Erol KATIRCIOĞLU
Benim önerdiğim ve dünyadaki bütün çatışma sonrası kullanılan “Yüzleşme ve Hakikat Komisyonu” gibi bir komisyonun kurulması iktidarın doğrudan isteyeceği bir komisyon gibi bana gelmiyor. Çünkü onların derdi yine “Büyük ve güçlü Türk devleti!”. Bunu da kimseyle paylaşmak istemiyorlar.
Son günlerin en önemli tartışması Devlet Bahçeli’nin kapalı bir toplantıda söylediği iddia edilen “Cumhurbaşkanının iki yardımcısından biri Kürt, diğeri Alevi olsun," ifadesi. Tabii bu ifade AKP’nin “Terörsüz Türkiye”, DEM Partinin is “Barış ve Demokratik Toplum” hedefinin nasıl bir planlamayla ilerleyeceğine dair var olan belirsizlik nedeniyle ilgi çekti. Silahların bırakılmasından sonra nasıl bir barış süreci takip edilecek ve sonuçta nasıl bir toplumsal yönetim oluşacak soruları henüz cevabı verilmiş sorular olmadıkları gibi üzerine pek de düşünülmediklerinden Bahçeli’nin önerisi birdenbire ilgi çekti. “Cumhurbaşkanının iki yardımcısından biri Kürt, diğeri Alevi olsun!". İyi de…
Kimileri ki genellikle kendilerini “Kemalist” olarak tanımlayan, aslında arka planda “milliyetçi” ya da “ulusalcı” olan kesimlerdi, bunlar hemen itirazda bulundular. “Bu Lübnan modelidir, bize uymaz!” dediler. Evet böyle bir model, varolan çok-kimlikli toplum yapısının yönetiminde kullanılan bir modeldir. Ama açıktır ki makamların kimliklere göre dağıtılması ciddi sorunlara gebedir. Hele hele bizdeki gibi kimlikler arasında uzun geçmişleri olan farklılıklar arasında böyle bir yönetim modeli sorunları aşmada bence de etkili olabilecek bir yöntem değildir.
Ama bence Türkiye’nin bu meseleleri konuşması için çok erken. Erken çünkü gerek Türk-Kürt ve gerekse Alevi-Sünni gibi ayırımları aşıp, herkesin kendini içinde hissedebileceği bir “biz” duygusu üretmek başka şeyleri de içermesi gerekiyor. (Tabii bence bu çerçeveye Ermeni-Türk meselesini de dahil etmek gerekiyor. Her ne kadar Türkiye’de yaşayan Ermenilerin sayıları azalmış olsa da onlar da buralı bir halktır).
Bunların başında da bu birbirlerine düşmanlaştırılmış kesimler arasında oluşmuş “güvensizlik” duygusunu aşmak için yapılması gerekenler var. Bu da bir “Yüzleşme ve Hakikat Komisyonu”nun kurulması şeklinde olabilir. Bu komisyon geçmişte devletin azınlıklara yaptığı her türlü baskıyı masaya yatırmalı, Erdoğan’ın geçenlerde yaptığı konuşmasında altını çizdiği gibi, “Beyaz Toroslar, faili meçhuller, köy yakmalar, Diyarbakır cezaevi” gibi konular orada tartışılmalı ve bence devlet de bunlardan dolayı toplumdan özür dilemelidir.
Böyle bir tartışmadan geçmeyen kimlik mensupları birbirlerini affetmiş olamazlar ve sorunlar çözüldü gibi gelir ama bugüne dek olduğu gibi aslında alttan alta varlıklarına devam etmiş olurlar. Onun için de bu tür bir komisyon öncelikli olarak kurulması gereken bir komisyondur.
Ama doğrusu iktidarın attığı bu adım tarihi önemdedir ve olumludur ama bu adımın arka planında gerek MHP’nin ve gerekse AKP’nin Türkiye’de demokrasinin yükseltilmesi gibi bir amaç taşıdıkları da kuşkuludur. Erdoğan’ın son yaptığı önemli konuşmada “ümmet” meselesine yaptığı vurgu ile Bahçeli’nin önerdiği söylenen “Cumhurbaşkanının iki yardımcısından biri Kürt, diğeri Alevi olsun" ifadesi, her ikisi de demokrasiden çok Kürt sorununu çözmek için Mustafa Kemal’in ulus-devlet modelinin bir adım gerisine giderek “ne yapalım görüyorsunuz Cumhuriyet yanlış kurulmuş bir projedir, biz de onu tamamlıyoruz” demek istiyor gibiler.
Dolayısıyla burada benim önerdiğim ve dünyadaki bütün çatışma sonrası kullanılan “Yüzleşme ve Hakikat Komisyonu” gibi bir komisyonun kurulması iktidarın doğrudan isteyeceği bir komisyon gibi bana gelmiyor. Çünkü onların derdi yine “Büyük ve güçlü Türk devleti!”. Bunu da kimseyle paylaşmak istemiyorlar.
İşte burada siyasete ve siyasetçilere ciddi bir görev düşüyor. Kurulacak olan “Terörsüz Türkiye Komisyonu”nda (adı böyle mi olacak bilmiyorum) iktidarın daha demokratik bir Türkiye için ikna edilmesi ve bu yönde kararlar alınmasını sağlamaları gerekiyor.
Bakalım bunu yapabilecekler mi?
Yazarlar
-
Murat SevinçMarx, YouTube kanalı açacakmış, kesin bilgi… 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSuriye’nin kimlik krizi ve İslamcı hibritizm 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci bozulmaz, bozulamaz 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZİktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİCHP'siz Türkiye nasıl şahlanıyor görün 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTemeldeki sorun 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSiyasi yargı maceralarının bedelini kim ödüyor? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHayra alamet şeyler değil 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayKilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci3 yıllık OVP 3 günde bitti 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİktidar çıkış yolunu siyaset içinde bulmak zorunda 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBaba ocağına polis kordonuyla giren evlat! 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENereye gidiyoruz? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMahkemelere çağrı! Bütün seçimleri iptal edin ve bizi bu eziyetten kurtarın 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSavcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı? 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 70 yıl öncenin 6-7 Eylül komünist avı... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBeklentiler ve gerçekler… 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.09.2025
26.08.2025
12.08.2025
6.08.2025
29.07.2025
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025