Fehmi KORU
”Onlarca yıl geçer de hiç bir şey olmaz, öyle bir hafta olur ki onlarca yıl içine sığar” demiş Lenin…
Birbiri ardına pek çok önemli olay yaşayan, daha referandumdan ”Avrupa Birliği’nden ayrılalım” sonucu çıkmasını hazmedemeden, Muhafazakâr Parti’de liderlik yarışının başlamasına, İşçi Partisi’nde mevcut başkanın liderliğinin sorgulanmasına alışmaları gereken İngilizler, şimdilerde Tony Blair’in uluslararası mahkemelerden birinin önüne çıkmasını getirebilecek ‘Chilcot Raporu’ sürpriziyle karşılaştılar ya…
İngiliz meslekdaş Lenin’in bu sözünü hatırlamış…
Okuyunca, ”Ya biz, ya biz” diye bağırmışım.
Lenin galiba bizim halimizi çok önceden görmüş…
18 ayda iktidar partisi genel başkanını ve başbakanı değiştirdik… Şimdi de kimi 6 yıllık, kimi biraz daha yenice ama hepsi çok daha uzun yıllar etkilerini üzerimizde hissedeceğimiz görüntüsü veren uluslararası sorunlarımızı geride bırakma yolundayız…
‘One minute’ ve Mavi Marmara üzerine edilmiş klasörlerce sözü bir kenara itip İsrail ile yeniden yakınlaştık…
”Gelsinler, bir daha sınırımıza tecavüz etsinler, yeniden düşürürüz” diye esip gürlediğimiz, jetini düşürdüğümüz için aramız bozulmuş Rusya ile mektuplar teatisi işe yaradı; ilişkiler yeniden düze çıkacak görüntüsü veriyor… Tarifeli uçaklar bir hafta öncesine kadar ”Gitmeyin” talimatıyla Türkiye’den uzak kalmış Ruslar’ı Antalya’ya taşıyıp duruyor…
Şimdi sıranın Mısır’a ve Suriye’ye geldiği söyleniyor. Başbakan Binali Yıldırım söylentilerin gerçeğe dönüşeceği izlenimi veren açıklamalar yapıyor.
Gösterilerde hayatını kaybeden ve ardından gözyaşı döktüğümüz Mısırlı genç kız da mazide kalacak demek ki… Tabii, sürekli baş parmağımızı içine büküp diğer 4 parmağımızla yaptığımız ‘Râbia’ işareti de…
Suriye’deki içsavaştan kaçıp gelenlere vatandaşlık yemini ettirip onları kaçmaya zorlayan Esad’la ve Baas rejimiyle yeniden ilişki kuracağız… Son beklenti bu yolda.
Gerçekleşenler ve gerçekleşmesi beklenenlere bakıp da Lenin’e hak vermemek mümkün mü?
Bayram vesilesiyle yollardayım ve her nerede nefes alacak kadar durmuşsak, orada farklı birilerinin hep aynı sorusuna muhatabım. ”Ne oluyor?” diye soruyorlar ve soruya eşlik etmek üzere yukarıda saydığım gelişmenin unsurlarını birbiri ardında sıralıyorlar.
Zihinler karışık.
Karışık zihin ‘komplolar’ üretir…
İngiltere’de yaşanan, bir ay önce ”Böyle olacak” denilse kimsenin inanmayacağı, ama şimdilerde gerçekleşmiş gelişmeler üzerine ”Bu işin arkasında bir iş var” kuşkuculuğu sergilemiş henüz tek bir teoriyle Britanya basınında karşılaşmadım.
Ancak bizde yaşanan sürprizler, hamdolsun, fazla çalışan zihinlerimizi o yöne doğru sevk etmiş görünüyor.
Ne diyor insanlar?
Tabii, her zaman olduğu gibi, ”Büyüklerimiz en doğrusunu bilir; onlar böyle münasip görmüşse hakkımızda hayırlı olan odur” iyimserliğiyle konuya yaklaşanlar pek çok.
Eh, İHH adlı kuruluş bile Mavi Marmara ile ilgili itiraz ve eleştirilerini geri aldıktan sonra… Böyle düşünen insanları hor görmek, küçümsemek mümkün değil.
Hükümet doğru yapınca, onlar da ona uygun tavır almayı doğru buluyorlar…
Sorun, her partinin tabanında bulunan, AK Parti’nin seçmeninin de kendini pek kurtaramadığı ezeli kuşkucuların kafa karışıklığından kaynaklanıyor. Görüştüğümde mitralyoz gibi hep aynı kuşku ifade eden soruları üzerime boca edenler daha çok o tür seçmenler…
Olumlu kuşkucular…
Onların ‘büyük’ diye bildiği kişi/ler yok; ‘doğru tavır’ için hükümete bakıp hizaya da geçmiyor onlar… Aralarında gönüllerini zor belâ razı edip tamamen ‘duygusal’ sebeplerle AK Parti’ye oy verenler de var;”Çoğunluk desteklediğine göre…” düşüncesiyle kalabalığa katılanlar da…
Biri, bana, ”Hayrola, bu yolla ülkemizi daha müreffeh hale getirecek bir formül mü bulundu?” diye sordu. Şaşırdığımı görünce sorusuna şu açıklamayı getirdi: Yakın zamana kadar izlenen politikalar dönüşü kolay olmayan bir söylemle yürütüldü. Şimdi âniden taban tabana ters bir politikaya geçildiyse, bu, ancak politika belirleyenlere büyük umutlar vaad edilen yeni bir yola girilmişse söz konusu olabilir…
Anlamışsınızdır ya, ben yine de yazayım: Bu, olumlu bir kuşkuculuk…
Şimdi de olumsuzlar…
Esas merak edilen ise, herhangi bir yerden gelen zorlamalarla politika değişikliğine gidilip gidilmediği…”Bir yerlerden baş edilemeyeceği düşünülen bir tehdit mi geldi? Değişikliğe gidilmezse göğüslenilemeyecek bir zarara uğramaktan çekinerek mi denilen yapılıyor? Yoksa ‘Rıza Sarraf dosyası’ gösterilerek, ‘Panama Belgeleri’ ile korkutularak mı bu yola sapmamız sağlandı?”
Peş peşe gelen sorulardan bazıları bunlar. Çok daha aklı zorlayanları da var, ama burada zikretmeye değmez.
Hangi senaryo gerçeği yansıtıyor? İlki mi, ikincisi mi?
Kendimi adıma şunu söyleyebilirim: Olumlusu da olumsuzu da rahatsız edici bu senaryoların ve yetkililerin hiç vakit kaybetmeden, kimseleri de azarlamadan, şu birkaç hafta içerisinde bizlere yaşattıkları sürprizlerin arka-planını açıklaması gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025