Fehmi KORU
Bugün 2024 yılının son günü, sizin bu satırları okumanız üzerinden 24 saat bile geçmeden yeni bir yıla girilecek. Yılın bu son yazısına başlarken, geride bıraktığımız yılların paradigmalarının tekrarlandığını fark etmek, insana ‘Sisifos’ hissi veriyor.
Yunan mitolojisinde, Sisifos, devasa bir kayayı yüksek bir tepenin zirvesine çıkarmakla Tanrı/lar tarafından cezalandırılmış bir kral olarak tasvir edilir. Kayayı sırtlanarak günün sonunda en tepeye çıkarmayı başaran Sisifos, emeğinin sıfırlandığını aynı kayanın aşağıya yuvarlandığını görünce fark eder.
Her gün aynı eylemi tekrarlar durur Sisifos.
Ülkemiz siyaseti açısından durum pek farklı değil. Pek çok hayati önemde konu, efsanedeki cezası bir türlü bitmeyen Sisifos’un başına geldiği gibi, sürekli sürüncemede kaldığı için sıkça tekrarlanıyor.
‘Kürt sorununa çözüm arayışı’ o konulardan biri.
Ne zaman çözüm ufukta görünse bir süre sonra yeniden en başa dönülüyor.
Çözümsüzlük sanki bu sorunun kaderi.
Etraf ve şartlar değişiyor, fakat durum değişmiyor.
Bugünlerde yaşananlar 2013-2015 arasında yaşananların bir tekrarı gibi görünüyorsa, bundandır.
İleride, sözgelimi 10-15 yıl sonra, o günün gözlemcileri bugünleri hatırlayarak benzer hislere sahip olabilirler.
Endişem bu.
On yıl kadar önce, Abdullah Öcalan, aynen şu günlerde olduğu gibi, gündemin ilk sıralarında yer alıyordu. Milletvekilleri mahkumiyet günlerini geçirmekte olduğu İmralı adasında kendisini ziyaret ediyor ve aldıkları mesajları hiç çekinmeden paylaşabiliyorlardı.
Kalabalıkların katıldığı mitinglerde kitlelere iletiliyordu mesajları…
Adını anarken kınayıcı sıfatlar kullanılması gerekmiyordu.
DEM Parti’nin iki önemli ismi -Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder- Öcalan’la İmralı’da yeniden saatler geçirdiler ve görüşmelerinin özetini kamuoyu ile paylaştılar.
Mesaj, medyamız tarafından kitlelere aktarıldı.
Öcalan’a ait görüşleri aktaranlar hakkında hukuki süreç başlatılmadı.
Kınayıcı sıfatlar bir yana adını ağzına alanlar kendisinden ‘Sayın Öcalan’ diye söz etmekte herhangi bir sakınca görmüyorlar.
Vaktiyle aynı saygı sözcüklerini kullananlara cezaevi yolu açılıyordu oysa.
Hatta konu devletin önemli isimlerine soru olarak yöneltildiğinde, temaslardan geleceğe dönük parlak ufuklar manzarası çizilebiliyor.
Şu cümlede olduğu gibi: “Sayın Bahçeli'nin perspektifi çok açık. Terösüz ve huzurlu bir Türkiye. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonu da biliyorsunuz. En önemli unsurlarından biri 'Türkiye Yüzyılı, huzurun yüzyılı olacaktı' başlığı.”
Cümlelerin sahibi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz.
Aslında bu gelişmede şaşılacak bir yön yok; esas şaşılacak gelişme birkaç ay önce Meclis’te yaşandı. Meclis’in yeni yasama yılına başladığı 1 Ekim günü, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına gidip eş-başkanlarla tokalaştığı gün…
MHP lideri, partisinin grup toplantılarında* Öcalan’dan beklentilerini en yükseğe koyan ifadeler sarf etti. Meclis’e gelip DEM Parti grup toplantısında Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunmasını isteyerek…
Ülkede, 12 Eylül (1980) askeri müdahalesi ardından varlığını Öcalan’ın başında bulunduğu örgütün terör eylemleriyle hatırlatan ‘Kürt sorunu’, bir kez daha, böylece ülke gündemine ‘çözüm arayışı’ olarak girmiş oldu.
Turgut Özal’ın, cumhurbaşkanlığının son iki yılında benzer bir arayış içerisine girdiğini ve vefatı öncesindeki Orta Asya ziyaretinde, dar bir çevrede gerçekleşen sohbette, sorunun çözümü için ‘risk almaya’ hazır olduğunu duyurduğunu hatırlıyoruz.
Arayış Özal’ın vefatıyla sekteye uğramıştı.
Taşı yeniden zirveye taşıma görevi 2013-2015 döneminde bir kez daha üstlenildi.
Ha oldu ha olacak umudu siyasi mülahazalarla o zaman da yarıda kesildi.
Sisifos, tepeden baktığında, biraz önce terler akıtarak taşıdığı devasa kayanın büyük gürültüler kopararak aşağılara yuvarlandığını görüyordu mitolojiye göre…
50 yılın yaşanmışlıklarına bakarak, ben de, Sisifos ile aynı hisse kapılıyorum.
Bir yandan da, “Acaba bu kez kaya taşındığı yerde duracak mı?” diye hayal kurmaktan kendimi alamıyorum.
“Çözüm için şartlar bu kez daha elverişli” deniliyor. “Süreci şimdilerde MHP, daha doğrusu Devlet Bahçeli başlattı” deniliyor. “Mehmet Uçum bile heyecanlı” deniliyor.
Umarım beklendiği gibi gelişir süreç.
Bu da benim yeni yıl dileğim olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025