunu araştıracak bir sistem oluşturacaktır.
- Yürürlükteki anayasanın parlamentoya verdiği Sayıştay’a denetim yaptırma yetkisi kanuni düzenlemeye kavuşturulacaktır.
'Adli kolluk kurulacak'
- Kolluk kuvvetlerindeki uyum ve hiyerarşiyi bozmamak kaydıyla, adli kolluk kurulacaktır.
- Türkiye’nin, Avrupa Konseyi çerçevesinde oluşturulan “Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu”na (GRECO) iştiraki gerçekleştirilecek, Konsey tarafından hazırlanan ve henüz Türkiye’nin imzalamadığı, “Yolsuzluklar Hakkında Ceza Hukuku Sözleşmesi” ile “Yolsuzluklar Hakkında Medeni Hukuk Sözleşmesi” vakit geçirilmeden imzalanıp onaylanacaktır. Yolsuzlukların önlenmesi için uluslararası işbirliğine önem verilecektir.
- Kamu yönetiminde şeffaflık, hesap verme sorumluluğu ve öngörülebilirlik, yönetimin her alan ve kademesine yerleştirilmelidir.
- Haklı zayıfları, haksız güçlülere karşı korumak, vazgeçilmez prensiplerimizden biridir. Bu nedenle programımız, bir kısım veya kesimin huzur ve mutluluğunu değil, herkesin huzur ve mutluluğunu sağlamayı hedeflemektedir.
Twitter: @DOGANAKINT24
http://t24.com.tr/yazi/erdogan-akp-programinda-yolsuzluk-icin-hangi-sozleri-vermisti/8126
Yazarlar
-
Vahap COŞKUNÇözüm Sürecinin Hukuki Mutfağı 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBu kadar “kötülük”ten “iyi” bir şey çıkar mı? 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİDağlar ve tüneller 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEAltan Öymen 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞOPERASYONLARIN ARKASINDA ABD Mİ VAR? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSuriye tiyatrosunda üçüncü perde 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR“Türk-Kürt-Arap kardeşliği” Orta Doğu’ya dönük yeni bir hamle mi, yoksa yeni toplumsal meşruiyet ara 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNVahşetin idaresi! 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTarih, milliyetçilik, muhafazakarlık 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYASelahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın Tutukluluğunun Devamı Siyasi Bir Karardır: 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa… 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018