Erol KATIRCIOĞLU
Yazıya oturduğumda aklımda medyada yazı yazan, dünya görüşleriyle savundukları arasında mesafeler olan yazarlar üzerine bazı düşüncelerimi yazmak vardı. Fakat aldığım bir haber üzerine Suruç’taki vahşeti TV’lerden izleyince öyle bir konuyu yazmak elimden gelmedi. Onlarca genç insanın ölümüyle sonuçlanmış bu eylemin, içinde bulunduğumuz günlerin havası ve son günlerdeki benzer eylemleri düşününce ileriye dönük neler ima ettiği üzerine yazmak daha önemli geldi.
Öncelikle şunu belirtmekte yarar vardır ki bu katliam, seçim sırasında Diyarbakır’da HDP mitinginde dört kişinin ölümü ve onlarca kişinin yaralanmasına yol açan olayın bir devamı gibi duruyor. Her ikisiyle ilgili olarak IŞİD gösteriliyor olsa bile insan bizim devletin de bir biçimde bu işlerin içinde olduğunu düşünüyor. Bu lafı öylesine “devlet karşıtı” bir laf olsun diye söylemiyorum. Yıllar içinde her ne kadar “faili meçhul” desek de devlette görev yapmış kişilerin bizzat söylediklerinden anladığımız, binlerce kişinin ölümü, yüzlerce köyün yakılması ve binlerce insanın göçe zorlanması hep “devlet iradesiyle”, yani “devlet kararıyla” olmuş. Böyle bir arkaplan üzerinden bu olayları yeniden düşündüğümüzde, bu katliamların arkasında yine devletin olma olasılığının altını çizmek hiç de abartı sayılmamalıdır.
Zaten bir yerden baktığınızda konu Kürtler olunca IŞİD ile devletin (en azından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın) çıkarlarının ya da isteklerinin benzer olduğu ortada. Özellikle cumhurbaşkanının; son günlerdeki Kürt kantonlarının koalisyon güçlerinin de bilgisi dahilinde birleştirilmesine yönelik çabalar karşısında ‘Bedeli ne olursa olsun Suriye’de yeni bir devlet kurulmasına izin vermeyeceğiz’ çıkışı, IŞİD’in de arzu ettiği bir düşünceyi ifade etmiyor muydu? Onlar da Kürtlerin herhangi bir biçimde Suriye topraklarındaki varlıklarından rahatsız değiller miydi? Özellikle Kobanê yenilgisinden sonra...
Şu andaki siyaset yapısı Türkiye’yi gerçekten bir uçuruma doğru sürüklüyor. Parlamenter bir sistem olmasına rağmen, bizdeki ucube cumhurbaşkanlığı tartışmalarından sonra çıkarılmış cumhurbaşkanının seçimle iş başına gelmesi saçmalığı, Erdoğan gibi bir kişilikle birleşince iki başlı bir sistem üretti. Erdoğan’ın partisi tek başına iktidara gelmiş olsaydı belki bugünkü kaotik durum olmazdı ama öyle de olmayınca Türkiye’de bugün, muhtemelen yarın da bu iki başlı yönetim varlığını sürdürecek gibi gözüküyor. Çünkü böyle bir sistem bugün bir koalisyon üretse bile bu koalisyonun yüzde 52 oy almış olan bir cumhurbaşkanıyla yarın bir vesileyle karşı karşıya gelmesi bence kaçınılmaz.
Son günlerde çözüm süreciyle ilgili söylediklerinden, HDP yorumlarından ve giderek “Neden bu ülkenin vatandaşı olmaktan rahatsızsınız?” gibi sorularından anlaşılan cumhurbaşkanının zihniyet dünyası, fabrika ayarlarına dönmüş durumda. Yani “Bütün milliyetçilikleri ayaklarımın altına aldım” noktasından yeniden Türk-İslam milliyetçiliği noktasına...
Kürt siyasi hareketinin ve de içinde yüz binlerce Türk ya da başka etnik kökenli insanların da yer aldığı HDP’nin Türkiyelileşme siyaseti genişlerken, bir başka ifadeyle Kürt siyaseti kimlik siyasetinin dışına çıkmaya yönelmişken, AKP’nin yeniden Türk-İslam milliyetçisi bir kimlik siyasetine yönelmiş olmasını iyi değerlendirmek gerekiyor.
İslamcılar değişiyor diye yollara düşenlerin, bu değişimde bir devrim arayanların AKP’nin geldiği bu Türk-İslam milliyetçisi siyasete dönüşü bize anlatmaları gerekiyor.
Bekliyoruz...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025